Ekonomi

BDDK’nın önlemleri şimdilik büyük avantaj yaratmıyor, gelecekteki olası kayıplara önlem alıyor

Birçok bankanın yabancı sahip ve hissedarları da var. Bu nedenle ulusal uygulamalar uluslararası uygulamadan uzaklaştıkça bilanço şeffaflığı da azalmakta

24 Mart 2020 16:24

Kerim Rota*

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) dün ilan ettiği 3 hesaplama değişikliği Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle finansal piyasalarda oluşan oynaklığın banka bilançolarına etkisini azaltmayı ve zamana yaymayı amaçlıyor. Değişikliklerin anlamı ve sektör bilançosuna etkileri aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

1. BDDK bankaların sermaye yeterlilik hesaplamasında artık güncel kur yerine 2019 sonu döviz kurunu kullanmasına izin veriyor. Bu tarihte birçok bankanın kullandığı Dolar/TL kuru TCMB alış kuru olan 5,94’e yakındı. Güncel kurdan yüzde 10 kadar düşük olan bu kuru kullanma hakkı verilen bankalar, yabancı para kredilerini ve yabancı para tahvil varlıklarını da bu seviyeden değerleyebilecekler. Bu varlıklar toplam varlıklarının yüzde 40’ına yakın.

Bu hesapla bankaların sermaye yeterlilik oranları yüzde 0,5 kadar yükselebilecek. Sektör sermaye yeterlilik oranlarının yüzde 18’e yakın olduğu düşünüldüğünde bu karar bugün çok önemli bir avantaj yaratmıyor. Ancak ileride oluşabilecek kur artışlarından daha olumsuz etkilenmelerinin önüne geçmeyi amaçlıyor.

2. Finansal piyasalarda son haftalarda oluşan oynaklık sonucu TL tahvil faizleri yükseldi. Türkiye CDS’leri de 500’ün üstüne çıktı. Bu nedenle bankaların ellerinde tuttukları tahviller değer kaybetti. BDDK aldığı diğer bir kararla bankalara "Bu tahviller aldığınız fiyata göre zarara geçtiyse bu zararı öz kaynaklardan düşmeyebilirsiniz" demekte. Burada rakam hesaplamak oldukça zor olsa da bu farkın bankaların sermaye yeterlilik oranlarında henüz önemli bir etkisi olmadığını söyleyebiliriz… Bu durumda bu karar da ilerideki olası kayıpları engellemek adına atılmış diye düşünülebilir.

3. BDDK, bankaların elinde tuttuğu Türkiye ve Banka Eurobond’larından oluşan piyasa zararının pozisyon hesaplamasında kullanılmayacağı esnekliğini de getirdi. Bu da bu zararlar karşılığında bankaların piyasadan döviz almalarına gerek olmayacağını gösteriyor. Bu da ileride oluşabilecek oynaklıkların Türk Lirası'na daha fazla değer kaybettirmemesi için bir önlem olarak düşünülebilir.

Her 3 uygulamada da esneklik getirilmiş ancak yapıp yapmama bankaların kendi kararlarına bırakılmış. Bu tür yüksek piyasa oynaklığı olan zamanlarda bu tür kararların alınması çok doğal. Ancak birçok bankanın yabancı sahip ve hissedarları da var. Bu nedenle ulusal uygulamalar uluslararası uygulamadan uzaklaştıkça bilanço şeffaflığı da azalmakta. Şu an her kurum, her gün birkaç önlem açıklar durumda. İleride ihtiyacımız olacak yatırımcı güveni için Covid-19’a yönelik alınan ekonomik tedbirlerin koordine bir şekilde toptan bir paket halinde açıklanıp ilerlenmesinde fayda var.


* Eski Akbank'ta Genel Müdür Yardımcısı ve Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi