Dünya

'Beşar Esad'ın 6 haftası kaldı'

Suriye rejiminin üst düzey bir yetkilisi, adının gizli kalması şartıyla Suriye yönetiminde

17 Kasım 2011 02:00

T24 - Suriye rejiminin üst düzey bir yetkilisi, adının gizli kalması şartıyla Suriye yönetiminde yaşananları anlattı. Başkan Esad’ın sıkıştığını aktaran yetkili, etrafındaki birçok bürokratın şimdiden ailelerinin geleceği için endişelenmeye başladığını belirtti.



Dünyanın ilgisini Suriye’nin üzerinden çekecek bir gelişme olmadığı takdirde altı hafta içinde Esad yönetiminin çökebileceğini savunan yetkilinin Hürriyet'e anlattıkları şöyle:

Türkiye karar vermedi


“Suriye’de herkes Türkiye’nin ne yapacağını merak ediyor. Henüz karar vermiş gibi görünmüyor. Aslında bizim hükümetimiz dahil kimse bir karar vermiş değil, çünkü gelişmeler çok hızlı ilerliyor. Türkiye’nin elektriğimizi kesme fikri gerçekçi değil. Suriye halkı zarar görür. Ancak petrol konusunda Avrupa Birliği’nin de aldığı ambargo kararı ekonomiyi kötü etkileyecek. Bugünden itibaren (15 Kasım) artık İtalya dahil hiçbir Avrupa ülkesine petrol satamayacağız. Onun yerine Afrika’ya satamayız, onların ekonomik durumu bizden kötü. Geriye Güney Kore, Çin gibi uzak coğrafyalar kalıyor, fakat bunun için de altyapımız yeterli değil. Kıbrıs’a karaborsayla satıldı diyelim. Ancak karaborsadan gelecek para bir devletin ekonomisine destek olacak büyüklükte olamaz. Üstelik herkesin gözü üzerimizdeyken yapamayız. Bütün depolarımız dolu olduğuna göre, tek yol, üretimi azaltacağız. Bu da gelirimizde düşmeye neden olacak.

Ekonomik sıkıntılar başlamıştı fakat Avrupa Birliği ambargosuyla daha da zorlanacağız. Maaş ödemelerimizde sorunlar oluşuyor. Çevremdeki birçok bürokrat ne yapacağına karar vermeye çalışıyor. Çünkü ailelerimizi düşünmek zorundayız. Tarafsız kalmak için istifa ettim diyelim, edemem. Muhalefete katıldığımı düşünürler. Ailemin hayatı tehlikeye girer. Devlet görevlilerinin çoğunluğu Esad gibi Nusayri. Çoğu rejime sadıktır. Örneğin Suriye dışişlerinde toplam 360 diplomat vardır. Bunların yüzde 60’ı Nusayri. Sünni diplomat sayısı 10’u geçmez. Ancak maddi zorluklar arttıkça, örneğin ordunun ikinci kademesinde zaman içinde çözülmeler olabilir.


Saddam taktiği gibi

Avrupa Birliği’nin bugün belirlediği 18 kişilik liste ise çok önemli. Bunun anlamı şu: Hepinizi biliyoruz. Ne kadar sadık olsalar da, ekonominin de kötüleşmesiyle bundan sonra o listedekiler Şam’daki büyükelçiliklerle irtibat kurup kendilerini kurtarmaya çalışacaktır. Bu Batı’nın Saddam taktiğine benziyor. Amerika Bağdat’a girdiğinde kent bir saat içinde düştü. Çünkü o ana kadar Saddam’ın etrafındaki herkesle anlaşma yapılmıştı. Ve bir anda düğmeye basıldı. Rejimin ne kadar dayanacağını kimse tahmin edemez. Durum çok hızlı ilerliyor. Altı hafta içinde de çökebilir. Fakat bir gelişme olur, örneğin Kore Yarımadası’nda bir karışıklık çıkar, dünyanın gözü oraya çevrilir, bütün istihbaratçılar oraya yoğunlaşır, Başkan Esad’ın dönemi de bir yıla uzayabilir. Bana kalırsa şu anda rejimi kurtarabilecek tek gelişme bu. Başkan Esad’ı spot ışıklarının altından çekecek, başka bir bölgede bir karışıklık.


İç savaşla korkutuyor

Esad’ın şimdi yaptığı, rejimin ömrünü uzatmak için dünyayı Suriye’de bir iç savaş tehdidiyle korkutmak. Halbuki böyle bir tehdit yok. Niye? Çünkü bir iç savaş çıkması halinde, Türkiye mülteci akınından korkuyor. İsrail, Hizbullah’ın güçlenmesinden korkuyor. Irak, 1.5 milyon mültecinin geri gelmesinden korkuyor. Başkan Esad da bu tehditle ‘Sakın müdahale etmeyin yoksa bunlar olur’ diyor.”


İran bizim için savaşa girmez

“İran diyorsunuz, İran’ın bizim için savaşa gireceğini mi zannediyorsunuz. İran’ın daha büyük planları var. Onlar dünyayı değiştirmeyi hedefliyorlar. Nükleer silaha ulaşıp, ABD ve İsrail ile yarışacaklar. O yüzden ne İran ne de desteklediği Hizbullah Suriye’nin yanında bir savaşa girer. Evet İran Esad Rejimi’ni sonuna kadar destekleyecek, hiç şüphe yok. Ama savaşacak kadar değil. Suriye, İran için bir taktik, strateji değil. Rusya’nın ise bize silah sağladığı söyleniyor. Alıyor olabiliriz ama para kalmayınca nasıl silah alalım. Bu iş menfaatlerle ilgilidir. Amerika ile 100 milyar dolarlık işi varsa Rusya’nın, bizden 1 milyar dolar bile kazanamıyorsa, niye destek çıksın!..”


PKK kartını oynarsa ‘Gel Şam’a gir’ demek olur

“Suriye’nin PKK kartını oynayacağı haberlerini okuyunca gülüyorum. O 1990’ların işiydi. Birincisi son beş yıldır Türkiye ve Suriye arasındaki istihbarat işbirliği o kadar üst düzeye ulaştı ki, elimizde olan bütün bilgiler Türk istihbaratında var zaten. Gizlediğimiz bir ilişki kalmadı. İkincisi eğer Başkan Esad böyle bir kartı oynamaya kalkarsa bu Türkiye’ye ‘Gel Şam’a kadar ilerle’ demek olur. Türkiye’ye yeşil ışık yaktık demektir.


Ya imza, ya savaş

Ben size 1998’de ne olduğunu anlatayım. O zaman Öcalan Suriye’de saklanıyordu ve Türkiye açıkça bize meydan okudu. Bir delegasyon yolladık. Sanırım altı ya da yedi kişi vardı, üçünü çok iyi tanıyorum. Heyetin başında da Gazi Kenan (Hafız Esad’ın o dönem en yakınında bulunan istihbarat şefi) bulunuyordu. Sonra öldürüldü. Türkler, heyeti Adana’da bir askeri tesise sokmuş. Heyettekilerin bütün telefonlarını da ellerinden alıp, hepsini bir odaya kapatmış. Şam’da kimse bu kişilere ulaşamıyor. İçeride önlerine bir anlaşma koymuşlar. ‘Ya imzalarsınız ya da savaş başlatırız’ demişler. Kenan anlaşmayı imzalayıp hemen Şam’a döndü. Önce imzayı attı, sonra da hükümeti ikna etmeye çalıştı. Ben de içeride yaşananları üç kişiden ayrı ayrı dinledim. ‘Öcalan’ın ev adresini, cep telefonunu, yardımcılarının her birinin irtibat bilgilerini önümüze koydular’ dedi konuştuğum biri. 90’larda bile buna direnememişken, şimdi nasıl direnelim. Türkiye bize saldırsa, dünyada tek bir ülke bizi savunur mu? Hatta saldıran İsrail bile olsa kimse karşı çıkmaz, dünyada kimsenin sevmediği, zalim yönetim durumuna düştük.”


Muhalifler saldırıyor

Suriye’de ordudan ayrılıp muhaliflerin safına geçen askerlerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu dün, gün ağarmadan önce Şam yakınlarındaki askeri ve istihbarat merkezlerine saldırılar düzenlediklerini açıkladı. Muhalifler en büyük saldırıyı, Hava Kuvvetleri İstihbaratı’nın Şam’ın Harasta banliyösünde bulunan tesisine düzenledi. Özgür Suriye Ordusu binaya roket ve makinalı tüfeklerle saldırdı. Halk arasında korku salan merkezin protestoların bastırılmasında önemli bir rol oynadığı belirtiliyor. Şam’ın Duma, Kabun, Arabin ve Sakba banliyölerindeki askeri kontrol noktalarına da saldırı oldu. Suriye İnsan Hakları Gözlemci Örgütü, Hama’nın Kfar Zeita köyünde askeri denetim noktasına saldırı düzenlendiğini, ordudan ayrılan askerlerin en az 8 Suriye askerini öldürdüğünü duyurdu. 20’den fazla yaralı var. Ülkenin çeşitli kentlerinde düzenlenen protesto gösterilerinde ise Suriye güvenlik güçlerinin 13 sivili öldürdüğü belirtiliyor.


Esad halayı

Suriye ordusundan muhaliflerin safına geçen asker sayısı her geçen gün artarken, dün başkent Şam’da yine Esad yanlısı miting düzenlendi. Dünkü saldırılar ve Arap Birliği toplantısıyla çifte darbe alan Esad’a destek mitinginde askerler Suriyeli gençlerle halay çekti.


Arap Birliği’nden Esad’a 3 gün süre

Arap Birliği, halka yönelik şiddeti durdurması için Suriye yönetimine 3 gün süre tanıdı, aksi takdirde “ekonomik yaptırımlar” uygulayacağını bildirdi. Birlik üyeleri, sivillerin korunmasına yönelik acil tedbirler alınması gerektiğini vurguladı. Ancak birlik dış müdahaleye karşı olduklarını da açıkladı.


Fransa, Şam Elçisi’ni çekti

Arap Birliği Genel Sekreteri Nabil El Arabi, “Arap Birliği’nin Suriye’deki kanı durdurmak için her şeyi yapmak zorunda” olduğunu açıkladı. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe ise artan şiddet olayları yüzünden Şam Büyükelçisi’ni çektiklerini açıkladı.