29 Kasım 2016 14:38
Başbakan Binali Yıldırım, "Ekonomik kriz var, dalgalanma var diyoruz değil mi. Merkez Bankası'nın bu söylentilere rağmen net döviz değerlerinde herhangi bir azalma söz konusu değil. Rezervlerimizi en kötü senaryoya göre yaptık. Biz ekonomik durumlarda işimizi kış tutuyoruz, yaz çıkarsa bahtımıza" dedi.
"Bitti o günler. İstiyorlar ki değerli kardeşlerim Türkiye, bir ekonomik belirsizliğe, bir karamsarlığa girsin" diyen Yıldırım, "Siz bu milleti 15 Temmuz gecesi tanklarla toplarla yıldıramamışsınız, üç beş kuruş para hesabıyla mı yıldıracaksınız" diye konuştu.
AKP grubunda konuşan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Günü değerlendirmenin en sağlıklı yolu geçmişten ders almaktır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri bölgedeki ateş çemberleriyle, darbelerle birçok sınamadan geçmiştir. Bu durum bedelini milletin ödeyeceği ekonomik buhranları da beraberinde getirmiştir. İkinci Dünya savaşının bedellerini anadolu insanları karnelerle ekmek alarak ödemiştir. Her askeri darbe sonrası kişi başına düşen milli gelir süratle erimiş, 80 darbesiyle milli gelir 108 milyardan 90 milyara gerilemiştir. Ta 61'de IMF ile yapılan ilk anlaşma, Türkiye'nin yarım asır boyunca sırtında taşıdığı bir yük olmuştur. Ta ki AK Parti iktidara gelmiş ve IMF'yi de evine geri göndermiştir.
Cumhurbaşkanımızın, sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde ortaya konan güven ve istikrarla beraber 14 Mayıs 2013'te artık IMF dönemini kapattık, son borcumuzu da ödedik. Böylece Türkiye artık bu şekilde denetlenen ülke olmaktan kurtulmuş, denetleyen ülke sınıfına girmiştir. Üzerinde ekonomik yaptırımlarla oyun oynanan eski Türkiye senaryoları artık tarihin çöplüğüne atılmıştır ama unumuzu eleyip eleğimizi astık saymıyoruz. Küresel piyasalardaki hareketler ve kurlardaki oynaklık konusunda tedbirliyiz, dikkatliyiz. Unutmayalım ki bugünlerde piyasada yaşanan olaylar sadece Türkiye'ye has bir durum değildir. Geçen hafta EKK'da dünyada ve Türkiye'deki piyasalardaki bu durumun değerlendirmesini enine boyuna müzakere ettik, konuştuk. Küresel piyasalardaki dalgalanmalar şüphesiz diğer ülkelere olduğu gibi Türkiye'yi de olumsuz etkiledi. Özellikle ABD başkanlık seçimi sonrası ortaya çıkan durum, izlenecek politikalar piyasalar için bir gösterge oldu. Bir tedirginlik nedeni oldu. Aynı zamanda Suriye ve Irak'a bakıyorsunuz devlet otoritesi yok, terör örgütleri cirit atıyor. Orada da youn bir mücadele içerisindeyiz. Sınır ötesi operasyonlarda PKK ve türevi örgütlerle amansız mücadelemiz devam ediyor. FETO denen uluslararası destekli ihanet şebekesi ile de aynı kararlılıkla mücadeleyi sürdürüyoruz. Bütün bu terör örgütlerine elinde emzikli masum bebek muamelesi yapan dost bildiğimiz ülkelerle de diplomatik zeminde gerektiği mücadeleyi veriyoruz. Hatırlatmak isterim ki 2008 yılı ekonomik krizi, arkasından 2010 yılı gezi olayları, 15 Temmuz'da FETO çetesinin ihanet girişimini yaşayan ülke Türkiye'dir. döviz o dönemlerde de yükseldi. Mali disiplini koruyarak o sıkıntıı günleri atlattık ve bu krizlerin içerisinden çıktık. Yine bugün de vatandaşlarımızın desteği ile bu durumun üstesinden geleceğiz. Bakın kriz diyoruz, dalgalanma diyoruz, daha bugün açıklandı 8.5 milyon vatandaşımız 78 milyar lira müracaat etti, devlete olan borcunu ödemek için. 78 milyar, Maliye Bakanlığı'na. 1 milyon 316 bin vatandaşımız da Çalışma Bakanlığı'na müracaat ederek 34 milyar borcunu yeniden yapılandırmak istedi. İkisini topladığımız zaman 112 milyar, vatandaşımız diyor ki "Kriz mi var, al sana para. 112 milyar parayı devlete ödemek için kuyruğa girdik" Böyle bir milletten söz ediyoruz. Terör olur, 15 Temmuz olur, parasını bozdurur hem alçakların darbesini sona erdirir hem de ekonomisini yoluna koyar.
Artık eski Türkiye yok, Türkiye'nin ekonomisi güçlü, hedefleri sağlam. Biz, ekonomimizin gücünü daha da artıracak reformlara kararlılıkla devam ediyoruz. Her sektörü ekonomiyi desteklemeyi sürdürüyoruz. Merkez Bankası fiyat istikrarı için elindeki araçları kullanıyor. Ekonomik kriz var, dalgalanma var diyoruz değil mi. Merkez Bankası'nın bu söylentilere rağmen net döviz değerlerinde herhangi bir azalma söz konusu değil. Rezervlerimizi en kötü senaryoya göre yaptık. Biz ekonomik durumlarda işimizi kış tutuyoruz, yaz çıkarsa bahtımıza.
Bildiğiniz gibi ekonomik reformlar, yatırım teşvikleri, cazibe merkezlerinin oluşturulması, vergi barışı gibi düzenlemeleri yaptık, Meclis'ten geçirdik şimdi uygulaması başladı. Cazibe merkezleri ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı imzaya açıldı. Borçların vatandaşla sulh olması, el sıkışılması için büyük bir barış öngören önemli bir uygulamayı hayata geçirdik. Şimdi neler yapacağız? Merkez Bankası bazı tedbirler aldı, bir tanesi şu; ihracatçılarımız bildiğiniz gibi bir mal satmak için merkez Bankası'ndan döviz alıyorlar, borçlanıyorla,r satışlarını yaptıktan sonra da borçlarını ödüyorlar. Döviz aldığınız borcu Merkez Bankası diyor ki bana TL olarak ödeyebilirsin. Çünkü Merkez Bankası'nın amacı piyasanın ihtiyacı olan her türlü yerli/yabancı parayı vermektir. Bu büyük bir kolaylık. Bununla da kalmadık, hükümet olarak da biz bir önemli karar aldık. Devletin alacaklı olduğu kurumlar, kişiler var. Bunlarla yapılan sözleşmeler döviz üzerinde, bunun da miktarı kısa vadede 5 milyar dolar. Biz de dedik ki vatandaş bize niye döviz olarak ödesin? Onlara da buyurun siz de TL olarak ödeyin. Mecbur kalmadıkça yabancı para ile sözleşme yapmayacağız, Türk Lirası ile sözleşme yapacağız. Devletin yapacağı döviz ödemelerinde değişiklik söz konusu olmayacak. Devlet yine ödemelerini aslanlar gibi yapacak, gücü de var imkanı da var.
Şimdi bu FETO'cular tutturdular sermayeye kısıtlama olacak diye dedikodu yayıyorlar. Bunlar alçak, bunlar 15 Temmuz'da yapamadıklarını akılları sıra dış ülkelerle Türkiye ekonomisini çökertmek iin bütün gayretlerini gösteriyorlar. Benim Müslüman analarımın, bacılarımın himmet paraları avuç avuç lobi şirketlerine Türkiye'yi kötülemek için aktarılıyor. Milletim bunu bilsin. Unutmayın, bir daha değil bu milletten himmet, zırnık bile alamayacaksınız.
Bitti o günler. İstiyorlar ki değerli kardeşlerim Türkiye, bir ekonomik belirsizliğe, bir karamsarlığa girsin. Siz bu milleti 15 Temmuz gecesi tanklarla toplarla yıldıramamışsınız, üç beş kuruş para hesabıyla mı yıldıracaksınız. Hiç endişeniz olmasın, hakkın karşısında eğiliriz alçakların karşısında değil. Yeni Türkiye'nin kapısında son kullanma tarihinde geçmiş ekonomik krizlerle gelemeyeceksiniz. Türkiye'yi kıskacına düştüğü IMF'den yarım asır sonra düzlüğe çıkaran parti AK Parti. Bir kez daha belirtiyorum, bu hareketlilik Türkiye'ye özgü bir şey değil tüm dünyada ABD'de seçimler sonrası faiz artırımı beklentisi sonrası yükselme başladı. Bir tek İngiltere dışındaki tüm paralar ABD doları karşısında 8 Kasım'dan itibaren yüzde 3 ile yüzde 10 arasında değer kaybetti. Bizim orada bir laf vardır, hala birileri çıkmış diyor ki bunun üzerinden siyasi prim yapmaya çalışıyorlar, ana muhalefetin ekonomi kurmayları felaket tellalığı yapmayı, döviz üzerinden siyasi rant düşünmeyi bir kenara bıraksın ekonomik verilere, dünyaya baksınlar. Bugün olan bitenler büyük ölçüde dünyada olan küresel bir olaydır. Türkiye'deki de bunun bir yansımasıdır. Türkiye maliyesi sağlam temellere dayanıyor, bankacılık sektörümüz dünyada birçok bankasının daha üzerinde. Yatırımcıların Türkiye'den ayrılmasını gerektirecek hiçbir gösterge yok. Biz yatırım ortamını iyileştirmeye gayret ediyoruz. Yepyeni bir anlayışla hazırlanan ısmarlama, proje bazlı teşvik sistemi geçtiğimiz günlerde devreye girdi. Böylece stratejik önem arz eden projeler, yatırımlar özel teşvik ile desteklenecek. Yani ben bunu ısmarlama elbiseye benzetiyorum. Herkese yapılan destek bir de özellik arz eden Türkiye'ye farklılık sağlayacak destekler. Sanayimizin uluslararası rekabet arenasında güçlenmesini sağlayacak.
Borcunu yeniden yapılandıran vatandaşlarımız, esnaflarımız bundan sonra devletle düşmanlığı olmadan işlerine güçlerine bakacak. 2017 bütçemiz komisyon çalışmaları bu hafta sonlanıyor değil mi Mustafa Bey, bitti, bitti komisyon çalışmaları sona erdi. Plan Bütçe Komisyonu'nda bütçelerimizi aslanlar gibi savundular. Şimdi inşallah 5 Aralık'ta bütçe genel kurula gelecek ve genel kurul çalışmaları 15'inde 16'sında tamamlanacak. Yani 5-16 Aralık arası genel kurul oldukça renkli geçecek, vatandaşlarımız burayı izlesinler. Kimin ne yaptığını görme fırsatları olacak. İnsana hizmeti önceleyen bir bütçeyle milletimizin 2017'de de karşısında olacağız Bütçede bu sene de en büyük payı eğitime, ikinci olarak sağlığa ayırdık yatırımları da 2017 için yüzde 30 artırdık. Kamu yatırımlarını yüzde 30, yani 70 milyarın üzerinde kamu yatırımı yapacağız. 2017 bütçemizin şimdiden milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Biraz daha teşviklerden söz etmek istiyorum, son dönemlerde hız verdiğimiz düzenlemeler birer birer hayata geçiriliyor, yabancı yatırımcılarımızın ülkemizden oturum alması, Türk vatandaşı olması için meclis bir düzenleme yaptı. Uluslararası iş gücü kanununda değişiklik yaptık. Bu şartları taşıyan yatırımcılar ülkemizde vatandaşlık alabilecekler. Belirli sayıda insan çalıştırmak, gayrimenkul almak, veya belirli miktarda bir parayı Türkiye'ye getirmek. Yatırım yapanın her zaman yanındayız.
Dün gerçekleştirdiğimiz Bakanlar Kurulu'nda turizmle ilgili de bir karar aldık. 2017'de turizmdeki kayıplarımızı telafi etmek amacıyla Türkiye'ye turist getirenler için seyahat acentalarına yakıt desteği meselesini görüştük. Buna göre belirli merkezlerimize, havalimanlarına tarifeli ya da tarifesiz seferlerle 2017 yılı boyunca misafir getiren, dışarıdan turist getiren A grubu seyahat acentalarına her uçak başına 6 bin dolar destek vereceğiz. Eğer uçak 200 yolcu üzerinde bir kapasiteye sahipse bu 200 yolcu kapasiteli uçak da en az 150 yolcuyla geliyorsa bu destek yüzde 30 daha da artırılacak, 7 bin 800 dolara çıkacak.
Sivas bekliyor Elbistan bekliyor, Zonguldak bekliyor maşallah hepinize geleceğiz merak etmeyin. Herkesi ziyaret edeceğiz, sizde bu sevgi olduktan sonra gece demeyiz gündüz demeyiz yollara düşeriz evvel allah. Değerli kardeşlerim meclisimize ve grubumuza bir teşekkürüm daha var.
© Tüm hakları saklıdır.