Hürriyet Gazetesi Yazarı Enis Berberoğlu, devletin istihbarat biriminin Abdullah Öcalan’a ev hapsi ihtimalini değerlendirdiğini öne sürdü.
Konuyu "Öcalan’a ev hapsi" başlığıyla köşesine (19 Nisan 2009) taşıyan Berberoğlu, bu önerinin ilk kez DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk’un gündeme getirdiğini yazdı.
İşte Berberoğlu’nun yazısının tamamı…
Öcalan'a ev hapsi
Başkentin derin kulislerinde bir süredir dolaşan söylenti ilk kez DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk tarafından yüksek sesle dile getirildi.
Tuğluk, Başbakan’a, "Aydın ve yazarların Kürt sorununun çözümüne hizmet edeceği anlayışıyla Abdullah Öcalan için önerdiği ’ev hapsi’ konusunda hükümetinizin bir çalışması var mıdır?" diye sordu.
Tabii ki yanıt alamadı, ama tabir yerindeyse Pandora’nın kutusu açıldı.
DTP’li vekilin soru önergesinin üstünden üç ay geçti ama bu söylentinin kaynağı daha yeni belli oldu.
Devletin istihbarat biriminin tepe yöneticisinin bu ihtimali dillendirdiği ortaya çıktı.
Devletin diğer birimlerinde bu öneriyi şimdilik fazla ciddiye alan, destek veren yok.
Ama DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, ev hapsi ihtimalinden yola çıkarak -ve Diyarbakır Savcılığı’nın inceleme açmasını göze alarak- Mandela-Öcalan benzerliği kurmadı değil:
"Güney Afrika’da Nelson Mandela cezaevindeydi, çözülmedi. Ne zaman Mandela’nın koşuları düzeltildi, yanına arkadaşları gönderdiler, ev hapsine aldılar, daha sonra özgürleştikten sonra ancak o zaman barış geldi."
Güney Afrika’da ırkçı rejim Nelson Mandela’yı 24 yıl Fok Adası’nda tuttu, sonra cezaevine aldı. Mandela’nın 27 yıllık tutsaklığının sadece son üç yılı ev hapsinde geçti, ziyaretçi izni çıktı.
ABD’nin artık iyice şekillenen Kürt planında Türkiye’ye düşen rol belli: PKK’yı tasfiye etmemize ses çıkarılmayacak. Karşılığında Kuzey Irak dahil Kürt coğrafyasını himaye edeceğiz.
Gözüken o ki, artık bu planın en kritik safhası tartışmaya açılıyor. Soru belli: Türkiye Cumhuriyeti kamuoyu Öcalan’ın bir gün tıpkı Mandela gibi özgür kalmasına razı gelecek mi?
Sosyal tanıtım zamanı
Başbakan’ın Almanya gezisinde yeni bir kamuoyu oluşturma stratejisinin uygulanacağını yakın kurmayından duydum.
Anladığım kadarıyla eski Başbakan Gerhard Schröder’in doğum günü için Almanya’ya giden Başbakan Tayyip Erdoğan bu ülkenin önde gelen medya kuruluşlarının temsilcileri ile kahvaltılı toplantıda buluşmayı planlıyor.
Bir anlamda sosyal vesileyi tanıtım amaçlı kullanmayı düşünüyor.
Artık resmi ziyaretlerin yanı sıra sosyal tanıtım zeminleri de aranacak.
Açık söyleyeyim, fena olmaz!
Çünkü Davos ve son Rasmussen krizinden sonra...
Erdoğan’ın AB reytinginin çok yüksek olduğunu söylemek mümkün değil.
Soru
AKP kapatma davasını beş ayda karara bağlayan Anayasa Mahkemesi DTP davasını uzattıkça uzatıyor. Son polis operasyonları bu tehire bir tepki niteliğinde mi algılanmalı? DTP’yi taksitle kapatmak anlamına mı geliyor?
Eğer öyleyse karar mercii kim?