T24 - PKK’nın gizli sivil yapılanması Kürdistan Toplulukları Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) operasyonu kapsamında 5 saat ifade veren ve hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyle Başkanı Osman Baydemir, suikast iddiaları ve girişimlerine rağmen yurtdışına çıkmayı düşünmediğini söyledi.
Hasankeyf’i yaşatma girişiminin KCK’nın girişimi olarak değelendirildiğini söyleyen Baydemir, Hasankeyf'e destek veren sanatçılar Tarkan, Sezen Aksu ve Ajda Pekkan’a çağrıda bulunarak, “Aman, aman dikatli olun hemen KCK’lı olabilirsiniz. Böyle bir damga yiyebilirsiniz” dedi.
Yerel Gümdem 21 Kent Konseyi’nin muhtar seçimi toplantısına katılan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, hakkında verilen yurt dışı yasağı ve KCK/TM sorgusu kapsamında kendisine Hasankeyf ile ilgili sorulan sorulara yönelik değerlendirmelerde bulundu. Baydemir, yurt dışına çıkış yasağıyla ilgili, “Her şeyden önce maalesef, malesef, malesef ülkede siyaset şu anda siyaset kurumu çıkmaz sokağa doğru hızla ilerliyor. Sorun benim şahsıma verilen bir yurt çıkış yasağı değil, sorun daha esaslıdır ve daha büyüktür, daha kaygı vericidir” dedi.
Yurt dışına çıkmayı düşünmedim
Baydemir, legal demokratik siyasetin tasfiye edildiğini iddia ederek, şöyle dedi:
“Bu vahim bir durumdur. Ülkenin, aydınları ve siyaset kurumunun bunu behemal görmesi lazım. İkinci hususu açık ve net söylüyorum. 16 yıldır bu ülkenin düze çıkması ve şüphesiz halkımın, insanlarımın özgür bir yaşamı yaşayabilmesi için karınca kararınca çaba sarfedenlerden bir tanesiyim. Onlarca badire yaşadık, onlarca suikast iddiaları ve girişimlerini yaşadık. Bir tek gün bile yurt dışına gitmeyi düşünmedim ve bundan sonra da hiç kimsenin şüphesi olmasın ben yurt dışına gitmeyeceğim. Asla bu olmayacak, asla gitmeyeceğim. Kentim Diyarbakır, bölgemin ve ülkemin en acısını yurt dışının en tatalısına her zaman tercih ettim. Bundan sonra da kentimin acısını, bölgemin acısını, yurt dışının tatlısına tercih edeceğim. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın, dolayısıyla mevzu bu değildir. Mevzu başkadır. Bana göre demokrasi tasfiye ediliyor. Ve bu başka adlarla gölgeleniyor. Ben yurt dışına gitme meraklısı değilim. Açık söylüyorum şayet belediyecilik faaliyeti ve kentim Diyarbakır’a katkı sunacağına inandığım bir toplantı bir girişim bir çalışma olmazsa, ben bu karara itiraz etmeyeceğim. Velev ki, belediye çalışmalarının bir ihtiyacı olmazsa ben yurt dışına gitme meraklısı da değilim. Dolayısıyla esas mevzuya Türkiye ve demokratik kamuoyunun siyaset kurumlarının ve aydınlarının dikkatini çekmeye çalışıyorum. Mevzu bir kişinin, iki kişinin siyaset yasağı alması ve yurt dışına çıkma yasağı alması meselesi değildir. Mesele demokrasinin tasfiye edilmesidir.”
Tarkan, Sezen Aksu ve Ajda Pekkan'ı KCK konusunda uyarıyorum
KCK/TM sorgusu kapsamında kendisine Hasankeyf ile ilgili de sorular yöneltildiğini söyleyen Osman Baydemir, “Samimiyetle ifade ettim, ömrümün yettiğince Hasankeyf’i korumak için çaba sarfedeceğim. Hasankeyf’i korumak için çaba sarf etmek her Türkiyeli Kürt’ün ve Türk’ün yurttaşlık görevidir. Doğrusu Hasankeyf’i yaşatma girişimi KCK’nın girişimi olarak lanse ediliyor ve bu konuda sorgulanıyoruz. Bana göre sıra Tarkan’a, Sezen Aksu ve Ajda Pekkan’a ve bugüne kadar Hasankeyf’i, Zeugma’yı veya Alionayı savunan ve korumaya çalışan, Türk aydınları ve sanatçılarına gelebilir. Aman, aman dikatli olun hemen KCK’lı olabilirisiniz. Böyle bir damga yiyebilirsiniz” dedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kendisine yöneltilen bütün soruları, bütün açıklığıyla ve ayrıntısyla ortaya koyduğunu da ifade ederek, “Üyesi olduğum DTP’nin ve onun legal kollarının komisyanlarının faaliyetleridir bunlar. Bütün bu faaliyetleri bilerek ve isteyerek yaptım. Ve bütün bu faaliyetleri bilerek ve isteyerek de yapmaya devam edeceğim” diye konuştu.
Dostluk da düşmanlıkta yiğitçe olsun
Baydemir, sorulan sorulardan birinin de DTP’nin yerel kent komisyonunun düzenlemiş olduğu konferans olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:
“Biz 2010 yılındaki konferansın hazırlığını şimdi başlatmış durumdayız. Dolayısıyla bu faaliyetlerimizden vazgeçmeyeceğiz, yürüteceğiz. Ha deseler ki, biz DTP’yi istemiyoruz. Biz Kürt Belediye Başkanı istemiyoruz. Dolayısıyla vazgeçin bu işten. Vazgeçmiyorsanız hepinizi cezaevine koyacağız. Benim burada diyecek bir şeyim yok. Hakikatten diyecek bir şeyim yok. Ama olduğundan farklı gösterilmesin. Başka bir adla, başka bir sıfattla gölgelendirilmesin. Yani açıkçası dostlukta, düşmanlıkça Ahmet Arif’in dediği gibi yiğitçe olsun. Hani KCK demeyin buna. Deyin ki, biz DTP’yi istemiyoruz. DTP’yi zaten Anayasa Mahkemesi kapattı. Dolayısıyla arta kalanları da siyaset yasağı almamış olan arta kalanları da cezaevine koyacağız. Dolayısıyla bu süreci kapatıyoruz. Deseniz valla derim ki, ülke böyle bir karar almış. Hani Kürtler bir bütün olarak tasfiye ediliyor. Ha bu başka bir şeydir. Ama bunu KCK’laştırmak bana göre yiğitçe değildir.”