Gündem

Baykal: Ben değildim dememi beklemek fevkâlade ayıptır

Kaset skandalının ardından CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa eden Deniz Baykal suskunluğunu bozdu.

24 Mayıs 2010 03:00

T24- CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa eden Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu'nun laiklik yerine, işsizlik ve yoksulluğu öne çıkarması için "Gayet güzel bir konuşmaydı, biz de 2009 seçimlerinde hiç laikliği konuşmadık" dedi. Kaset skandalının ardından CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa eden Deniz Baykal suskunluğunu bozdu. İlk kez CNN Türk ekranlarına çıkan Deniz Baykal Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtladı.  Baykal kaset iddialarıyla ilgili olarak "Ben değildim" dememi beklemek fevkalâde ayıptır" dedi.



Mehmet Ali Birand: Bir burukluk, bir kırgınlık oldu mu?


Deniz Baykal: Hayır desem inandırıcı olur mu bilmiyorum ama ben yine de hayır diyeceğim.

10 yılda bir ben gerek özel hayatımın gere siyasi hayatımın köklü bir değişiklik yaşadığını biliyorum. CHP benim iç dünyamda çok büyük önem taşıyor.

Böylesine köklü alt üst oluşların benim iç dünyamda, psikolojimde fizyolojimde benim için ihtiyaç haline geldiğini hissediyorum.


Yine siyaset yapacağım

Herkes çok iyi gördük seni diyorlar. Herkes beni karalar bağlanmış şekilde göreceğini sanıyor.

Bana doping gibi geliyor.

Şu anda hayata karşı duyarlılığımı çok daha üst seviyede hissediyorum.

Siyaseti illa genel başkan olarak yaparız diye bir anlayış yok ki. Ben 5 yıl siyasi yasaklıydım yine yaptım. Siyaset yapacağım.

CHP ve Türkiye’ye karşı kendimi sorumlu hissetmeye devam edeceğim.

Referandumda meydanlara çıkacağım, meclise de gideceğim, parti toplantılarına da gideceğim.


Mehmet Ali Birand: Meclise normal bir milletvekili gibi gitmek sizi üzer mi?


Deniz Baykal: Hayır üzmez. Ben şu anda her şeye sıfırdan başladım. Genel başkan olarak yapıyordum şimdi milletvekili olarak yapıyorum.

Bana ne artık partiden diyemem. Bir arayışım yok. Bu benim işim benim mutluluğum.


Mehmet Ali Birand: Koşullar yerine geldiği zaman Deniz Baykal'ı aday olarak görebiliriz demek...


Deniz Baykal: Bütün bunlar benim anlattığımın dışında. Bir makam mevkii için siyaset yapmıyorum. Cumhurbaşkanlığı gibi bir mesele yok.


Hedef için siyaset yapmıyorum

Geçmişte de zor günler yaşadık. Ben belli bir hedefi yakalamak için siyaset yapma gayreti içinde olmadım. Öyle olsaydı hedefe ulaştığında mutsuz olurdun. Yaşanan sürecin kendisi mutluluğun kaynağı.


Mehmet Ali Birand: Bazıları heyecanı meyda veriyor diyor. Bu suni bir şey mi yoksa kurultay bazı şeyleri değiştirdi mi?


Deniz Baykal: Suni bir şey değil. Arka planına bakmak lazım. Neydi? CHP yükselen bir partiydi.


"İstifadan pişman değilim"

Ben istifa etmeden önceki araştırmalar oy oranının artmakta olduğunu bize gösteriyordu. Bu artış da medyanın desteğiyle değil tam tersine medyanın bir anlamda engellemesine rağmen kazanılan bir süreçti.

İstifadan kesinlikle pişman değilim.


"Çok büyük ilgi var"

Bizim istifa etmemiz, tepki göstermemiz toplumda büyük bir ilgi ve destek yarattı. İstifa ettiğim sırada oylarımız yüzde 30’du. Oyların arttığı çok net şekilde açıktı. Bana sordukları zaman önümüzdeki dönemde CHP birinci parti olacaktır diyordum.

Hiç kuşku duymuyorum CHP zaten 1. parti olmaya doğru gidiyor idi. Benim ayrılmam hem partide hem toplumda bir şok etkisi yarattı ama CHP bu süreci sağlıklı bir şekilde aşmayı başardı.

Bu kurultay partinin yükselen gücüne, sayın Kılıçdaroğlu’nun dürüst ve halkçı söylemi buraya taşınınca, belki de fark edilmemiş CHP’deki yükselişin medyanın ilgisini çekmesini sağladı. Bunu bir roketleme gibi kullanmalıyız bu yükseliş trendine.

Bundan biz parti olarak yararlanmalıyız. İstifa etmemiş olsaydım da Kılıçdaroğlu en yakınımda çalışacak isim olurdu. İstifamın kurultaydaki coşkuya katkısı olmuştur.Bazı arkadaşlarım dönüp gideceğiz dediler ben onlara sakın ha görevinizi yapacaksınız dedim. Farklı bir senaryo var kafalarda en azından o senaryo doğru değil. Yaşanan tartışmalar bu işle ilgili değil.


Mehmet Ali Birand: MYK’ya baktığımızda Baykal ekibi tasfiye edilmiş gibi mi görünüyor?

 
Deniz Baykal: Bugün görev almış arkadaşlarım da dün görev almış arkadaşlarım da CHP’li. Hepimizin görevi onlara başarı dilemektir.Seçilen arkadaşların arasında başarılı olacaklar var. Seçilmemiş arkadaşlar arasında keşke o da olsaydı dediğim arkadaşlar var. Onlar görev almış CHP’lilerdir. Görev almamış CHP’liler vardır. Yarın onlar da görev alacaktır.
 

Mehmet Ali Birand: Kılıçdaroğlu2nun konuşmasını nasıl buldunuz? Laiklikten bahsetmedi mesela. Sizde o konular ön plandaydı
 

Deniz Baykal: Bunların hepsi klişe. Sayın Kılıçdaroğlu için laikliğin önemsiz olduğu sonucunu mu çıkardınız. Bakın 2009 seçimleri öncesi hiç laiklik konuşmadı. Bu bizim laikliği unuttuğumuzu mu gösterdi. Ne ben ne de Sayın Kılıçdaroğlu bunları unutur.
 
Çok güzel bir konuşma yaptı kendisi. CHP’nin bir ortak fikriyatı var. Bu fikriyatın içinde laiklik yoksullukla mücadele, Güneydoğunun kalkındırılması var. Bunlar hepimizin ortak sorunları.
 
Recep Bey konusunda da şunu söyleyeyim. Bu Kemal Bey’in ifade tarzı. Bana da Deniz Bey der. O bunu kullanırken aşağılama anlamında söylediği kanaatinde hiç değilim. Ama anlayanlar nasıl anladı bilemem. O söylerken bunu müstehzi bir ifadeyle değil gayet ciddi bir ifadeyle söyledi.
 

Mehmet Ali Birand: Kılıçdaroğlu Sol'u birleştirebilecek mi?
 
 
Deniz Baykal: Sol zaten birleşmişti. Rahşan Hanım’ın gelişinin elbette bir anlamı vardır ama yanındaki milletvekilleri ile çok ciddi ilişkimiz vardı. Bu zaten bir süreçti.
 

Mehmet Ali Birand: Önder Sav Brutus oldu mu?
 
Deniz Baykal: Ben de hiçbir zaman Sezar olmadım. Bu tip benzetmeler sıkça kendi anlamının dışında kullanılır. Düşünüyorum Brutus ve Sezar ilişkisini. Sezar arkadan bıçaklanınca bir bakar ki en güvendiği Brutus orada ve “Yıkıl Sezar” der. Benim arkamda hançer yok ve ben yaşadıklarım karşısında “Yıkıl” demedim. Bir süreç yaşadık ve her zaman karşılaşılmayacak olaylar yaşandı.
 

Mehmet Ali Birand: Neden çıkıp da ben değilim demediniz?
 
 
Deniz Baykal: Bu konuya değinme gereğini duydum. Söyleyeceğim şudur. Bu komplo karşısında iki soru var. Biri neden istifa ettin. İki neden reddediyorum demedim. Sen güvenilin bir insansın neden söylemedin.Birinciyle ilgili, neden istifa ettim, komployla kavga edebilmek için, ortada bir kepazelik yaşanıyor demek için böyle yaptım ve çok doğru yaptığımı görüyorum.
 
Başbakan’ı sinirlendiğini görüyoruz.  İstifa bir ezikliğin değil bir direnişin ifadesidir.Aklı başında pek çok insan bu olayın benim gündeme almamı ve değerlendirmemi reddetmemi bekliyor ben bunu fevkalade yanlış ve tehlikeli buluyorum. Kimsenin kimseyi bu çerçevede bir beyanda bulunmaya zorlama hakkı bulunmadığını düşünüyorum.
 
Biz bunu yapmaya kendimizi mecbur hissetmeye başlarsak hukuk çığırından çıkar. Hayır ben görevimi yapamam dedikodu yaparım deniyor. Ben böyle söylemiş olsaydın farklı bir mecraya girmiş olacaktım. Kimsenin karışamayacağı özel dünyamın hesabını onlara vermek zorunda kalacaktım.Biz ne yaptık hesabı hukuk sorar dedik ve hemen düğmeye bastık. Kimseye bana bu soruyu sorma hakkını vermiyorum.


'Beni bu şiir anlatıyor'

İstifa ettikten sonra ilk kez televizyon ekraklarına çıkan CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, bu zor durumda kendisini anlatan şiiri açıkladı.

CNN Türk'ten Mehmet Ali Birand'ın sorularına yanıt veren Baykal, yıllar önce Bülent Ecevit'in çevirdiği Rudyard Kipling'in ünlü şiiri "Eğer"in kendisini anlattığını söyledi.

Baykal'a göre tamamen kendisini anlatan şiir:


Eğer

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;
Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;
Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;
Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,
Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,
Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;
Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;
Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
ve kaybedip yeniden başlayabilir
ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;
Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
işine yaramaya zorlayabilirsen
ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;
Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;
Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;
Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;
Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;
Yeryüzü ve üstündekiler senindir
Ve dahası
sen bir insan olursun oğlum...


Rudyard Kipling