Gündem

'Bertaraf olmaktan korkmuyoruz'

TÜSİAD’a “Bitaraf olan bertaraf olur” diyen Başbakan’a yanıt KAGİDER Başkanı Onanç'tan geldi. Onanç, "Tarafsız olmayı seçtik ve bertaraf olmaktan da korkmuy

27 Ağustos 2010 03:00

T24- Ümit Boyner başkanlığındaki TÜSİAD’a “Bitaraf olan bertaraf olur” diyen Başbakan’a yanıt yine bir iş kadınından geldi. KAGİDER Başkanı Onanç, “Tarafsız olmayı seçtik ve bertaraf olmaktan da korkmuyoruz” diye konuştu.


Anayasa Değişiklik Paketi Referandumu sürecinde demokrasi anlayışı gereği kamuoyunda oluşan kamplardan birisinin içinde yer almayacaklarını söyleyen Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı Gülseren Onanç, ‘bitaraf’ olduklarını açıkladı.


Milliyet gazetesinde yer alan habere göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın referandum sürecinde mevcut taraflardan birisine dahil olmayan sivil koplum kuruluşlarına (STK) yönelik olarak dile getirdiği, ‘bitaraf olan bertaraf olur’ söylemini ‘totaliter’ bir söylem olarak değerlendiren Onanç, “Ben kişisel olarak bu söylemi antidemokratik buluyorum. Bir yandan yeni paketin bireysel özgürlükleri artıracağı savunuluyor bir yandan da ‘taraf’ olmaya davet ediliyor. Bu önemli bir çelişki” dedi.

Bu söyleme sivil toplum kuruluşlarından yeterli tepkinin gelmediğini ifade eden Onanç, “STK’lar taraf olabilirler. Ama aynı zamanda tarafsız olmayı savunuyor olmalıdır. Bu bizde rahatsızlık yarattı. Biz de ‘tarafsız’ olmayı seçtik. Bertaraf olmaktan da korkmuyoruz. STK’lar bireysel özgürlükleri savunur. Biz de bunu savunuyoruz” diye konuştu.


‘Tercihlere saygı gösterilmeli’

Onanç şöyle devam etti:

“Biz bireysel ve kurumsal özgürlüğün demokrasinin temeli olduğuna inanıyoruz. Bağımsız sivil toplum kuruluşlarının bir siyasi parti veya ideolojik merkez gibi algılanmasını ve referandumda tavır almaya zorlanmasını demokrasi anlayışımız çerçevesinde doğru bulmuyoruz. Siyasi kutuplaşmanın hakim olduğu referandum sürecinde ihtiyaç duyulan ortam ayrıştırıcı ve saflara ayıran değil, aksine birleştirici ve bireyin tercihine saygı gösterilen bir ortamdır.”  


‘Kamplaşma yaratıldı’

Gelinen noktada kutuplaşma ve güven sorununun üst düzeyde yaşandığına dikkat çeken Onanç, pakete ilişkin olarak ‘evet-hayır’ ikilemine sıkıştırılmaya çalışıldığı, toplumda kamplaşma yaratıldığı bir ortamda KAGİDER’in sahip olduğu demokrasi anlayışı gereği ‘bir eğilimi destekler nitelikte bir tutum sergilemesinin mümkün olmadığını belirtti.

Anayasanın hazırlık sürecinde tüm partilerin birarada hareket etmesi gerektiğini belirten Onanç, “Paketi birlikte hazırlayabilselerde daha katılımcı ve çoğulcu olurdu. Üzerinde bir uzlaşı sağlanamadığı için sorgulanan bir süreç haline geldi” dedi.

Bu sürecin ayrıca içerikten kopuk ve kutuplaştıran bir hale geldiğini kaydeden Onanç, “Bu şekilde olması sağlıklı bir süreç yaşanmasını engelledi” diye konuştu.


‘Kavramadan oy kullanılacak’

Referanduma sunulan anayasa paketinin bütünsel bir yaklaşımdan uzak olduğunu, içerik olarak biri biriyle ilintisiz düzenlemelerin aynı paket içerisinde yer aldığını vurgulayan Onanç, “Bu da paketin aceleyle ve toplumsal mutabakat aranmadan hazırlanmasından kaynaklanan bir başka eksikliktir, seçmenlerin önemli bir kısmı yapılacak değişikliklerin içeriğini tam anlamıyla kavramadan oy kullanacak” dedi.

12 Eylül anayasasının toplumsal gelişmeye yanıt vermediğini ve farklı kesimler tarafından eleştirildiğine dikkat çeken Onanç, bireyi öne çıkaran, katılımcı bir süreçle hazırlanacak ve çoğulculuk anlayışını esas alan yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyledi.

‘Kadın - erkek eşitliğine inanmıyorum sözü kırılma noktası’


KAGİDER olarak cinsiyet eşitliği ve bireysel özgürlüklerin tarafı olduklarını anlatan Onanç, şunları söyledi: “Ak Parti’nin bu konulara yaptığı katkıyı hep takdir ettik, destekledik. Kamu kurum ve kuruluşlarında kadın eşitliğine yönelik bir genelge hazırlandı. Bu eşitliğe yönelik kriterleri içeren çok önemli bir genelgeydi ve destekledik. Ancak Başbakan Erdoğan, bizim de katıldığımız kadın kuruluşlarının temsilcileriyle biraraya geldiği toplantıda, kadın - erkek eşitliğine inanmadığını ifade etti. Bu toplantı benim için bir kırılma noktasıydı. Bunlar benim KAGİDER adına yaptığım açıklamalar değil. Kişisel görüşlerim. Toplumsal cinsiyet eşitliğini içselleştirilmediğini gördüm. Güven meselesi de böyle. Bir insanın liderine, başbakanına güvenmesi çok önemli. Güven bir kere kırıldıktan sonra tekrar tesis etmek uzun bir süreç alıyor. Çünkü sadece genelgeyi imzalamak değil, takipçisi olmak ve içselleştirmek de gerekiyor.”

Anayasa paketinde kadınla ilgili yer alan ‘pozitif ayrımcılığı’ destekleyen maddeyi önemsediklerini belirten Gülseren Onanç, “Ancak pozitif ayrımcılığın nasıl uygulanacağı da en az onun kadar önemli” dedi.