T24- Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Euro Bölgesi’ndeki borç krizine ABD’deki gelişmelerin eklenmesinin piyasaları gerilimli bir döneme getirdiğini söyledi. ABD’deki durumun çözümünün daha kolay olduğunu belirten Başçı, Avrupa’ya odaklanmamız gerektiğini belirterek, “Piyasalar AB'nin aldığı tedbirlerden tatmin olmuş değil. Avrupa'daki sorunlar bizi de senaryo analizlerine itti. PPK'yı ara toplantıya çağırmamı tetikleyen tek olay İtalya ve İspanya tahvilleri faizlerinin yükselmesiydi” diye konuştu. Başçı, Merkez Bankası'nın şu anda faizleri indirme yeteneğine de artırma yeteneğine de sahip olduğunu belirterek, ''Bunun da döviz kurları üzerinde öyle korkulan etkisi olmaz'' dedi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı NTV/CNBC-e ortak yayınında ekonomideki son gelişmeleri değerlendirdi. Başçı’nın açıklamaları özetle şöyle:
"Bu bir kamu borç sürdürülebilirliği problemi. Çözümün ne olması gerektiğini bizim gibi ülkeler yaşayarak öğrendiler. Borçlu ülkenin inanılır bir plan hazırlaması gerekiyor. Borç seviyesi milli hasılaya göre yüksekse bunun arkasında likidite desteği olması gerekiyor. Dünyada bakınca şimdiye kadar gelişmekte olan ülkelerin kamu borcu sorun olmuştu. Fakat gelişmiş ülkelerin başına böyle bir şey gelmediği için bir uzmanlık yok. Buradaki problemler o kadar hızlı gelişen problemler ki bir günlük gecikmeyi bile kaldıramıyor. Avrupa tarafında çok önemli kurallar vardı. Bunlarla ilgili birkaç eksiklik tespit edildi. Biri yaptırımlar, ikincisi bir sorun olunca nasıl çözüleceği. Aslında çözümler gayet basit. Bir likidite desteği ve inanılır mali uyum planı gerekiyor.
Avrupa'daki sorunlar bizi de senaryo analizlerine itti. PPK'yı ara toplantıya çağırmamı tetikleyen tek olay İtalya ve İspanya tahvilleri faizlerinin yükselmesiydi. Öncü güstergelere bakınca büyüme sığ noktasına geldi. Piyasalar AB'nin aldığı tedbirlerden tatmin olmuş değil. Biz Türkiye'ye etkileri en aza indirmek için neler yapılabilir. 21 Temmuz'da bunu enine boyuna tartıştık fakat açıklamadık. Çok ani bozulma olursa gerekirse ana toplantı yaparız dedik. Bunu sonra banka ekonomistleriyle yaptığımız toplantıda açıkça söyledik. Burada Avrupa'ya odaklanmamız lazım. Avrupa Merkez Bankası'nın ne yaptığını dikkatle izlemek lazım. ABD'yle ilgili S&P'nin kararı ekstra zorlaştırdı. Güvenli liman olarak göülen ABD kıymetleri görülür. Burası da güvenli liman mı diye bir soru işareti de buradan geldi. Oradaki çözüm çözülmesi daha kolay bir durum. Avrupa'ya odaklanmak gerekiyor. G7 ve G20'nin açıklamaları çok sınırlı etki yaptı. Avrupa Merkez Bankası'nın açıklaması son derece önemli. En büyük etkiyi tahvil alımlarına fiilen başlaması yaptı.
Piyasada TL likidite ihtiyacında artış olursa onu kolaylıkla sağlayacak imkana sahibiz. İkinci bir kanal döviz satış ihaleleri, gerekirse tutarı artırabiliriz. Gerekli olursa tutar yarın 70 milyondolar olabilir. İhtiyaç olursa yabancı para zorunlu karşılıklarında gerekirse daha adım atılabilir. Merkez Bankası olarak biz hazırız.
TL zorunlu karşılıklarda hiç adım atmadık. A senaryosu dünyada küresel çözümlere erken bulundu. Böyle olursa bütün gelişmekte olan ülke paraları değer kazanacak, kur düşecek. Emtia fiyatlarında artış olabilir. B senaryosunda geç çözüm. Bu durumda TL'de de bir miktar daha değer kaybı yaşanabilir. Her ikisinde de yapılacak ortak şey faizde indirime gitmek. Fakat zorunlu karşılıklar açısından farklı A senaryosunda zorunlu karşılıklarda yavaşlatıcı yönde hareket etmek lazım. Bundan sonraki adımlar bankalara maliyet getirici olmayacak. B senaryosunda çözümün bulunmadığı senaryoda zorunlu karşılıkları indirmemiz gerekir.
Enflasyon yıl sonunda yüzde 5.5'e biraz daha yakın olabilir. Emtia fiyatlarındaki düşüş etkili oluyor. Şu anda avantajımız çok daha erken harekete geçmek.
Faiz indirim opsiyonu açık
Faiz indirimi opsiyonu açık. Şartlara bağlı olarak bunlar değerlendirilir. Korkulan, ürkülen gibi döviz kurlarında etkisi olmaz. Her iki yönde de faiz aracını kullanabilecek durumdayız.
Türkiye için durgunluk ihtimali çok yüksek değil. Türk ihraacatçısının rekabet gücü döviz kuru ile desteklendi. Dış durgunluktan ihracatçılar daha az etkilenebilir.
DTH'larda kur yükseldiği zaman çözülme oluyor. Son dalgada da zaman zaman hızı azaldı, zaman zaman arttı. Cari açıkla ilgili daha az sorun görüyoruz. Türk döviz piyasası son derece derin, spekülatif hareket zor.
Türkiye'de serbest kur rejimi işliyor. TL'nin daha fazla değerlenmesi makul görünmüyor. MB kurlarla ilgili çok sık konuşmasa iyi olur. Şu anda TL üzerinde aşırı değerlenme baskısı yok. "
Türk döviz piyasası derin
DTH'larda kur yükseldiği zaman çözülme oluyor. Son dalgada da zaman zaman hızı azaldı, zaman zaman arttı. Cari açıkla ilgili daha az sorun görüyoruz. Türk döviz piyasası son derece derin, spekülatif hareket zor.
Türkiye'de serbest kur rejimi işliyor. TL'nin daha fazla değerlenmesi makul görünmüyor. MB kurlarla ilgili çok sık konuşmasa iyi olur. Şu anda TL üzerinde aşırı değerlenme baskısı yok.
‘Cari açıkta hızla iyileşme bekliyoruz’
Yılın kalanında bankaların kredi genişlemesi yüzde 5'e kadar inebilir. 6 ayda 45 milyar dolarlık bir cari açık oldu. Yılın kalanında 25-27.5 milyar dolar olur. Cari açık milli gelirin yüzde 9'u civarında bir rakam olur. Biz cari açıkta oldukça hızlı bir iyileşme bekliyoruz. TL'de değer kaybı sürerse döviz satışları devam eder.
Merkez Bankası'nın döviz rezervini değiştirmeyi gerektirecek bir durum yok. Mevcut rezerv politikamız devam ediyor. Mali disiplin Türkiye'yi olumlu ayrıştıracak bir faktör."
Başçı konuştu faiz düştü
Başçı'nın açıklamalarının olumlu algılanmasıyla aşağı yönlü bir seyir izleyen gösterge tahvilin bileşik faizi kademeli olarak yüzde 8.42 seviyesine kadar geriledi. Başçı'nın faiz indirimi opsiyonunun açık olduğunu belirtmesi ve cari açıkla ilgili şu anda daha az sorun gördüklerini söylemesi düşüşte etkili oldu. Başçı'nın açıklamaları öncesi gösterge tahvil yüzde 8.54 seviyelerinden işlem görüyordu.