Gündem

Başbakan'ın okuduğu 'Anayasso' şiirinin hikâyesi ne?

Başbakan'ın bugün alıntı yaptığı 'Anayasso' şiiri, köprüsü olmayan Zap Suyu'ndan bebeklerini hastaneye götürmek isteyen ailelerin acıklı hikâyesini anlatıyor

11 Şubat 2014 15:38

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü konuşmasında alıntı yaptığı Şemsi Belli’nin “Anayasso” şiiri, köprüsüz Zap Suyu'nu kendi imkanlarıyla aşarak hasta bebeklerini hastaneye götürmeye çalışan aileleri anlatan hikâyesiyle dikkat çekiyor.

Başbakan Erdoğan, AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada, Şemsi Belli’nin “Anayasso” adlı şiirinden alıntı yaptı.

Başbakan Erdoğan konuşmasının AKP iktidarının icraatlarını anlattığı bölümünde, “Anayasso” şiirinin “Şavata'tan Ankara'ya ses gitmiyor. Biz gitmeye kuvvetimiz hiç yetmiyor. Malımız yok. Yolumuz yok. Ankara’ya ses verecek dilimiz yok. Kanadımız yok, kolumuz yok. Bu ne biçim memlekettir oy?” dizelerine yer verdi.

 

Zap Suyu’nu aşarak hastaneye…

 

Şemsi Belli'nin Anayasso adlı şiiri, Hakkari'de Zap Suyu'nun kıyısında yaşayan ve tel gererek tehlike içinde suyun öte yanına geçmek zorunda olan insanların çaresizliğini anlatıyor.

Şiirden ilk defa 15 Mart 1968 tarihli Savaş Gazetesi'nin bir haberinde bahsedilmiş, haberde Trabzon Devrim Ocağı'nın kuruluşunun 6. yılında Attilla Aşut tarafından Anayasso adlı bir şiirin okunduğu, şiirin çok beğenildiği ancak şairinin bilinmediği belirtilmişti.

Dönemin Milliyet gazetesi köşe yazarı Hasan Pulur, 3 Nisan 1968'de şiiri haber yaparak şairini aramaya başladı. Boğaz Köprüsü inşası hakkında tartışmaların sürdüğü bir dönemde Zap Suyu'nu tel üzerinde geçen insanların çilesini şiir yoluyla öğrenmek toplumda büyük yankı doğurdu. Gazeteye şairin Şemsi Belli olduğuna dair haberler ulaştı. Bir gazete muhabiri kendisini bulup sorunca şairin Şemsi Belli olduğu ve şiirini ilk defa Anayasso dergisinde yayınladığı, sonra Hasan Pulur'a gönderdiği ortaya çıktı.

 

Selda Bağcan ve Moğollar şarkılaştırmıştı

 

Bu arada, Selda Bağcan ile Moğollar “Anayasso”ya 1971’de yayınladıkları “Türkülerimiz-1” albümünde yer verdi. Plakta şiirle ilgili, “Bu şarkı; Doğu Anadolu'nun daha da doğusunda Hakkâri dolaylarında, kış aylarında Zap Suyu adı verilen üstü köprüsüz deli dolu akar bir çayı geçerek hasta bebeklerini doktora ulaştırmak isteyen ve ceplerinde Türkiye Cumhuriyeti nüfus kağıdını taşıyan insanların, çocuklarını boz bulanık Zap Suyu’nun çağıltıları içinde yitirmenin öyküsüdür" ifadelerine yer verildi.

 

İşte o şiir

 

Zap Suyu’nu yürüyerek geçerek, hasta bebeklerini hastaneye götürmeye çalışan ailelerin hikâyesinin anlatıldığı Anayasso şiiri şöyle:

Gul, gurban olduğum Hökümet Baba!

Baa bir alfabe veremez miydin?

 

Gara dağlar gar altında galanda

Ben gülmezem

Dil bilmezem

Şavata'dan Hakkari'ye yol bilmezem

Gurban olam, çaresi ne, hooy babooov?

 

Bebek yanir, bebek hasda, bebek ataş içinde

Ben fakiro,

Ben hakiro

Dohdor ilaç, çarşı bazar tam - takiro

Gurban olam bu ne işdir hooy babooov!

 

Çoçiğ ağliir, çoçiğ öliir, geçit vermiy Zap suyu

Parasizo,

Çaresizo

Ben halsizo, ben dilsizo, şeher uzah, yolsizo

Bu ne haldır, bu ne iştir hooy babooov!

 

Gara dağda, gar altında ufağ ufağ mezerler

Yeddi ceset hetim hetim Zap Suyunda yüzerler

Hökümata arz eylesem azarlar

Ben ketimo

Ben hetimo

Ben ne biçim vatandaşım hooy babooov?

 

Şavata'tan Angara'ya ses getmiir

Biz getmeğe guvvatımız hiç yetmiir

Malımız yoh

Yolumuz yoh

Angara'ya ses verecek dilimiz yoh

Ganadımız, golumuz yoh

Bu ne biçim memlekettir hooy babooov?

 

Yerin, yurdun adresesin bilmirem

Angara'da: Anayasso!

Ellerinden öpiy Hasso

Yap bize de iltimaso

Bu işin mümkini yoh mi hooy baboov?