Gündem

'Başörtüsü ayrıntı' demek yanlış ve tehlikeli

Fethullah Gülen'e yakın isimlerden Zaman yazarı Gülerce'nin 'Başörtüsü öncelikli değil' sözlerine Eygi sert tepki gösterdi

12 Mayıs 2009 03:00

Fethullah Gülen'e en yakın isimlerden biri olan Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce'nin, bir süre önce Star gazetesinde yayımlanan röportajında 'Başörtüsü füruat, yani öncelikli değil. İslamin şartı 5, imanın şartı 6. Burada başörtüsü var mı, yok...' sözlerine, İslamcı kesimde önemli bir yeri olan Milligazete yazarı Mehmed Şevket Eygi de tepki gösterdi.

Gülerce'nin sözlerine ilk sert tepki Haber Türk gazetesinin türbanlı yazarı Nihal Bengisu Karaca'dan gelmişti. 
Haber Türk'ten önce Zaman'da yazan Karaca, gazetedeki köşesinde Gülerce'nin bu sözleri üzerine başörtülü kadınların kendilerini aldatılmış hissettiğini söyledi ve şöyle seslendi: "Madem hiç de şart değildi bu başörtüsü, o zaman bizi niye yediniz, niye kandırdınız?"

Karaca'dan sonra yazar Eygi de, gazetede bugünkü yazısında Gülerce'yi eleştirdi ve "İmanın şartı 6, İslam'ın şartı 5'tir demek onlardan başka şart olmadığı manasına gelmez. Kadınların tesettürü için, o İslam'ın şartı değildir, füruattır, ayrıntıdır demek son derece yanlış ve tehlikelidir" dedi.

Eygi, İslam'da kadınların başlarını örtmesi gerekmediği yönündeki iddianın, koyu bir cehalet ve kötü niyetli bir hezeyan olduğunu belirtti.

Eygi, Milligazete'de (12 Mayıs 2009) yayımlanan yazısında şunları söyledi:  

Tesettür ayrıntı değildir 

İMANIN şartları 6, İslâm'ın şartları 5'tir demek, onlardan başka şart olmadığı manasına gelmez. İmandaki 6, İslâm'daki beş şarttan maksat ana, temel, en esaslı şartlardır. Bunlardan başka şartlar da vardır:

1. Kur'ân'daki bütün muhkem kesin farzları, emirleri, yasakları kabul etmek.

2. Peygamber Efendimizin bir tevâtür yoluyla ulaşmış bütün kesin emirlerini, yasaklarını kabul etmek.

3. Allah'a, Resulüne ve "bizden olan" ulü'l-emre itaat etmek.

Adalet de İslâm'ın şartlarındandır. Adaletin din şartlarından olmadığını kim iddia edebilir?

Erkekler ve kadınlar için tesettür-i şer'î de şarttır. Çünkü tesettür Kitab, Sünnet, icmâ-i ümmet ile kesin bir farzdır.Münkiri mürted olur.

Cihad fî sebilillah da İslâm'ın şartlarındandır.

Kadınların tesettür için, o İslâm'ın şartı değildir, füruattır, ayrıntıdır demek son derece yanlış ve tehlikeli bir söylemdir. Tesettürün iki vechi vardır:

Birincisi imanla, inanmakla ilgilidir. Mü'min, tesettür emrinin Kitab ile, Sünnet ile, icmâ-i ümmet ile farz olduğuna inanacaktır.

İkincisi uygulamakla ilgilidir. Mü'min, tesettürün farz olduğuna inanmalı ve bunu hayatına, hayata uygulamalıdır.

Bu uygulamayı yapmaz ise tesettüre iman ettiği taktirde büyük günah işlemiş olur. İnanmazsa küfre düşer.

İslâm'daki bütün farzların, haramların, kesin emirlerin ve kesin yasakların inançla ilgili tarafları vardır. Onların farz, haram, emir, yasak olduğuna inanmak...

Şeriat hükümlerine, fıkha asla ayrıntı denilemez.

Din dilinde füruat başkadır, lügavî bakımdan teferruat (ayrıntılar) başkadır. İslâm'ın füruatı, teferruat değildir.

Namazın farz olduğuna inanılacak. Onu kılabilmek için fıkıh kitaplarındaki füruata ait bilgiler öğrenilecektir.

Akaid, fıkıh, tefsir, hadîs, ilmihal kitaplarında yazılı olan kesin farzlara, haramlara, emir ve yasaklara teferruat demek, şayet bu kelime ile o hükümler hafife alınıyor, önemsemezlik yapılıyorsa son derece tehlikeli ve vahim bir durum mevzuubahistir. Böyle bir şeyden Allah'a sığınırız.

İslâm'ın en önemsiz ve küçük görünen kesin hükümleri bile kutsaldır. Onlara hürmet edilmelidir, onlar asla küçümsenmemeli hafife alınmamalıdır.

Tesettür-i şer'î nedir?

İnanılması gereken kesin bir emirdir.

Bir farz-ı ayndır.

Kutsal bir hükümdür.

İslâm'ın ve Ümmet'in şiarıdır, bayraklaşmış bir sembolüdür.

Kesinlikle önemsiz bir ayrıntı, bir teferruat değildir.

Bunları bilmek ve söylemek için âlim olmak gerekmez. Bu bilgiler tevâtür derecesine ulaşmış kesin hükümlerdir.

İslâm'da kadınların başlarını örtmesi gerekmediği iddiası, koyu bir cehalete veya kötü niyete makrun bir hezeyandır.

Cumhur-i ulema ve ehl-i sünnet ve cemaat yolunda giden hiçbir Müslüman böyle bir hezeyan sarf etmez.

Bu devirdeki tesettür yüzde yüz İslâmî ve şer'î bir tesettür müdür? Maalesef değildir. Bazı sözde tesettürlü kadınlar, açık kadınlardan daha fazla kendilerini teşhir etmekte, ecnebi erkeklerin şehvetlerini tahrik etmektedir.

Şer'î tesettür ikiye ayrılır: Birincisi, vücudunu gereği gibi örtmek. İkincisi, namahrem erkeklerle ihtilat etmemek. Bu ikinci tesettürü bilen azdır.

Her amelde olduğu gibi tesettürde de niyet önemlidir.

Muhadderat-ı İslâmiye'nin (Müslüman kadın ve kızların) Allah rızası için örtünmeleri gerekir.