-Bayraktar'dan Tarım Raporu değerlendirmesi ANKARA (A.A) - 26.09.2011 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, gelişmiş ülkelerin bir çoğunda uzun zamandır uygulanan yüksek tarımsal destekleme politikalarına karşılık Türkiye'de destek politikalarının düşük seviyede kalması sonucu bu ülkelerdeki üreticiler ile Türk çiftçisi arasındaki arazi varlığı, mekanizasyon ve kredi temini yönünden farkın giderek açıldığını belirterek, ''Tarım sektörümüzün dış pazarlara açılabilmesi ve rekabetçi bir konuma yükselebilmesi için öncelikle aradaki bu farkın giderilmesine yönelik desteklemelerin devamı elzemdir'' dedi. Bayraktar, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının (OECD) 2011 yılı Tarım Raporu'nu değerlendirdi. Raporda, Türkiye'nin 2010'da tarıma aktardığı desteğin 22 milyar dolar olduğunun belirtildiği, bu destek miktarına göre Türkiye'nin üretici destek yüzdesinin yüzde 27,9 olarak raporda yer aldığını ifade eden Bayraktar, raporda 1995'ten bugüne kadar diğer tüm OECD ülkelerinde tarımsal destekleme miktarları düşerken Türkiye'de arttığının belirtildiğini hatırlattı. 1995 yılı rakamlarına göre OECD toplam destek miktarının 269 milyar dolar olduğunu kaydeden Bayraktar, bu rakamın 1999 yılında 272 milyar dolar, 2005'te 270 milyar dolar olduğunu, aynı dönemde AB'de 123 milyar dolar olan destek miktarının, 2008 yılında 132 milyar dolara kadar çıktığını vurguladı. ABD'de ise 1995 yılında 20 milyar dolar olan desteğin, 1999 yılında 55 milyara yükseldiğini, 2010 yılında 25,5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: ''Yıllar itibarıyla incelendiğinde, OECD hesaplamalarına göre Türkiye 1995 yılında tarım sektörüne 7,9 milyar dolar destek sağlarken, bu rakam 2001 yılında 3,5 milyar dolara gerilemiş ve sonrasında ise tarımsal desteklemeler peyderpey artmıştır. Türkiye'nin üretici desteği yüzdesi de 2003 yılına kadar OECD ortalamasının altında kalmıştır. 2003 yılında OECD ortalaması yüzde 29 iken, bu rakam Türkiye'de yüzde 32 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılında ise OECD ortalaması yüzde 18,32 iken, Türkiye'de ise yüzde 27,9 olmuştur. OECD'nin Tarım Raporu'nda sektörün Türkiye'deki tüm yapısal sorunlarını tespit etmekle birlikte, 'Ancak bunlara rağmen bu küçük çiftlikler Türkiye'yi önemli tarım ihracatçısı ve bazı tarım ürünlerinde dünya lideri yapacak kadar üretken olmuşlardır' sonucuna varılmaktadır. Tarım sektörümüzün en önemli yapısal sorunlarımızdan birisi olan küçük ve parçalı arazi yapısı teknoloji kullanımını kısıtlamakta, ürün maliyetlerini artırmakta ve böylece rekabet gücümüzü kısıtlamaktadır.'' -''Rekabetçi yapı için yapısal sorunlar çözülmeli''- OECD ülkelerindeki tarımsal destekler incelendiğinde, yıllarca tarımını güçlü bir şekilde destekleyen ve yapısal sorunlarını çözen ülkelerin, son yıllarda gıda fiyatlarının yükselmesi ve üreticisinin gelirinin artması üzerine fiyat desteklerini bir miktar azaltma yoluna gittiğini belirten Bayraktar, ''Ancak bu durum ülkemiz için geçerli olamaz'' dedi. Türkiye'nin tarım sektörüne desteğinin 2003 yılına kadar hem miktar hem de yüzde olarak pek çok OECD ülkesinin gerisinde kaldığını ifade eden Bayraktar, şöyle devam etti: ''Hatırlanacağı üzere 2004 yılı AB ilerleme raporunda Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası'nın (OTP) doğrudan ödemeler, kırsal kalkınma ödemeleri ve pazar önlemlerinin Türkiye'de uygulanması durumunda maliyetin 11,3 milyar avro olacağı belirtilmişti. Ayrıca, Hollanda'nın Wageningen Üniversitesince hazırlanarak 2004 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığımıza sunulan bir raporda, Türk tarımının AB tarımına uyumu için 2006-2013 yılları arasında tarım sektörümüze her yıl 13-14 milyar avro kaynak aktarılması gerektiği belirtilmektedir. Ülkemiz, tarım sektöründe rekabetçi bir yapıya kavuşması için yapısal sorunlarını çözmeli, bu sebeple de tarıma daha fazla kaynak aktarmalıdır.'' -''Destekler halen kanunda belirtilen seviyeye ulaşamadı''- OECD hesaplamalarının dışında, Türkiye'de uygulanan Tarım Kanunu'nun bütçeden tarıma ayrılan kaynağın alt limitini GSMH'nın yüzde 1'i olarak belirlediğini hatırlatan Bayraktar, çiftçinin doğrudan kullandığı bu kaynağın halen Tarım Kanununda belirlenen seviyeye ulaşamadığını ifade etti. Gelişmiş ülkelerin birçoğunda yüksek tarımsal destekleme politikalarının uzun zamandır uygulandığını anlatan Bayraktar, bu ülkelerdeki üreticilerin, arazi varlığı, mekanizasyon ve kredi temini yönünden çok güçlü konuma geldiğini ifade etti. Türkiye'de uygulanan tarımsal destekleme politikalarının daha düşük seviyelerde gerçekleşmesi ve tarımsal altyapının yetersizliği nedeniyle aradaki farkın giderek açıldığını kaydeden Bayraktar, ''Dünya Ticaret Örgütü kuralları ve bazı uluslar arası anlaşmalar tarımsal destekleme politikalarımızı istenilmeyen bir noktada sınırlamakla birlikte, tarım sektörümüzün dış pazarlara açılabilmesi ve rekabetçi bir konuma yükselebilmesi için öncelikle aradaki bu farkın giderilmesine yönelik desteklemelerin devamı elzemdir'' dedi. Şemsi Bayraktar, yıllarca yüksek destekli ürünlerle rekabet etmek zorunda kalan Türk çiftçisi ve üreticisi için, gelişmiş ülkelerin fiyat desteklerinin azalmış olmasının, tarımsal altyapının da iyileştirilmesi ile belki de bir fırsat olarak değerlendirilebileceğini söyledi.