Ekonomi

'Başkana inandım, fena halde aldandım

Güngör Uras, Milliyet gazetesindeki 'Olayların içinden' adlı köşesinde bir işadamının başkana inanarak nasıl aldandığını anlattı.

02 Eylül 2008 03:00

“Başkana inandım, fena halde aldandım” deyince, önce ne demek istediğini anlayamadım. Büyük bir sanayi kuruluşunun sorumluğunu taşıyan saygın işadamı “Başkana inanarak nasıl aldandığını” şöyle anlattı:

“...Biliyorsunuz... Dolar fiyatı bir ara ateşlendi... Yukarıya doğru tırmanışa geçti. İşte o zaman Merkez Bankası Başkanı TV ekranlarına çıktı. İş âlemine tavsiyede bulundu. Bu tavsiyeler ertesi günü gazetelerde sayfa sayfa yayımlandı:
- Döviz riski almayın. Döviz borcunuz varsa kapatın.
- İşinize odaklanın. İmkânlarınızı dağıtmayın. Gereksiz yatırımları tasfiye ederek tüm kaynaklarınızı işinizde toplayın.
- İhracatı artırın. İç piyasa için değil, ihracat için üretim yapın.
Koskoca Merkez Bankası Başkanı... Her gün IMF uzmanları ile ülkenin geleceğini tartışıyor. Yarın neler olacağını en iyi o biliyor. Onun dediklerini yapmayacağım da kimin sözünü dinleyeceğim?
- Esas işime odaklanmak için, ufak tefek işleri isteyene devrettim. Gayrimenkulleri sattım. Devlet, tahvilindeki paraları nakde çevirdi. Bir bölümüyle (o günkü yüksek dolar fiyatıyla) dolar alarak döviz borcumu kapattım.
- Kalan parayı işime kattım.
- İhracat bağlantıları için dışarılara çıktım. İç piyasadan dışarıya yöneldim...

Kime inanacağız?

İyi de sonra ne oldu ? Dolar fiyatında yukarıya doğru tırmanış vardı ya... Gene aşağıya doğru inişe geçti. Başkanın sözlerine inandığım için şimdilerde ben çok kötü durumdayım.
Başkanın söylediklerinin tersini yapanlar ise mutlu.

- Döviz riskini azaltmak için döviz borcunu ödeyecek yerde döviz borcunu artıranlar dolardan dolar kazanıyor. Her gün döviz risklerini biraz daha artırıyor. Merkez Bankası da döviz kuru güvencesi vererek onları yüreklendiriyor.

- İşine odaklanacak yerde, işinden dışarıya çıkardıkları paralarla gayrimenkul alanlar, devlet tahviline para yatıranlar, şirket alıp satanlar, ithalat yapanlar, esas işlerinden kazandıklarının kat kat üzerinde para kazanıyor.

- Bir türlü artmayan, tersine, ucuzlayan dolar fiyatı nedeniyle ihracat yaptığım için ben inim inim inler, oluk gibi para kaybederken, ithalat yapanlar ve hatta iç piyasaya mal satanlar mutlu.
Geç de olsa anladım ki, bizim ekonomi üretime dayanmıyor. Borsaya, sıcak paraya endeksli. Döviz kurunu üretimin miktarı, ihracatın artışı belirlemiyor.

Üretimi düşünen yok

Bizim ekonomimizi yönetenler, ve de (kusura bakmasınlar ama sözlerine inanarak fena halde kandığım) Merkez Bankası başkanları, üretmeye, işçi çalıştırmaya, işçiye para ödemeye çırpınan benim gibileri düşünmüyor. Londra’dan Türkiye’ye para göndererek, paradan para kazanan borsacı gençleri mutlu ediyor.”

Saygıdeğer işadamının anlattıklarının önemini önce pek iyi kavrayamadım; ama Merkez Bankası hafta sonu “reel kesimin döviz yükümlülükleri”ni açıklayınca ne demek istediğini rakamlardan açıklıkla gördüm.