Milliyet gazetesinin 'İmralı zabıtları'nı yayımlamasıyla ilgili olarak Başbakan Tayyip Erdoğan'a verilen ismin BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak olduğu iddia edildi. Görüşme notlarının, Kışanak'ın onayıyla çaycıya verilerek fotokopiye gönderildiği, bu yolla sızdığı öne sürüldü.
MİT-İmralı görüşmeleriyle başlayan çözüm sürecinde İmralı notlarının sızdırılmasının detayları netleşmeye başladı.
Tahir Alperen’in Yeni Şafak’taki haberine göre, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'dan oluşan ikinci heyetin İmralı'da Öcalan ile 23 Şubat'ta gerçekleştirdiği görüşme notları, heyetin Ada'yı ziyaretinden 5 gün sonra basına yansıdı.
“İmralı Tutanakları”nın yayımlanmasının ardından Başbakan Erdoğan, “Batsın bu gazeteciliğiniz” diyerek sızdırmaya büyük tepki gösterdi. Günlerdir süren tartışmada notların Altan Tan tarafından sızdırıldığı iddiaları basına yansıdı. Ancak 3 gün süren sessizliğin ardından Tan, böyle bir sızdırmanın kendisine ait olamayacağını söyledi. Erdoğan da, “BDP sızdıranı açıklasın, yoksa biz açıklayacağız” dedi.
Önce genel merkez kabul etti
İmralı görüşmelerine ait tutanakların bir gazeteye sızdırılmasıyla ilgili tartışmada daha önce “bizden sızmadı” diyen BDP, tutanakların parti genel merkezinden alındığını kabul etti. BDP Genel Başkan Yardımcısı Nursel Aydoğan, zabıtların BDP Genel Merkezi'nden alındığını ancak bunun bir partili tarafından muhabire verilmediğini savundu. Ancak BDP üst yönetiminin bilinçli olarak İmralı notlarını basına sızdırmaktan çok servis ettiğine yönelik kanaatler güçlendi.
Sızdırma görüntüsü
Partiden notları servis olayının şu şekilde yaşandığı iddia edildi:
“Heyetin İmralı dönüşü görüşmeler parti merkezinde BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak başkanlığında masaya yatırıldı. Adaya giden heyettekiler, görüşmeyi anlattı. Kışanak, anlatımların ve tutulan notların birleştirilmesini istedi. Vekillerin de katıldığı toplantıyı yöneten Kışanak'ın onayıyla, birleştirilip tasnif edilen notları fotokopiye gönderildi. Burada 'servis' değil 'sızdırma' görüntüsü verilebilmesi için partinin çaycısı tercih edildi. Fotokopi cihazından da sorumlu olan çaycı, notları çoğalttı. Notların çoğaltılmasıyla birlikte Milliyet'e haberin servis edilmesinin de önü açıldı. Sızdırma olayında adı bir numaralı şüpheli olarak geçen Kışanak'ın ismi Başbakan'a da iletildi. Kışanak'ın notların sızdırılmasında ön ayak olmasında İmralı'ya gidememesinin de etkili olduğu konuşuluyor.”
Tutanaklar BDP üzerinden sızdı
Başbakan Erdoğan'ın “Sızdıranı biliyoruz, BDP açıklamazsa biz açıklarız” çıkışının ardından zor durumda kalmak istemeyen BDP yönetimi harekete geçti. BDP Eş Başkanlarından Selahattin Demirtaş, salı günü gerçekleştirilecek parti grup toplantısında sızdırma olayıyla ilgili bilgi vereceklerini Twitter'dan duyurdu. Ancak Demirtaş daha sonra, “Milletvekili ve parti organları tarafından sızdırılmamış. Partimiz üzerinden elde edildiği anlaşılıyor” dedi.
Çaycının üzerinden gölgeleme
İmralı'da ikinci BDP heyeti ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşme notlarında partide görevli çaycı, sızdırma BDP'den değil görüntüsünün verilmesi için kullanıldı. Milliyet gazetesinde “İmralı Tutanakları” başlığıyla yayınlanan görüşme tutanakları bizzat BDP yönetimi tarafından “çaycı” eliyle bilinçli olarak sızdırıldığı, sızdırma için çaycının özellikle tercih edildiği, olayın ortaya çıkmasının ardından “biz yapmadık çaycı satmış” diyebilmek bu yöntemin tercih edildiği dile getiriliyor.
Nasıl çoğaltıldı?
Radikal gazetesinden Deniz Zeyrek, BDP’den sızan “İmralı tutanakları” için şunları söyledi:
“Demirtaş’ın açıklamaları, BDP yönetiminin, zabıtların BDP parti yönetimi ve TBMM grubunun bilgisi ve izni dışında gazeteciye ulaştığına inandığını gösteriyor. Buna kadın Eşbaşkan Gültan Kışanak ile Genel Başkan Yardımcısı Nursel Aydoğan’ın yaptığı “Çalındı” imasını da eklersek BDP’nin faturayı partide çalışan birkaç kişi ile gazeteci Namık Durukan’a kesme niyetinde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, zabıtların gazeteciye ulaşana dek geçtiği ‘çoğaltılma’ süreci araştırıldığında, sorunun BDP’deki ‘kolektif dikkatsizliklerin’ ürünü olduğu anlaşılıyor. İddiaya göre parti soruşturmasında şu sonuç ortaya çıktı: 26 Şubat’ta BDP Parti Meclisi, İmralı heyetinin Öcalan ile yaptığı görüşmeyi ele almak için toplandı. Kışanak, tutanakları PM üyelerine okudu. Toplantıdan önce ‘zabıtların okunacağı, çoğaltılmayacağı’ yönünde bir karar alındı ve üyelere de açıklandı. PM toplantısına yemek molası verildi. Üye ve yöneticiler salondan ayrılırken okunan tutanaklar salonda bırakıldı. İki PM üyesi, tutanakların bir kopyasını almakta bir sakınca görmedi. Hızlı şekilde fotokopi çekildi ve ana kopya yerine konuldu. İkinci fotokopi diğer PM üyesi içindi. Ardından Demirtaş’ın yakın ekibinden bir isim de kendisine bir kopya istedi. Fotokopi çekenlere yardımcı olan bir parti çalışanı kendisi için ‘kopyala’ düğmesine bastı. Bir parti yöneticisi durumu farketti ve ‘Nedir’ diye sordu. ‘Ders notu’ yanıtına inanmayıp süreci noktaladı ama iş işten geçmişti. 30 dakikada en az 4 kopya alınmıştı. Kopyalar BDP dışına çıktıktan sonra ise ne kadar çoğaltıldığını bilen yok. BDP, son derece gizli tutulması, hatta çelik kasalarda saklanması gereken bir metni, ciddi ihmaller sonucunda çoğaltmayı başarmış, O metinlerin peşinde olan onlarca gazeteciden biri de kurduğu ilişkiler sayesinde o kopyalardan birine ulaşmıştır. Demirtaş eğer Salı günü faturayı gazeteciye ya da BDP binasında maaşla çalışan birkaç kişiye yıkarsa, BDP’nin kolektif ihmalini örtbas etmiş olacak.”