25 Eylül 2017 14:12
Başbakan Binali Yıldırım, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) yapılan bağımsızlık referandumuna ilişkin olarak, "Referandum yapma inadı sıcak çatışmaya zemin hazırlamıştır" dedi. Yıldırım sözlerinin devamında ise "Vatandaşlarımız rahat olsun savaşa falan girdiğimiz yok. Sadece tedbir alıyoruz" ifadesini kullandı.
Adını anmadan IKBY Başkanı Mesud Barzani'nin "Sonunda ölüm olsa da bu referandumu yapacağız" açıklamasını eleştiren Yıldırım, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
"Bu işte inat edenler aslında kendi halklarının geleceğini karartıyorlar. Vatandaşlarımıza uyarılar da yaptık. Sınırdaki tatbikata Irak da katılma kararı aldı. Başka yapılacak işler de var. Detayları burada söylememe gerek yok. Bugünlerde Genelkurmay Başkanımız Tahran'a bir ziyeret yapacak. Cumhurbaşkanımızın da Tahran'a ziyareti var. İran, Türkiye, Irak bu krizin büyümeden çözülmesi yönünde bütün gayretimizi göstereceğiz."
Referandum gündemiyle 22 Eylül'de toplanan Milli Güvenlik Kurulu, (MGK) Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ni (IKBY) "henüz vakit varken" bağımsızlık referandumundan vazgeçmeye çağırmış; "tüm ikazlara rağmen bu referandumun yapılması halinde ikili ve uluslararası antlaşmalardan doğan Türkiye'nin hakkını mahfuz (saklı) tutulacağını" açıklamıştı.
Başbakan Yıldırım ayrıca, "Türkiye'nin bu konudaki kırmızı çizgisini anlatabilir misiniz?" sorusunu, "Sınırlarımızda yeni bir oluşum kabul edilemez. Müdahale hakkımızı saklı tutuyoruz" diye yanıtladı.
"Öğrenciler bayram havasında"
Binali Yıldırım, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavının kaldırılması ile "tüm öğrencilerin bayram havasına girdiğini" savunarak "Benim torunum da 'Dede teşekkür ederim TEOG'u kaldırdın' dedi' ifadesini kullandı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından, kaldırılan sistemin yerine üç ayrı alternatif üretileceği bilgisini veren Yıldırım, "8. sınıflar yeni sistemle liseye girecek" hatırlatmasında bulundu.
Yıldırım, kamu kurum ve kuruluşlarında sayıları 720 bini bulan taşeron işçilerle ilgili olarak üzerinde çalışılan düzenlemenin bu yıl içinde karara bağlanacağını ifade etti.
İktidara yakın yayın politikasıyla bilinen kimi gazetelerde, taşeron işçilere "özel statü" verileceği iddiası yer almış; aracı şirketlerin kaldırılacağı öne sürülmüştü.
Dört TV kanalının ortak yayınına katılan Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:
Bu referandum dünyanın tüm uyarılarına rağmen, başta komşular, İran, Türkiye olmak üzere bütün BM'ye tabi ülkeler bu referanduma karşı görüşlerini ortaya koydular. Bir inatlaşmaya gitti Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim ve bu referandumu yapıyor. Biz açıkça ifade ettik, bu referandum gayri meşrudur, sonuçları tanınmayacaktır, yok hükmündedir.
Kürtleri, Arapları, Türkmenleri, Asurileri, Ezidiler, bütün farklı etnik gruplardaki insanların geleceğini düşünmeden, orada Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin kişisel ihtirasları sonucu alınmış bir karardır. Herhangi bir umut, gelecek vaadeden bir iş değildir. Türkiye elini kolunu bağlayacak değil. Uyarılarımızın yanı sıra MGK ve Bakanlar Kurulu'nda, en son da geçtiğimiz cumartesi günü TBMM'de tezkere oylaması suretiyle atılacak adımlara esas olacak kararları verdik.
Kararlar 3 grup altında. Ekonomik, siyasi-diplomatik alanda yapılacak çalışmalar ve güvenlik-askeri boyutta yapacağımız çalışmalar.
Sınır geçişleri, boru hatları gibi konularda muhatabın sadece kendileri olduğunu, muhatabın Bağdat olması konusunda bize bilgilendirme yaptılar. Kriz artık zirve yaptığı için bundan sonrası hiç hoş olmayan gelişmelerin de olacağı bir sürecin başlangıcı bölgede. Ümit ederiz ki böyle bir durumla karşı karşıya kalmayız. İnatla, Kerkük, Musul gibi, sınırlar dışında da referandumu yapma inadı bir anlamda da sıcak çatışmaya da zemin hazırlamıştır. Bunun da bedeli oradaki günahsız sivil insanlara olacaktır. Bundan sonraki adımlarda Irak merkezi yönetimini daha fazla doğrudan muhatap alarak karar vereceğiz.
(Hava sahasının kapatılması) İran'ın duyurduğu notanın aynısı bugün bize de geldi. Bunun üzerinde arkadaşlarımız bir ekip oluşturdu.
Bizim hedefimiz bölgede yaşayan insanlar değil. Bizim ulusal güvenliğimize karşı tehdit olarak gördüğümüz bu referandum konusunda inat edenlerdir. Kürtlerle bunları birbirinden ayrı tutalım. Bir millet olarak birlikte yaşıyoruz biz. Bizim takıldığımız konu ayrımcılık hareketini körüklemek, kışkırtmaktır. Bunlar birinci derecek Irak, ikinci derece komşu ülkeleri bakımdan sorundur. Biz 40 yıldır bunun bedelini ödüyoruz.
Sınır kapıları, hava alanları bundan böyle merkezi yönetimin sevk ve idaresinde. Petrol ve iletişim alanları da buna dahil. Alacağımız kararlardaki, karşımızdaki meşru irade, otoriter Bağdat'tır. Bu görüşmeler sürüyor, uygulama da kısa sürede başlayacak. Resmi talepler geldi. Hangisi en kolay uygulanır, komite Başbakanlık bünyesinde bunları değerlendiriyor.
İşin askeri boyutu, aldığımız kararlara karşı bir engelleme oluşursa tabii ki biz gerekli güvenlik tedbirlerini almak zorundayız. Onu da Irak merkezi yönetiminin koordinasyonu ile yapacağız. Türkmenlere karşı büyük bir kıyım tekrar başlatırlırsa buna da duyarsız kalmamızı kimse beklemesin. Tampon bölgeyi konuşmak için çok erken.
Güzergahta peşmerge unsurları tarafından herhangi bir şekilde saldırıya uğramaması, güvenlik zafiyetinin oluşmaması. Bir hareket olursa bize yapılmış bir harekettir. Biz de buna karşılık mutlaka vereceğiz. Radikal unsurlar süreç içinde daha da çılgın hareketler yapabilirler. Güvenliğimizi hedef alan her türlü eylem, kalkışma anında karşılığını görecek.
Artık bu kadar, bunlar yaşandıktan sonra Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin gördükleri izolasyona rağmen, iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil. Bu işte inat edenler aslında kendi halklarının geleceğini karartıyorlar. Vatandaşlarımıza uyarılar da yaptık. Sınırdaki tatbikata Irak da katılma kararı aldı. Başka yapılacak işler de var. Detayları burada söylememe gerek yok. Bugünlerde Genelkurmay Başkanımız Tahran'a bir ziyeret yapacak. Cumhurbaşkanımızın da Tahran'a ziyareti var. İran, Türkiye, Irak bu krizin büyümeden çözülmesi yönünde bütün gayretimizi göstereceğiz.
"Barzani'nin otorite sıkıntıları var"
Barzani kişisel nedenlerle bu adımı attı. Gelecek yıllarda seçimi var ve bugüne kadar da zaten orada parlamentoyu toplayamayan bir otorite ile ilgili sıkıntıları var. Bir konsolidasyon yapma ihtiyacı duyduğunu düşünüyorum. Bir de gaz verenler var. Gaz verenler işler yolunda gitmezse hiç tanımazlar.
Türkiye daha önce de bunu söyledi. Bizim için güney karar hudutlarımızda bir statü değişikliği, yeni bir oluşum, ister Irak ister Suriye'de kabul edilemez. Bununla ilgili her türlü müdahale hakkımızı ikili ve uluslararası anlaşmalara bağlı olarak saklı tutuyoruz. ABD Başkanı, Cumhurbaşkanımız ile yaptığı toplantıda bu referandumun yapılmaması gerektiğini kamuoyuna açıkladılar ama ABD'de başka yetkililer "ertelensin" dedi. Bizim dediğimiz ne bugün ne sonra. Hiçbir şekilde meşru değildir, kabul edilemez, yapılmamalıdır.
İsrail'in kendi hesapları var. İç sorunları var. Oradan yapılan açıklamalar, kuvvetli, resmi açıklamaya dönüşmedi. Bunda şaşılacak bir şey yok. İsrail, konumunu güçlendirmek için konjonktürel açıklamaları yapıyor. Bu da dikkatlerden kaçmıyor.
Biz savaşa girmiyoruz. Güvenlik tedbirimizi alıyoruz. Afrin'de bir çatışmasızlık alanı oluşturmak için adım atıyoruz. Bunları "savaş" diye nitelemek hata olur. Diyelim; Bir tırım gidiyor, peşmerge çevirdi, yükünü yağmaladı. Bu bizim vatandaşımıza karşı yapılmış bir harekettir, tabii ki bunun gereğini yapacağız. Bizim o bölgede 12-13 yerde konuşlanmamız var. Zaten varlığımız var, yeni bir şey yapacak değiliz.
Türkiye hata yapmadı. Türkiye niye hata yapsın ki. Anayasasında konan esaslar üzerine bir muamale yaptı, bundan böyle bu muameleyi yapmayacak. Bizim yaptığımız protokol uygulamaları, Barzani'nin yönetimine keyfi yaptığımız uygulamalar değil.
Artık anayasada hak ettiği, tanımlanan muameleyi de göremeyecek. Bizim muhatabımız bundan böyle Bağdat olacak.
İran'ın Irak içindeki faaliyetler ayrı mesele. Burada ortak bir hassasiyet var. Bölgedeki gelişmeler hem Irak merkezi hükümetini, hem Türkiye'yi hem İran'ı ilgilendiriyor. Biz buna odaklanıyoruz. Diğer konuları da tasvip ettiğimiz anlamına gelmez. Biz buraya mezhep konusu açısından bakmıyoruz şu anda bu meseleye. İnatla yapılmaya çalışılan referandumun olası olumsuz sonuçlarını önlemek bakımından bir işbirliği olarak görüyoruz.
Merkel'e yazılı tebrik mesajı gönderdim. Her ne kadar birinci parti oldu ama tek başına iktidar olamadı. Onların seçime göre değişen bir sistemler var. Tek başına iktidar olamadı, oy da kaybetti ama birinci parti. Büyük koalisyon olmayacak. Burada geriye Jamaica koalisyonu kalıyor. Ona da Jamaica'nın bayrağına benzediği için o koalisyonu planlıyorlar. Liberaller, Yeşiller ve Hıristiyan Birliği (SDU) var. Onun bir ortağı da var kendi içinde. Biz bu kadar işin gücün içinde onların koalisyonuna yardımcı olamayız. Seçim havası bitti, geçim havası başladı. Artık normale dönelim, işimize bakalım. Sayın Merkel büyük büyük laflar etmenin zarar olduğunu gördü. Irkçılar kazandı. Almanya bu konuda biraz daha gelecekle ilgili tedbir alması lazım. FETÖ'cülere müsahamayı bırakacak. PKK sempatizanlarına alan açmaktan vazgeçecek. Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi için buna ihtiyaç var.
Bunlar Amerikan yönetimine aktarıldı. Amerika farklı bir ülke. Amerika içinde değişik Amerikalar var. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Korumalarla ilgili muamele, FETÖ'ye bakış açısı, NATO müttefikliğinden doğan yapılması gereken işlerin yapılmaması, Türkiye'ye tehdit olan unsurlarla işbirliği gibi unsurlar Amerika'nın Türkiye'ye karşı bakışını yansıtıyor. Bunu görmezden gelemeyiz.
Bunlar Amerikan yönetimine aktarıldı. Amerika farklı bir ülke. Amerika içinde değişik Amerikalar var. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Korumalarla ilgili muamele, FETÖ'ye bakış açısı, NATO müttefikliğinden doğan yapılması gereken işlerin yapılmaması, Türkiye'ye tehdit olan unsurlarla işbirliği gibi unsurlar Amerika'nın Türkiye'ye karşı bakışını yansıtıyor. Bunu görmezden gelemeyiz.
Toplantıdaydım, "Kadir Topbaş istifa etti" diye bilgi geldi ama orada "istifa ettirildim" diye bir şey mi dedi? İstifa ettikten sonra da önce de görüştük. İstifa edeceği konusunda bana bilgi verdi sadece. Yerine ilçe belediye başkanlarından biri gelir muhtemelen. Bu hafta sonunda süre doluyor, perşembe günü (28 Eylül) belediye mecisi seçim yapacak. Bir arkadaşımız boşalan koltuğu doldurmuş olacak.
1 milyon 200 bin öğrenci ve ailelerini ilgilendiren bir konu. TEOG konusu başından beri hep yanlış anlaşılıyor. TEOG bir sistem değil. Sistem değişikliği yok. Okullar, kurslar, dershaneler çocuklar bunaldı. Kimyası bozuldu. TEOG kalkınca bütün öğrenciler büyük bir bayram havasında, benim torunum da "Dede teşekkür ederim TEOG'u kaldırdın" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı 3 tane çözüm üretiyor. İlki her lise kendi sınavını yapabilir. İkinci yöntem; ortaokul sertifikasyon sistemi, üçüncü yöntem, adrese dayalı kayıt sistemi. Bir kısım okullar da ortaokul mezuniyet ortalamasını arayabilir. Yöntem Bakanlar Kurulu'nda kararlaştırılacak. Yeni yöntem bir ay içinde belli olur. Yeni yöntem bir ay içinde belli olur. Bu sene 8. sınıftan mezunlar yeni uygulama ile liseye gitmiş olacak.
Orta vadeli program. 2018-2020. Bunu bakan arkadaşlarımız bugün yarın açıklayacak. 2017,2017,2019 büyüme hedefimiz yüzde 5.5. İşsizlik oranı bu yıl için 10.8 gibi görüyoruz. 2018'de 10.5. Enflasyon, 2017'de 9.5.
Tasarruf birinci ama bizden de başlayacağız. Lüzumsuz harcamalarda tasarruf. Üretime katkı sağlayacak. İhtiyaçları önceliklere göre sıralayıp ona göre yapacağız.
Taşeronlarla ilgili konuyu en geç bu yılın sonunda bir karar bağlamış olacağız.
Varlık Fonu'na da önümüzdeki günlerde bir atama yapabiliriz, bu hafta olmasa da haftaya. Fonla ilgili esasında ileri geri spekülasyonlar var da bunlar doğru değil.
Varlık Fonu bunlara çökmüş değil, varlıklarını değerlendirerek daha ilave kaynak üretmek, bu kaynakla Türkiye'nin büyük projelerini temin etmek suretiyle hem ülkemize katma değer sağlamak hem de finans sistemi üzerindeki yükleri azalatacak tedbirleri alacak.
Irak'ın kuzeyindeki gelişmelerden dolayı bir kaos olacak, bundan yararlanarak ülke içinde bölücü terör örgütü faaliyetlerini artırabilir. Tedbirlerimizi alıyoruz.
İtirazlar 101 bin civarında. Süre de doldu. Kasım itibarıyla dosyaları ele alıp değerlendirecekler.
(FETÖ davaları) Devam eden davalar sonuçlanmaya yakın. Mahkemeler buna karar veriyor ama benim kafama göre darbeden sonra 1 ay içinde hepsinin ipini çekerdim öyle olmadı. Hukuk sistemi, o onu dedi, bu bunu dedi, uzuyor. Milletin keyfi kaçıyor. Daha fazla uzatmamak lazım. Yıl sonuna kadar umutları kesilir. FETÖ ekibi, "dayanın", "kurtulacaksınız" gibi rüya tabirleri ile oradakilerin motivasyonlarını yüksek tutmaya çalışıyorlar. 4971 toplam dava sayısı. Bizim Başbakanlık olarak müdahil olduğumuz dava sayısı 255. FETÖ ile ilgili bu. PKK ile ilgili çok etkin bir mücadele yapıyoruz.
2019 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne göre seçimde öncekilere göre çıta yükseldi. 50+1 şartı var. Daha çok çalışmamız gerekiyor. Vatandaşımız da buna olur dedi, bunun getirdiği bir daha çok çalışma ihtiyacı var.
Rahmetli Demirel'in lafı var ya, bizim kimin ne yapacağı bizim çok ilgi alanımızda değil. Kendi iletişimimizi iyi bir şekilde sürdürüyoruz. Partimizdeki metal yorgunluğunu yanlış anlamamak lazım, bu gelir geçer. 15 sene 12 seçim yapan bir partide yorulma olmaz mı?
(Erken seçim) Yok dedik ya. Fevkalade bir şey olursa ona da bir şey diyemem. Yerel seçimler 2019 Mart'ında, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler 2019 Kasım'ında gerçekleşecek.
Yeni bir bilgi geldi. İran, Kuzey Irak ile kara sınırları kapatmış.
- Artık vergi dilimi değişmeyecek.
- Bazı belediyeler emlak vergi değerlerini astronomik artırdılar. Böyle bir şey yok. Hükümete yetki alıyoruz. Kafasına göre bir artırım olur mu ya? Turizm bölgelerinde
© Tüm hakları saklıdır.