T24 - İstanbul Sanayi Odası'nın Türkiye'nin en büyük 1000 kuruluşu sonuçları sanayinin kârlılıkta bankalarla yarıştığını ortaya koydu. Bu artış sonrası sanayici, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın krizin ilk sinyalleri alınmaya başlandığı 2008 yılında sarf ettiği "Kriz teğet geçecek" sözünün çok da yanlış olmadığını söylüyor. Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir "Yaygara kopararak krizin etkisini biz de artırdık ancak ekonomi yönetiminin de suçu var" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan kriz boyunca yaptığı açıklamalarla çok dikkat çekti. "Kriz teğet geçecek" dedi, sanayici özellikle ihracatta yaşadığı kayıpla değerlendirmeye baştan karşı çıktı. "İşadamlarının iki yıl yetecek zulası var" sözü büyük tepki çekti. "Kriz var diyen vatan hainidir"e kadar krize karşı yapılan açıklamalara Erdoğan tahammülsüz davransa da sanayiciler hükümeti ve ekonomi yönetimini uyarmaya devam etti. Sanayi odası başkanları tedbir alınmasını istedi ve sıkıntıda olduğunu, işçi çıkarmak zorunda kaldığını açıkladı. Ancak İSO listeleri açıklandığında durumun sanayicinin dediği kadar kötü olmadığı ortaya çıktı. Birinci 500'ün dönem kâr-zarar toplamı yüzde 31,4, ikinci 500'ün yüzde 279,4 arttı. En büyük 1000 firmada dönem kâr-zarar toplamındaki artış ise yüzde 42,4 oldu. Aynı dönemde rekor kâr elde eden bankaların kâr artışı yüzde 49,6 idi. Üretimi yüzde 9,6 daralan ve kan ağlayan sanayici neredeyse bankaların kârıyla yarışır hale geldi.
Tüm bu sonuçlar karşısında Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir de özeleştiri yaptı. Özdebir kriz boyunca birkaç kez uyarıda bulunduğunu ve sanayicinin durumunun kötü olduğuna dikkat çektiğini belirtti.
Özdebir dünyayı sarsan krizin sanayiciyi tedirgin ettiğini vurgulayarak şöyle konuştu: "Hatta ben de uyarılar yaptım. Ancak olaylar gelip geçtikten sonra baktığımızda Türkiye'nin bu kadar etkilenmesinde sivil toplum örgütlerinin yaygaralarının payı var. Bir de ekonomi yönetimi daha erken davranmalıydı." Bu işin beklentilerle ilgili olduğunu söyleyen Özdebir, "Yeşil görüyorsanız farklı hareket edersiniz, kırmızı görüyorsanız farklı. Kırmızı tablolar çizilmesi de beklentilerin bozulmasında, piyasaların daralmasında etkili oldu" diye konuştu.
Özdebir, krizin tam olarak teğet geçmediğini ancak bu geçmeyişinin ardında günahı olan kişiler bulunduğunu söyledi. Özdebir şöyle devam etti: "Bu günahın bir kısmı ekonomi yönetiminde bir kısmı da sivil toplum örgütlerinde. Bu resmi Başbakan kadar iyi okusaydık ve ekonomik tedbirler de zamanında devreye sokulsaydı gerçekten orta ve küçük boy işletmelerimiz açısından da kriz teğet geçti denilebilirdi."
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Gürsel de sanayicinin ağlamalarının biraz sahte olduğu görüşünde. Gürsel, sanayicinin üretiminin ve satışlarının düştüğünü, kârlarını korumak için de istihdamdan kıstıklarını dile getirerek şöyle devam etti: "Ağlamaları sahte gibi duruyor ama krizin teğet geçmediği de ortada. Sanayiciler açısından iki yönü var. Bir açıdan kriz teğet geçmedi çünkü özellikle güven bunalımı nedeniyle iç talep düştü, bu düşüş üretime yansıdı ve üretim geriledi. Buna firmaların gösterdiği tepki üç yönlü olmuş. Bir üretim düştüğü için istihdamı kısmışlar, iki maliyeti düşürmüşler ki bu da krizde faizin düşmesi sayesinde sağlanmış. Üçüncüsü de verimlilik artışı sağlamışlar. Sonuçta kârı artırmalarını bu sağlamış. Artırmış olmaları hakları. Ancak denilebilir ki istihdamı bu kadar kısmasalardı da bu kadar yüksek kâr etmeselerdi."
Işık Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kaytaz sonuçların kuruluşların kendilerini koruduğu anlamına geldiğini söyleyerek "Kârlılığa bakıp ‘Durum o kadar kötü değildi' diyemeyiz. Milli gelirde ciddi bir azalma oldu. Şirketler kendilerini koruyabildi" diye konuştu.