Başbakan Binali Yıldırım, eski başbakan Tansu Çiller'in partisinin pazar günü İstanbul Yenikapı'da düzenlediği mitinge katılmasını değerlendirdi. Yıldırım, "Hiçbir kimseyle hiçbir pozisyon için konuşma, görüşme olmadığını ben biliyorum. İster partideki arkadaşlarımız ister dışarıdakiler olsun. Tansu Çiller'in gelmesinin arka planı Türkiye Cumhuriyeti'nde mevcut sistem içinde 28 Şubat ile muhatap olmuş ve millet iradesi elinden zorla alınmış, istifaya zorlanmış bir başbakan, bu haksızlığı yaşamış bir başbakanın feryadıdır o" açıklamasında bulundu.
Başbakan Binali Yıldırım, Star TV'de yayınlanan "Nazlı Çelik ile seçim Özel" programında yaptığı açıklamada, TSK'nın Menbiç'in kırsalındaki faaliyetlerinin, Özgür Suriye Ordusu ile müşterek yapılan Zeytin Dalı Harekatı'ndan tamamen farklı olduğunu ifade etti.
"Menbiç'te 90 günlük takvim var"
Menbiç'te, Amerika Birleşik Devletleri ile Dışişleri Bakanlığı düzeyinde yapılan mutabakatla gerçekleştirilen bir faaliyet olduğuna işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Orada 90 günlük bir takvim var. Bu takvime göre adım adım hareket ediliyor. İki tarafın silahlı kuvvetleri koordinasyon halinde, bu etapları uyguluyoruz. İlk etap ortak devriye, ayrı ayrı devriye ama Münbiç girişinde aynı anda devriye görevi yapacaklar. Daha sonra Münbiç içerisindeki güvenlik sağlanınca oradaki terör unsurları bölgeden dışarıya çıkarılacak ve Münbiç'teki yerli halkın orada idareyi ele alması sağlanacak."
"F-35 'lerin teslimini etkilemesi söz konusu değil"
ABD Senatosu'nda F35'ler ile ilgili alınan kararın hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"O, Temsilciler Meclisi kongrede alınan bir karar nihai karar değil. Daha sonra bu iki karar birleştirilecek, tekrar görüşülecek, bir süreç gerektiren bir çalışma, bu tavsiye kararı. Ancak bizim bu karar belki biraz zaman alacak ama yaklaşımı çok doğru bulmuyoruz, fevkalade yanlış bir yaklaşım. Yıllarca NATO'da müttefikimiz olan Amerika Birleşik Devletleri ile savunmalarında stratejik ortaklığımız olan bir ülke. Türkiye'ye karşı savunma konularında Temsilciler Meclisinin böyle bir bakış içinde olması dostluğumuza zarar verecek bir girişim olarak görüyoruz. Bu Amerikan yönetimine gidecek, uygulayacak veya uygulamayacak, o ayrı bir konu. Şu anda o safha yapılmış değildir. Yani yönetim, kongreye bir rapor verecek, diyecek ki 'siz böyle bir karar aldınız ama bu uygun bir karardır veya değildir' şeklinde yönetimin de bir cevap verme hakkı var. Bu süreçler biraz daha devam edecek. Bunların F-35 'lerin teslimini etkilemesi söz konusu değil."
Yıldırım, F-35 'lerin tek başına ABD'nin ürünü olmadığını vurguladı.
"Türkiye alternatifsiz değil"
İlk F35 uçağının 21 Haziran'da teslim edileceğini söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu:
"Biz F35'in bazı parçalarını Türkiye'de TAİ'de, Aselsan'da üretiyoruz, gönderiyoruz. O yüzden de F35'lerin durdurulması konusu vahim bir yanlış olur, böyle bir şeye teşebbüs edeceklerini şu aşamada düşünmüyoruz. Zaten ilk 2 uçağın teslimi 21 Haziran'da yapılacak. Pilotların 2020'ye kadar eğitimleri olacak. Kongrede ortaya atılan bu iddiaların arka planına iyi bakmak lazım, nereden geliyor, neden kaynaklanıyor. FETÖ ile ilgili, Rahip Brunson ile ilgili aramızda ABD ile bir süredir devam eden bir gerginlik var. Halk Bankası davası var. Biz ABD ile sorunların görüşmeler yoluyla çözülmesini tercih ederiz. Ama bizim tercihimiz yetmez aynı dostane yaklaşımı ABD'den de görmemiz lazım. Yani bizim S400'ü niye aldığımızı sorgularken, ABD'nin de Türkiye Suriye'de, Irak'ta teröre karşı savunmasız kalırken niye biz yardımcı olmadık sorusunu da kendisine sorması lazım. Yani PYD-YPG'ye her türlü silahı vereceksin, yıllardan beri dostum diye nitelendirdiğin Türkiye'ye gelince zorluk çıkaracaksın, ambargo koyacaksın, ondan sonra da Türkiye'ye diyeceksin ki 'NATO'nun güney sınırlarını koru', neyle koruyacağım ben? Türkiye alternatifsiz değil, silahlarımızı da yerli mühimmatımızı da geliştiriyoruz. Yetmedi kiminle iş birliği yapacağımıza da kendimiz karar vereceğiz. Rusya ile belirli konularda müşterek çalışmalarımız var."
"Muharrem İnce'nin ne dediği çok önemli değil"
Bayram ziyareti için giden Suriyelilerin artık ülkesine dönebileceği yönündeki tartışmalara ilişkin Yıldırım, "Muharrem İnce'nin ne dediği çok önemli değil. Sorumluluk bizde. Tabii ki memleketine gitmek istiyorsa gider, orada kalacaksa iradesiyle kalabilir ama bir yaşam tehdidi varsa, önemli bir sıkıntı varsa biz bunu göz ardı edemeyiz. insanların yüzüne kapıyı kapatamayız, ölüme terk edemeyiz. Bizim inancımızda da geçmişimizde de bu yok. Türkiye Osmanlı döneminde de Cumhuriyet döneminde de dardaki, zordaki insanlara kucak atmış. Yakın tarihimizde de var; Bulgaristan'daki soydaşlarımız, Ahıska Türkleri, diğerleri... Türkiye hepsine kucak açtı ve bundan bir şey kaybetmedi." değerlendirmesini yaptı.
"Başbakanlık dönemim kısa ama akılda kalacak"
Yıldırım, başbakanlık yaptığı dönemi "kısa ama ama cumhuriyet tarihinde akılda en çok kalacak 2 yıl" olarak tanımlayarak, "15 Temmuz darbe girişimi, Fırat Kalkanı, ondan sonra terörle taarruz esaslı bir mücadele, anayasa değişikliği, anayasa değişikliğinin kabul edilmesi, 16 Nisan halk oylaması, Türkiye'nin 2017'de krize gireceği ve ekonomisinin çok kötüye gideceği senaryoları, reyting kuruluşlarının olumsuz açıklamaları, 2017'de dünyanın en fazla büyümesini sağlanması. Seçimlere gidiyoruz ve böylece 16 Nisan 2017'de milletimizin verdiği kararı 24 Haziran'da hayata geçiriyoruz ve Türkiye'nin 94 yıllık yönetim şeklini değiştirmiş oluyoruz" diye konuştu.
Yeni görev cevabı
Seçimlerin ardından yeni görevinin ne olabileceği sorusuna Yıldırım, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk turda seçilmesi dışında aklımızın ucundan hiçbir şey geçmez." yanıtını verdi.
"Ben şahsımla ilgili hiçbir konuyu bugüne kadar konuşmadım, bundan sonra da konuşmam. En önemli görevim 24 Haziran seçimlerinden partimizin en iyi sonuçları alması" ifadelerini kullanan Yıldırım, 36 ilde miting yaptığını hatırlattı.
Başkan Yardımcısı olup olmayacağı yönündeki soruyu Yıldırım, "Bütün bunların hiçbiri gündemimizde yok. Konuşulmuş konular değil, bütün arkadaşlarımızı, bakanlarımızın, milletvekillerimizin, milletvekili adaylarımızın, belediye başkanlarımızın aklı fikri 24 Haziran seçimlerini sağ salim, güvenlik içinde başarılı şekilde yapılması" şeklinde yanıtladı.
Seçim sonuçları öngörüsü
Binali Yıldırım, 24 Haziran seçimleri hakkındaki öngörüsünü de "Biz birinci turda biteceğini düşünüyoruz. Sahadan aldığımız intibalar, sahadaki coşku, vatandaşlarımıza yaptığımız konuşmalar, görüşmeler bir sıkıntı olmadığını gösteriyor." ifadeleriyle açıkladı.
"Eğer seçim ikinci tura kalırsa, kimlerin arasında olur?" sorusu üzerine de Yıldırım, "Ben öngörmediğim bir sorunun cevabını vermesem müsaadenizle. Birinci turda bitecek inşallah." dedi.
Tansu Çiller'in mitinge katılması
Eski başbakanlardan Tansu Çiller 'in İstanbul mitingine katılmasının ardından "bakan olup olmayacağı" yönündeki iddialara ilişkin soru üzerine Yıldırım, şunları söyledi:
"Hiçbir kimseyle hiçbir pozisyon için konuşma, görüşme olmadığını ben biliyorum. İster partideki arkadaşlarımız ister dışarıdakiler olsun. Tansu Çiller 'in gelmesinin arka planı Türkiye Cumhuriyeti'nde mevcut sistem içinde 28 Şubat ile muhatap olmuş ve millet iradesi elinden zorla alınmış, istifaya zorlanmış bir başbakan, bu haksızlığı yaşamış bir başbakanın feryadıdır o. Vesayet döneminin ortadan kalkması için verilen mücadelede 'Ben de varım' diye gelmiştir. Kendisine milletimiz adına teşekkür ederiz."
Millet İttifakı açıklaması
Millet İttifakı'nın kampanyalarına baktığında bir "yıkım ekibi" gördüğünü ifade eden Yıldırım, ortada yapıcı bir şey göremediğini söyledi.
Yıldırım, şöyle konuştu:
"İstedikleri kadar ittifak kurabilirler, benim itirazım söylemlerine. Söylemler ülkemizin yararına yapıcı söylemler değil. Bir intikam hırsıyla hareket ediyorlar, 'Recep Tayyip Erdoğan'ı devireceğiz.' Başka bir şey söylemiyorlar. Millet bununla mı ilgileniyor, milletin ilgilendiği konulara niye girmiyorsunuz. Yerli araba yapmak ilkellikmiş, Kanal İstanbul'u iptal edeceklermiş, nükleer santrali durduracaklarmış, daha bir sürü şey, Saray'ı başına yıkacakmış. Bir kin, intikam duygusuyla hareket ederseniz bu ülkenin başına nasıl Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Hızlı tren göçü artırıyormuş gibi abuk subuk şeyler. Bu şöyle bir sonuç veriyor; bunlar yıkmak için kendilerini şartlandırmışlar."
Yıldırım, başbakanlığında Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü gibi önemli hizmetlere imza attıklarını belirtti.