Gündem

Başbuğ: TSK, ’Kürt sorunu vardır' söylemine karşı çıkmıştır

"15 Temmuz’da kendilerini ‘aydın' diyenlerin rolü çok önemli"

15 Şubat 2019 07:43

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 15 Temmuz darbe girişimi için medyanın da sorgulanması gerektiğini söylerken “Kendilerini tırnak içerisinde ‘aydın' diyenlerin rolü çok önemli” dedi. Başbuğ, PKK ile siyasi çözümün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade ederken “TSK, PKK terörüne siyasi bir konu olarak bakmaktan her zaman kaçınmıştır, ‘Kürt sorunu vardır' söylemine karşı çıkmıştır” diye konuştu.

Başbuğ, yeni kitabı “Ergenekon’dan Çıkış” kitabı hakkında Sözcü’den Aytunç Erkin’e konuştu. Başbuğ’un açıklamalarından bir kısım şöyle:

“15 Temmuz 2016'da, belki de Osmanlı'nın son yüzyılı ve Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yaşanılan en utanç verici bir durumla karşılaştık. 15 Temmuz'a gelen süreçte yetkili ve sorumlu olanların payı var ama… Sadece devleti yönetenler, siyasi iktidar değil… Medyayı da sorgulayın. Kendilerini tırnak içerisinde ‘aydın' diyenlerin rolü çok önemli. Geniş bir açıdan, derinliğine olayları yazdık. 2007'den başlayıp 2016'ya kadar olan süreçte TSK, yargı, emniyet, siyaset, medya, üniversiteler, aydınlar hepsi… Hataları masaya yatırıp, önlemlerin alınması hayatidir. Alınmazsa ne olur? Tarih tekerrür eder!”

Başbuğ, ABD'nin 2001'de Türkiye'yi yanında görmek istediğini ama önemli bir sorunu göz ardı ettiği görüşünü şu ifadelerle dile getirdi:

“Global baktığınızda Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilmesi ve yapılandırılmasını istiyorlar. Onların tabiriyle siyasetin TSK üzerinde etkisinin artması gerekiyor. Bu aslında demokratik bir bakış açısı. Peki… Türkiye'nin onların planladığı projede yanında yer alması gerekiyor. Ama Türkiye'nin bir sorunu var. Ne zamandan beri? 1984'ten bu yana PKK terör örgütü sorunuyla yaşıyoruz. PKK terörüyle mücadele eden Türkiye'nin bu sorunu çözülmeden sizin yanınızda yer alması kolay değil. Bu soruna çözüm bulunmalıydı. ABD'nin, terör sorunun sonlandırılması için öngördüğü çözüm şekli ‘siyasi çözüm’dü.

Onlar siyasi çözüm istiyor. TSK'nın bunu kabul etmesi mümkün değil. TSK, PKK terörüne siyasi bir konu olarak bakmaktan her zaman kaçınmıştır, ‘Kürt sorunu vardır' söylemine karşı çıkmıştır. Onlara göre de bunun karşısında en büyük engel asker. TSK'nın özellikle güvenlik konularına ilişkin konularda etkisinin kırılması gerekiyordu. Olay bu! Bunu da teröristbaşı Abdullah Öcalan 3 Mart 1993'te Cengiz Çandar'a verdiği röportajda şöyle ifade ediyor: (Hiçbir demokratik yoldan işbaşına gelmiş iktidar benimle masaya oturamaz. Askerlerden hain damgası yer. Bunu baştan asker engeller. Ben Türk Ordusu'nu yenemem. Türk Ordusu'nu yenemesem de öyle yüksek bir fatura çıkartırım ki, belirli bir konjonktür gelir, masaya oturmaya mecbur bırakırım…) Olaya derinliğinden bakmak gerekiyor.”