Gündem
Deutsche Welle

'Batı'yı bölmeye çalışıyor'

Türkiye'nin bir Rus savaş uçağını düşürmesiyle iki ülke arasında patlak veren kriz, Alman basınında geniş yer tutuyor.

04 Aralık 2015 00:07


Neue Rhein Zeitung Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki benzerliklere dikkat çeken bir yoruma yer veriyor sayfalarında. Gazete her iki devlet adamının da maço bir siyaset tarzı güttüğünü yazıyor:

“Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan aslında birbirine çok benziyor. Her ikisi de yokluktan mücadele ederek yükselmiş, her ikisi de otokratik ve rahat, teklifsiz bir siyaset anlayışı taşıyor. Basın özgürlüğü ikisinin de umrunda değil ve ikisi de kendileri açısından yozlaşmış Batı'yı değersiz görüyor. Her ikisi de ülkelerini eski büyüklük ve önemine kavuşturmak istiyor. Ancak tam da bu benzerlikler, halihazırdaki durumu vahim hale getiriyor: Jeopolitik olarak daha büyük bir rol oynama çabası içinde birbirine çok benzer bu iki siyasetçi amansız iki rakip haline geliyor. Bir yanda Putin Suriyeli diktatör Esad için bombalıyor, Esad'ı ne olursa olsun devirmek isteyen Erdoğan ise yılana bile sarılıyor, yani İslamcı fanatikleri destekliyor. Rusların Türk sınırı yakınındaki provokasyonları, Rus savaş jetinin tamamen gereksiz yere budalaca vurulması ve özür dilenmemesi, Moskova'nın sert tepkisi… Tüm bunlar uzlaşma değil hırgüre dayalı maço politika tarzının ifadeleri. İç politikada ne Putin ne de Erdoğan bir güçsüzlük işareti sergileyebilir. O nedenle şimdi Batı'nın ödevi ikisi arasında arabuluculuk yapmak olmalıdır. Gerilimin tırmanması IŞİD terör milisine karşı ortak ve koordine hareket etmeyi gerektiren mücadeleyi tehdit edecek, NATO ile Rusya'nın karşı karşıya gelmesi tehlikesini ortaya çıkaracaktır. Hal böyleyken Avrupa Birliği'nin Rusya'ya yönelik yaptırımların süresini uzatması verimli değildir.”

Die Welt Rusya ile Türkiye arasındaki krizin Moskova'nın Batı'yı bölme amacının bir parçası olduğuna dikkat çekiyor:

“Vladimir Putin bir kez daha propaganda makinesini azami devirde çalıştırmaya başladı. Bu kez hedefte IŞİD ile petrol ticareti yapmakla suçladığı Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan var. Sorun şu ki Kremlin bu kez gerçeklerle yalan söylüyor. ‘Ilımlı' İslamcı Erdoğan’ın yönetiminde Türkiye'nin puslu kanallardan cihatçı dehşet yapılarını beslediği, malumat sahibi herkesin bildiği bir sır. Şimdi Batı kendi çıkarları icabı, düşman bir güce karşı koruma altına almak zorunda olduğu cazibesiz bir partnerle kalakalıyor. Putin'in NATO’yu ve Batı’yı bölerek felç etme yönündeki küresel stratejisi, bu vaziyette yeni bir ivme kazanıyor.”

Potsdam'da yayımlanan Märkische Allgemeine gazetesi Türkiye-Rusya krizini Moskova açısından yorumluyor:

“Ruslar açısından konu bir askerin öldürülmesi değil, tam da dünya gücü olma ihtirasıyla yeniden ortaya çıkan bir ülkenin aşağılanmasıyla ilgili. Putin başlarına gelen bu rezalete Moskova'nın yanıtının tam olarak nasıl olacağını söylemedi ancak ‘cinayetin' ‘domateslerle karşılanmış olmayacağı' yönündeki sözleri, olayın ekonomik yaptırımlarla sınırlı kalmayacağını gösteriyor.”

Putin'in 'Türkiye pişman olacak' sözüyle ilgili Berliner Morgenpost gazetesindeki yorum ise şöyle:

“Kremlin'in şefi tehdit, alay ve iğnelemeden oluşan bir karışımla ağırlaştırılmış yaptırım sopasını çekti. ‘Yaptıklarına pişman olacaklar. Ve biz ne yapmamız gerektiğini biliyoruz' sözleriyle Putin karanlık bir imada bulundu ve ‘Allah Türkiye'deki yönetici kliği akıldan yoksun bırakarak cezalandırdı' dedi. Batı'da bu, siyasi zırva ve kabadayılık olarak algılanacaktır. Ama bunun arkasında yatan daha fazlası. Bir Rus savaş jetinin Türk ordusu tarafından düşürülmesi Putin'in dünya gücü olma ihtirasıyla coşmuş egosuna atılmış derin bir çizik. Moskova'daki kışkırtıcı konuşma Ankara'daki hükümete karşı retorik saldırıların sadece bir başlangıcı olsa gerek.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle