Gündem

Başdanışmanı'nın Erdoğan'a sunduğu 'Sorularla Yeni Anayasa' metninden: Bu ekonomide diktatörlük olmaz

Prof. Karatepe: Başkanlık görevine süre sınırı getirilmektedir

15 Şubat 2017 11:46

Hürriyet yazarı Vahap Munyar, hazırlayanlar arasında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Şükrü Karatepe'nin de bulunduğu "Sorularla yeni anayasa" çalışmasında Türkiye ekonomisinin dışa açık yapısına işaret edildiğini belirterek "Böyle bir ekonomide diktatörlüğe zemin oluşturacak bir eğilimin oluşması mümkün değildir" dendiğini aktardı.

Vahap Munyar'ın "Bu ekonomide diktatörlük olmaz" başlığıyla yayımlanan (15 Şubat 2017) yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Körfez turunda Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Şükrü Karatepe, ‘Sorularla Yeni Anayasa’ çalışmasını gösterdi. Çalışmanın ‘diktatörlük’ bölümünde Türkiye ekonomisinin dışa açık yapısına işaret ediliyor.

Bahreyn’in başkenti Manama’da konakladığımız otelin lobisinde Ağaoğlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, İcra Kurulu Üyesi Burak Kutluğ ve Genel Müdür Yardımcısı Barlas Yurtsever’le sohbet ederken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Şükrü Karatepe yanımıza geldi.

Prof. Karatepe, Ağaoğlu’na sordu:

- Bahreyn’de iş fırsatı var mı?

- Bazı projeler için görüşüyoruz

.- İstanbul’daki projelerinizden bölgeye satışınız söz konusu değil mi?

- Körfez ülkelerine bugüne kadar 2.5 milyar dolarlık konut-ofis satışı yaptım. Bu konuda ilk sıradayım.Ağaoğlu, Prof. Karatepe’nin Anayasa değişikliğini hazırlayan Komisyon’un Başkanı olduğunu öğrenince, 16 Nisan’daki referandum için bahse girdiğini belirtti:

- Referandumda yüzde 65 “Evet” çıkacağına bahse girdim. Bahse girdiğim kişi sayısı 8-10’u buldu. Üstelik hepsine 7 bin Euro’luk elbise sözü verdim.

Prof. Karatepe, şu yorumu yaptı:

- Ali Bey, siz işadamısınız. Piyasanın, sokağın nabzını tutuyorsunuz. Sizin bakışınız önemli bir göstergedir.

Bu ekonomide diktatörlük olmaz

16 Nisan’daki referandumda oylanacak Anayasa değişikliğini hazırlayan Komisyon’un Başkanı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Şükrü Karatepe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bahreyn ziyareti sırasında “Sorularla Yeni Anayasa” çalışmasını gösterdi:

- Komisyon olarak akla gelebilecek soruları ve cevaplarını kapsayan bir metin hazırlayıp Sayın Cumhurbaşkanımıza sunduk. Soru ve cevaplar arasında, diktatörlük konusu da var.

Prof. Karatepe’den hazırladıkları metni istedim. Prof. Haluk Alkan, Prof. Yavuz Atar, Prof. Yılmaz Bingöl, Prof. Gonca Bayraktar Durgun ve Mehmet Uçum’dan oluşan ekiple birlikte hazırladıkları metinde öncelikle “diktatörlük” bölümüne baktım.

Bu bölümün başlığındaki soru şöyle:

- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sivil demokratik bir sistem midir?

Yanıtın girişinde şu cümle dikkatimi çekti:

- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, tıpkı parlamenter ya da yarı-başkanlık sistemi gibi sivil ve demokratik bir sistemdir. Demokratik hiçbir hükümet sistemi değişikliği diktatörlüğe dönüşmez.

Ardından demokrasinin tartışmasız kabul edilen öncelikli şartının serbest seçimler olduğu vurgulandı:

- Otoriter ya da dikta rejimleri öncelikle tek parti yönetimine ya da tek partinin güdümünde oluşturulmuş kukla muhalefet partilerine dayanır. Diktatörlükle yönetilen ülkelerde halkın serbestçe katıldığı seçimler olmaz. Dolayısıyla barışçı yoldan iktidar değişimi mümkün değildir.

Türkiye’nin 1950’de çok partili demokrasiye seçimler yoluyla geçmesinin benzersiz örnek olduğuna işaret edildi:

- Vesayetçi güçlerin baskısına rağmen, halk seçimler yolu ile demokratik sürecin önünü açmıştır. Ara rejimlerden sonra gerçekleştirilen 1961, 1983 ve 2002 seçimleri bu açıdan dikkat çekici örneklerdir. Türkiye iyi işleyen bir seçim yönetimi sistemine sahiptir.

Türkiye’nin dünyaya açık, farklı sektörlerde rekabet edebilen ve dış yatırımcıya cazip gelen bir ekonomik yapıya sahip olduğu anımsatıldı:

- Böyle bir ekonomide diktatörlüğe zemin oluşturacak bir eğilimin oluşması mümkün değildir.�

“Cumhurbaşkanlığı Sistemi” için getirilen mekanizmaların kişisel diktatörlüğün oluşmasını frenleyeceği savunuldu:

- Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde başkanlık görevine süre sınırı getirilmektedir. Bir kişi en fazla iki defa ve toplamda on yıl bu göreve seçilebilecektir. Seçime dayalı olarak iktidara gelme hakkının bu şekilde kısıtlandığı hiçbir demokratik işleyiş diktatörlüğe dönüşmez.

Başkan Prof. Karatepe ve Anayasa’da “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” değişikliğini hazırlayan Komisyon üyeleri, “diktatörlük” kuşkularına böyle yanıt veriyor...

Bu yanıtın seçmeni ne düzeyde ikna edebildiği, 16 Nisan’da sandıkta ortaya çıkacak...

Yüzde 65 için bahse girdim

Bahreyn’in başkenti Manama’da konakladığımız otelin lobisinde Ağaoğlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, İcra Kurulu Üyesi Burak Kutluğ ve Genel Müdür Yardımcısı Barlas Yurtsever’le sohbet ederken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Şükrü Karatepe yanımıza geldi.Prof. Karatepe, Ağaoğlu’na sordu:- Bahreyn’de iş fırsatı var mı?- Bazı projeler için görüşüyoruz.- İstanbul’daki projelerinizden bölgeye satışınız söz konusu değil mi?- Körfez ülkelerine bugüne kadar 2.5 milyar dolarlık konut-ofis satışı yaptım. Bu konuda ilk sıradayım.Ağaoğlu, Prof. Karatepe’nin Anayasa değişikliğini hazırlayan Komisyon’un Başkanı olduğunu öğrenince, 16 Nisan’daki referandum için bahse girdiğini belirtti:- Referandumda yüzde 65 “Evet” çıkacağına bahse girdim. Bahse girdiğim kişi sayısı 8-10’u buldu. Üstelik hepsine 7 bin Euro’luk elbise sözü verdim.Prof. Karatepe, şu yorumu yaptı:- Ali Bey, siz işadamısınız. Piyasanın, sokağın nabzını tutuyorsunuz. Sizin bakışınız önemli bir göstergedir.