Gündem

'Baykal'ın telefonu, kaset operasyonundan önceki 17 yıl boyunca aralıksız dinlenmiş!'

Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz: Baykal 'telekulak'tan emekli

10 Eylül 2014 16:27

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile ilgili çarpıcı bir iddia ortaya atan Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz, “Deniz Bey'in, ilk genel başkanlığından 7 Mayıs 2010'da uğradığı kaset operasyonuna kadar geçen süre tam 17 yıl 8 ay! Ulaştığım bilgilere göre, Deniz Baykal 'Kaset Operasyonu'ndan önceki 17 küsur yıl boyunca aralıksız dinlenmiş...' 2010 ile 2013 arasındaki dinlemeyi de eklersek, Deniz Bey'in telekulak mağduru oluşu... 20 küsur yıl ediyor ki... Bu da 'Telekulak'tan Emeklilik' demek!” dedi.

Tamer Korkmaz yazısında “Buradan bir başka netice daha çıkıyor: Paralel Telekulak'ın varlığı, sadece son yıllara ait bir hadise değil!” görüşünü dile getirdi.

Tamer Korkmaz’ın Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (10 Eylül 2014) nüshasında yayımlanan, “Telekulak'tan Emekli, Deniz'e Nazır...” başlıklı yazısı şöyle:

 

‘Telekulak'tan Emekli, Deniz'e Nazır...’

 

9 Eylül 1992 idi; yirmi iki yıl önce, dün: CHP'nin yeniden açıldığı o kurultayda salondaydım. Deniz Baykal, Erol Tuncer'le yarışmış ve 1346 delegeden 1150'sinin oyunu alarak genel başkan seçilmişti.

Bakın, şimdi ne diyeceğim?

Deniz Bey'in, ilk genel başkanlığından 7 Mayıs 2010'da uğradığı kaset operasyonuna kadar geçen süre tam 17 yıl 8 ay!

Ulaştığım bilgilere göre, Deniz Baykal 'Kaset Operasyonu'ndan önceki 17 küsur yıl boyunca aralıksız dinlenmiş...'

2010 ile 2013 arasındaki dinlemeyi de eklersek,

Deniz Bey'in telekulak mağduru oluşu...

20 küsur yıl ediyor ki...

Bu da 'Telekulak'tan Emeklilik' demek!

Buradan bir başka netice daha çıkıyor:

Paralel Telekulak'ın varlığı, sadece son yıllara ait bir hadise değil!

*

Dört yıl önce, bir nevi 'siyasi suikast' anlamına gelen kaset operasyonunun ardından Baykal istifa etmiş, Kılıçdaroğlu genel başkan seçilmişti...

Ecnebi Kemal'in seçilmesinden sadece birkaç gün sonra, Paralel Medya'daki bir yazara konuşan İshak Alaton 'CHP'ye en büyük kötülüğü Deniz Baykal yapmıştır' diyordu! (27 Mayıs 2010)

Paralel Yapı ile CHP arasındaki yakınlaşma...

7 Şubat 2012'deki MİT Krizi'nin hemen ardından başladı...

İstanbul Baronları'nın tesis ettiği bu ortaklık, 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra aşikâr hale geldi.

Geçen haftaki kurultayda, CHP'nin Paralel Yapı ile birlikteliği zerre miskal sorgulanmadı!

Paralel Telekulak, Paralel Kasetleme, Paralel Şantaj, Paralel Fişleme, Paralel Kumpas, Paralel Casusluk, Paralel Darbe Girişimi:

-Bütün bunlar, CHP için asla problem değil!

CHP'yi perde arkasından yöneten Amerikancı İsrailci Derin Baronlar, Paralel Yapı'nın da teknik direktörüdür!

Deniz Bey'in '1 Mart 2003 tarihli tezkerenin reddedilmesindeki' dik duruşunun rövanşı, kaset operasyonuyla alınmıştır.

Boğma Rakıcı'nın siyasi koşusu

Baykal'ın yerine genel başkanlığa getirilen daha doğrusu paraşütle indirilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismi ne zaman öne çıkmaya başlamıştı, hatırlayalım:

Kemal Bey, 2008'in Eylül ayından itibaren ısınma turlarına başla(tıl)mıştı!

Televizyon tartışmalarıyla 'yıldızı parlatılıyordu!'

Mart 2009'da İstanbul Büyükşehir Belediye Reisliği yarışını kaybetmiş olsa da, CHP'nin oylarını yükselttiği için 'yine' pohpohlanmıştı!

*

Deniz Baykal'a kaset operasyonunu yapan güç merkezi...

-Kemal Kılıçdaroğlu'nu 'tüm taleplerini yerine getiren bir genel başkan' olarak istihdam ediyor!

Bu durumda, Baykal'a operasyondan aylarca önce...

Kemal Bey'e de kement atmış olabilecekleri akla geliyor!

Kılıçdaroğlu'nun enteresan bir yöntemle kontrol altına alındığı, Baykal'ın başına gelecek hadiseden de haberdar edilerek yeni görevine hazırlandığı bir süreç mi yaşandı?

*

Dünkü yazımda, Kılıçdaroğlu'nun 'boğma rakı' içme merakından söz ederek, CHP genel başkanını 'El Mecbur' hale getiren mücbir sebebin bu boğma rakı alışkanlığı ile bağlantılı bir mevzu olabileceğine dikkat çekmiştim...

Kemal Bey'in CHP Grup Başkan Vekili olduğu dönemde, '2009 yılı Kasım ayının ikinci yarısında' Almanya'ya bir ziyareti var:

-O ziyaretin kapalı kapılar ardındaki bir kısmında başından 'fevkalade tatsız' bir hadise geçmiş olabilir mi, acaba?