Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, mülteci akınının, Suriye’nin içinde ve sınıra yakın bölgede sivil bir hat oluşturmakla durdurulabileceğini söyledi. Yeni göç dalgası konusunda uyarılarda bulunan Akdoğan, Birleşmiş Milletler'in "sınırı açın" çağrısına “Biz kimsenin kapıcısı, bakıcısı değiliz. Yeni göç dalgası Avrupa’yı vurur” sözleriyle tepki gösterdi.
Suriyeli çocukların eğitim gördüğü okulu da ziyaret eden Akdoğan, Suriyeli mülteciler için bir strateji belgesi üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Aralarında Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi'nin de bulunduğu gazetecilerin sorularını cevaplaya Akdoğan şöyle konuştu:
Türkiye'de şu anda 2 milyon 620 bin Suriyeli, 172 bin Iraklı var. Kamplarda 285 bin kardeşimizi barındırıyoruz. 10 şehirde 26 kampta yaşıyorlar. Sınırın hemen yanında 9 çadır kent var, 10'uncusu kuruluyor. Buralarda da yaklaşık 100 bin kişi var.
Bu son dalga değil. Şu anda sınırda yığılma yok. Açık kapı politikamız devam ediyor. Son söylediğimiz 35 bin kişi de kamplara yerleştirildi. Hayati bir durum varsa, ölümden kaçma durumu varsa onları alıyoruz. Göç dalgaları kendi kendine olmuyor. Bombardıman oluyor, siyasi maksatlarla ya da demografik yapıyı değiştirerek kendi kontrollerinde yapı oluşturmak için. Siz her geleni alırsanız bazı oyunlara gelebilirsiniz. Bazen de insan kaçakçılığı şeklinde... Hatay Valisi aradı dün, 800 kişi karşı taraftan gelmiş. Baktık insan kaçakçılığı, birileri kandırıyor getiriyor. Bunları aldığınızda bu duyulursa herkes gelmek ister.
"Biz kimsenin kapıcısı, bakıcısı değiliz"
Demografik yapı ve insan kaçakçılığı planlarına alet olmamak lazım. 'Sınırı aç, herkesi al' vesaire türü yaklaşımlar bu yüzden doğru değil. Hem 'göçmen göndermeyin' diyorlar hem de 'sınırları aç.' 'Güney sınırlarını açın, herkesi alın batı sınırlarını kapatın kimseyi geçirmeyin' diyorlar. Biz kimsenin kapıcısı, bakıcısı değiliz. Batılılar burada istiyor diye bunlara kapıcılık, bakıcılık yapacak halimiz yok. Biz kardeşlik yapıyoruz, kapıcılık yapmıyoruz. Biz 3 milyon kişiyi alırken niye sesleri çıkmıyordu? Kendisine dokunan konuşuyor, siz bugüne kadar ne yaptınız, hiç!
"Yeni dalga olursa bu Avrupa'yı vurur"
Yeni dalga olursa bu Avrupa'yı vurur. Biz bunun ihtimal hesaplarını yapıyoruz. 100-150 bin kişi Türkiye'ye gelebilir, en kötü 600 binin üzerinde göç olursa bu Avrupa'yı da vurur. Bunu da bilsinler. Bize insanlık çağrısı yapmaya kimsenin hakkı yok. İnsanlık adına birşey yapmayanlar bize insanlık dersi veremez. Almanya bu konuda duyarlılık gösteriyor. Sayın Merkel bu konuda yaklaşımlara sahip. Bir proje paketi sunduk. Suriyeli mültecilere yapılan yardımlar. Hem devlet olarak hem sivil toplum örgütleri olarak, 90 bin 127 bin sığınmacı. Kilis Nobel'i hak ediyor. Kendi nüfusundan çok daha fazlasını misafir olarak kabul ediyor.
"Yeni 'Staretji Belgesi' hazırlıyoruz"
İlk etapta ölümden kaçan insanları koruma altına aldık. Ancak Suriye sorunu kısa vadede çözülemeyeceği için, orta ve uzun vade planları hazırladık. Bakanlar Kurulu'nda strateji toplantısı yaptık. Eğitim, 700- 800 bin civarında öğrenim çağında çocuk var. 'Staretji Belgesi' hazırlıyoruz. Devletin temel stratejisi nedir, birçok alanda nasıl hizmet verileceğine dair çalışmalarımız devam ediyor. Mülteci sorununa karşı öncelikle Türkiye'nin yalnız bırakılmaması çok ciddi dayanışmanın olması şart.
"PYD'yi figüran olarak kullanıyorlar"
Suriye sorununda Türkiye'nin uyarılarının dikkate alınmadığını vurgulayan Akdoğan, “Suriye konusunda çok dirayetsiz politikalar yürüttüler. PYD konusunda Türkiye'nin hassasiyetleri belli. Türkiye'nin hassasiyetleri gözardı edilerek ne Suriye'de bir adım atılabilir ne yeni bir düzen kurulabilir. Piyon örgütler üzerinden sınırlar yeniden çizilmeye çalışılıyor, PYD gibi. Terör her zaman kullanılır figüran olarak, PYD'yi de figüran olarak kullanıyorlar. ABD ile İran arasındaki yakınlaşmaya bakın. DAEŞ diye bir örgüt, düşmanımın düşmanı dostumdur. Irak'ta da dostumun dostu dostumdur yaklaşımı oldu. Büyük bir kutuplaşma var bölgede, bunun vasıtası da PYD, DAEŞ gibi piyon örgütler. Bu tablo ne kadar sağlıklıdır bunu sormaları lazım” dedi.
"Sınırda sivil kuşak şart"
Mültecilerin mümkün olduğu kadar sınırın ötesinde tutulması gerektiğini belirten Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, “Mümkünse bir insani yardım kuşağı gibi bir kuşak sivil kuşak oluşturmak. Uçuşa yasak bölge, güvenli bölge yaklaşımları Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bunun için gündeme getirildi. Şimdi göç korkusu yaşayanlar bu çağrılara kulak tıkadı. Bu saldırıların durması için çok ciddi bir diplomatik baskı kurulması lazım” dedi. Akdoğan, “Son nüfus hareketi Rusya'nın bombardımanından kaynaklandı. Göç, göç diyenlerin bu saldırılara dur demesi lazım. Bu olmadıkça yeni saldırılar gündeme gelecektir” diye konuştu.