Gündem

Ben o komutanı nasıl öldürürüm?

Tatar’ın intihar etmeden önceki gece yakalama emrini aldığında “Bir daha asla oraya dönmem, ölürüm daha iyi” dediği ortaya çıktı

22 Aralık 2009 02:00

Oramirallere suikast iddiasıyla tutuklandıktan 9 gün sonra serbest bırakılan Deniz Yarbay Ali Tatar, yeniden yakalama emri çıkınca evinde intihar etti.

Tatar’ın intihar etmeden önceki gece yakalama emrini aldığında “Bir daha asla oraya dönmem, ölürüm daha iyi” dediği ortaya çıktı. Yarbay Ali Tatar’ın intiharı ile ilgili detaylar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Vatan gazetesinde yer alan habere göre, Tatar’ı adım adım intihara götüren süreç şu şekilde gelişti: Oramirallere suikast iddiasıyla gözaltına alınan Yarbay Ali Tatar, 7 Aralık’ta tutuklanarak cezaevine gönderildi. Avukatının itirazı üzerine, Çarşamba günü serbest bırakıldıktan sonra Beylerbeyi Astsubay Okulu Tesisleri’ndeki lojmanına geldi. Cuma gününe kadar ailesi ve birkaç komutan arkadaşıyla vakit geçirdi. Cuma akşam saatlerinde Savcı Süleyman Pehlivan’ın yaptığı itiraz üzerine yeniden çıkarılan yakalama emri kendisine tebliğ edildi. Tatar, tebliği aldıktan sonra, “Bir daha asla oraya dönmem. Oraya döneceğime ölürüm daha iyi” dedi, sinir krizi geçirdi.


Ailesi evdeki silahları sakladı

Yakınları onu teskin etmeye çalıştı. Tatar’ın evinde kendisine ait 3 ayrı silah vardı. Eşi ve yakınları olası bir duruma karşılık bu silahları sakladı. Ama komutan silahlardan birisini bulup gece banyoya sakladı.


Gece veda mektubu yazdı

Tatar, o gece bir mektup yazdı. Sabah erkenden kalkıp gidip kapıda bekleyen askeri inzibata teslim olacaktı. Tam çıkacağı sırada eşinin eline gece yazdığı mektubu tutuşturup, “Sen bunu al, midem çok ağrıyor, hemen geliyorum” diyerek banyoya yöneldi. Eşi bir şeyler yapacağı endişesi taşıdığı için ardından banyo kapısına yöneldi, tam o sırada silah sesi duyuldu. Eşi yanındakilerle kapıyı açıp çığlıkla içeri girince eşini yerde kanlar içinde buldu. Tatar ailesi ve lojmandaki askerler tarafından hemen GATA’ya kaldırıldı. Tatar yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.


’Babam öldüğünde beni aramıştı’

Mektupta, cezaevinde kaldığı koğuşla ilgili bilgi veren ve, “Ben bir daha oraya gidemem, orada kalamam. Koğuşlar 125 metrekare ama 29 kişi kalıyor” diye yazan Tatar’ın, “Suçsuzum, üzerime çok geliniyor. Bunu kaldıramıyorum” dediği öğrenildi. Mektupta, Genelkurmay Başkanlığı’nı kendisine sahip çıkmamakla suçlayan ve TSK’yı kastederek, “Bizi koruyamadı” diyen Tatar, üzerine atılı amirallere suikast suçu iddiasıyla ilgili de şunları kaleme aldı: “Oramiral Uğur Yiğit Komutanım’a suikast iddiasında adım geçiyor. Babam öldüğü zaman ben seferdeydim. Komutanım (Oramiral Eşref Uğur Yiğit-VATAN) beni arayarak, ‘Başın sağ olsun, böyle şeyler herkesin başına gelir. Sen rahat ol’ diye bana teselli vermişti. En kötü günümde yanımda olan kişiye karşı nasıl böyle bir şey (Suikast-VATAN) düşünebilirim. Bana babacan yaklaşan bir insana sadece saygı ve minnet duyabilirim.”


Genelkurmay çelenk gönderdi

Cenaze törenine Genelkurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Donanma Komutanlığı ve Güney Deniz Sahası Komutanlığı çelenk gönderdi.


O komutan uğurladı

Oramirallere suikast soruşturması kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra hakkında yeniden tutuklanma kararı çıkınca intihar eden Yarbay Ali Tatar, dün son yolculuğuna uğurlandı. 



Önceki gün İstanbul’daki Karacaahmet Cemevi’nde yapılan cenaze töreninden sonra Tatar için dün de Kocatepe Camii’nde askeri tören düzenlendi. Tatar’ın cenaze törenine Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, eşi Pınar Yiğit’le katıldı. Törende Genelkurmay İkinci Başkan Yardımcısı Orgeneral Bilgin Balanlı’nın yanı sıra çok sayıda da subay vardı.


Eşi savcıyı suçladı

Yarbay Tatar’ın Türk bayrağına sarılı cenazesi Kocatepe Camii’ne getirilirken, yakınları soruşturmayı yürüten Savcı Süleyman Pehlivan’a tepki gösterdi. Yarbay’ın eşi Nilüfer Tatar, “Hiç birinde gerçek belge yok. Askeriyeye komplo düzenlemek için 10 yıldır hazırlanmış bunlar. Eşim gururuyla öldü. Ordudaki Alevileri fişliyorlar. Hep Alevi subayları içeri alıyorlar. Ellerinde hiçbir belge yok. 29 kişi boşu boşuna yatıyor. Süleyman Pehlivan sen kimin adamısın? Fethullah Gülen’in mi, Amerika’nın mı? Eşim çok çalışkan bir insandı. Atatürkçü biriydi. Madalyalarını kıskandılar” diye bağırarak gözyaşı döktü. Anne Satı Tatar da, askerlerin kolları arasında cami avlusuna zorlukla getirilirken ayakta durmakta güçlük çekti. Anne Tatar, “Oğlum bak komutanların seni karşılıyor” diye ağladı. Ablası Hürriyet Tatar ise, “Seni buraya getirenler utansınlar. Gözyaşlarımızla boğulsunlar” diye ağıt yaktı. Öğle namazının ardından Tatar için cenaze namazı kılındı. Tatar’ın cenazesi Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.


'Bunalımdayım, hastaneye götürün

Yarbay’ın ailesi cenaze töreninde güçlükle ayakta durabildi. Halasının oğlu Hasan Açık, olay günü Yarbay Tatar’ın, evine gelen savcı ve polislere, “Bunalımda olduğunu, hastaneye gitmek istediğini” söylediğini, görevlilerin buna izin vermediğini öne sürdü.