Gündem

Başbakan Yıldırım: Atatürk Havalimanı'nın, saldırıdan 4 saat sonra hizmete açılması Türkiye'nin gücüdür!

"Avrupa, Srebrenitsa katliamına seyirci kalmayı tercih etti"

12 Temmuz 2016 14:52

Başbakan Binali Yıldırım, 44 kişinin hayatını kaybettiği İstanbul Atatürk Havalimanı saldırısıyla ilgili olarak, "Kısa süre önce havalimanında patlama oldu. 'Türkiye mahvoldu' dediler. 'Kimse gelmez' dediler. Türkiye’ye gözdağı vermek isteyenler bir kez daha Türkiye’nin gücünü görmüş oldular" dedi. "Brüksel’de havaalanı saldırısı oldu, havaalanı 10 gün açılamadı" diyen Yıldırım, "Ama Türkiye’de Atatürk Havalimanı saldırısından sonra aynı gece 02:00’de her şey normale döndü. İşte bu Türkiye’nin gücüdür. Türkiye’nin her türlü riske hazır olduğunun göstergesidir" görüşünü savundu.

IŞİD'in yaklaşık 3 ay arayla İstanbul ve Brüksel'de havalimanlarında düzenlediği iki havalimanı saldırısında düzenlediği havalimanı saldırılarında Zaventem Havalimanı, 12 gün sonra açılırken, Atatürk Havalimanı ise sadece 6 saat sonra uçuşlara açıldı.

Başbakan Yıldırım, Kurban Bayramı'nda da tatil süresinin 9 gün olacağını duyurdu.

Partisinin grup toplantısında konuşan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Mübarek Ramazan Bayramı'nı geride bıraktık. Grup Başkanvekili sizlere Kurban Bayramı müjdesini de verdi. Hepinizin geçmiş bayramı mübarek olsun.

Her yıl 11 Temmuz'da insanlık ayıbı bu katilamı Boşnak anneleri dünyaya hatırlatıyor. O günler tabii ki bir daha yaşanmaayacak ama bugünü unutmamak ve gelecek nesillere de aktarmak bir insanlık görevidir. Avrupa'nın göbeğinde yaşanan 8 bin 372 şehidin verildiği bu soykırımı dünyaya unutturmayacağız. BM o gün bir insanlık ayıbına imza attı. Bu katliama seyirci kalmayı tercih etti. 

"Yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur' diye sürekli söylüyoruz"

Biz yolları yaptık, görevimiz yolları yapmak, vatandaşımızın, sürücülerimizin hayatını kolaylaştırmak, güvenliğini artırmak. Ancak ondan sonrası sürücülere düşüyor. Zira yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur diye sürekli söylüyoruz. Demek ki her şey insanla başlıyor, insanla bitiyor. Bugün memnuniyetle söylemek isterim. Kazalarda insan kusuru hala çok yüksek olmasına rağmen yollardan kaynaklanan kusur istatistiklere giriyor. Her taraf bölünmüş yollarla doldu. Yolları böldük, canları birleştirdik, milleti birleştirdik, gönülleri birleştirdik. 

Ayrıca bayramda bildiğiniz gibi Giresun’da karakolları ziyaret etmeye giden bölge komutanı ve arkadaşları maalesef talihsiz bir kaza sonucu şehit oldular. Bazıları yaralandılar. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara şifalar diliyoruz. Ayrıca Ordu ve Giresun ve Rize’de yaşanan sel felaketi nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımız oldu. Onlara da Allah’tan rahmet diliyorum. Selin yol açtığı hasarı tespit çalışmaları devam ediyor. Vatandaşlarımızın zarar ziyanı mutlaka karşılanacak. Milletimiz müsterih olsun. 

"Vatandaşımız Gebze'den girdi, Yalova'dan çıktı"

Geçtiğimiz ay da çok güzel işlere hükümetimiz imza attı. Cumhurbaşkanımızın ve büyük bir vatandaş grubuyla Osmangazi Köprüsü’nü hizmete aldık. Osmangazi Köprüsü deyip geçmeyelim. Dünyanın dördüncü büyük köprüsü. 50 yıldır Türkiye’nin gündeminde olan, ihaleydi, iptal oldu, dillere destan oldu, sonunda AK Parti geldi, hayaldi, gerçek oldu.  Osmangazi Köprüsü 1 Temmuz’da hizmete girdi. 9 gün boyunca vatandaşımıza bir güzellik yapalım dedik. Cumhurbaşkanımız müjdeyi verdi. 9 gün boyunca işletici firma da gerekli fedakarlığı gösterdi, bütün vatandaşlarımız Körfez’i dolaşmaktan, gemilerde kuyrukta yorulmaktan kurtardık. Vatandaşımız Gebze’den girdi, Yalova’dan çıktı. 3 dakika. İşte medeniyet bu, işte millete hizmet bu arkadaşlar. Lafla peynir gemisi yürümez.

"Ulaşımda hız felakettir, bilişimde hız berekettir; istediğiniz kadar hız yapın"

1 milyon vatandaşımız bu konfordan yararlandı. Vakit nakit. Giden vakti geri getiremezsiniz ama kaybolan bir varlığı yerine koyabilirsiniz. Onun için Osmangazi Köprüsü hem hayat kurtardı, hem zaman tasarrufu yaptı hem de İzmit üzerindeki bayram trafiğini rahatlattı. Yüzde 30 İzmit şehir geçişi hafifledi. 

Yeni dönemde ve AK Parti iktidarında ulaşımda üç tane prensibimiz var gençler. Az yakıt, az vakit, az nakit. Buna göre yollar yapıyoruz, buna göre hava yolunu halkın yolu yapıyoruz. Size bir öğüdüm var gençler, ulaşımda hız felakettir, bilişimde hız berekettir. İstediğiniz kadar hız yapın.

"'Türkiye mahvoldu' dediler"

Bayrama girmeden, bayram öncesi, arife günü Bakanlar Kurulu’nda bir ilki gerçekleştirdik, millete açtık. Milletimiz canlı yayında Bakanlar Kurulu’nda ne konuşuluyor, görme, izleme fırsatı buldu. Bir büyük müjdeyi paylaştık. Neydi o müjde? Türkiye’nin yatırımcısının yüzünü güldürecek, iş kurmayı kolaylaştıracak, damga vergisi gibi bir uygulamayı büyük bir sorun olmaktan çıkaracak. Çek denen bir ödeme aracını daha önemli hale getirecek, iflas erteleme gibi hileleri ortadan kaldıracak ve daha da ötesi işçiden memura, şehit yakınından çiftçiye, esnaftan büyük yatırımcıya herkesin yüzünü güldürecek çok önemli kararlar aldık. Bu kararlarla zaten iyi giden ekonomimiz daha da güzelleşecek ve Türkiye kalkınma yönünde, gelişme yönünde ilerlemeye devam edecek. 

Kısa süre önce havalimanında patlama oldu. Türkiye mahvoldu dediler. Kimse gelmez dediler. 

Türkiye’ye gözdağı vermek isteyenler bir kez daha Türkiye’nin gücünü görmüş oldular. Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Sadece bu değil, aynı şekilde Sabiha Gökçen tarihinin rekor trafiğine ulaştı. 785 trafik gerçekleştirdi. Burada da bir rekoru yakaladık. Bütün bunlar havalimanı saldırısından sonra oldu. Brüksel’de havaalanı saldırısı oldu, havaalanı 10 gün açılamadı. Ama Türkiye’de Atatürk Havalimanı saldırısından sonra aynı gece 02:00’de her şey normale döndü. İşte bu Türkiye’nin gücüdür. Türkiye’nin her türlü riske hazır olduğunun göstergesidir.

"Çok çetin müzakereler oldu..." 

Değerli arkadaşlar, 65. Hükümet’in kuruluşunda artık “Dostlukları artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız” dedik. Ne anlama geliyor diye dudak bükenler oldu. Kısa süre sonra İsrail’le ve kuzey komşumuz Rusya’yla ilişkileri normalleştirdik. İsrail’le yapılan mutabakatla ilgili ileri geri konuşanlar var. Biz eğer Gazze’de, Filistin’de perişanlık içinde, dünyaya kapalı yaşayan kardeşlerimize bir faydamız olacaksa elbette ki mutabakata varırız. Bu anlaşma 3 madde içeriyor. Bir tanesi Mavi Marmara’yla yaşanan, 10 vatandaşımızın şehit olmasıyla ilgili İsrail’den resmen özür dilemesini şart koştuk. Gerçekleşti. İkinci olarak burada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tazminat ödenmesi de kabul edildi. Bir şart vardı ki uzun süre direndiler. O da Filistin’e, özellikle de Gazze’ye uygulanan ambargonun gevşetilmesi, oraya insani yardımların Türkiye’nin önderliğinde gerçekleşmesidir. Çok çetin müzakereler oldu ve bu şartı da İsrail tarafı kabul etti. O mutabakat ilk semeresini bayram sevinci olarak Gazze’de kendini gösterdi.

"Filistinli kardeşlerimiz nefes alacak"

İşte mutabakatın faydası bu. Ve bundan sonra elektrik olmayan, altyapısı bozulan, sağlık hizmetleri verilemeyen. Sanayisi durmuş o bölgelerin tekrar ayağa kalkmasında Türkiye başrolde oldu. Türkiye’nin liderliğinde, rehberliğinde şartlar normale dönecek ve sıkıntı yaşayan Filistinli kardeşlerimiz nefes alacak.

 Ortaya bir takım eserler koymakla olur. TOKİ orada konut yapıyor. Hastane yapıyor. Önümüzdeki günlerde Gazze’ye elektrik sağlanması için Enerji Bakanlığımız harekete geçiyor. Bu mutabakat bu hafta içinde Meclis’e gelecek ve uluslararası ikili anlaşma olarak Meclis onayına sunulacak. Bu mutabakatla birlikte bölgede Filistinlilerin yaşamı çok daha iyi şartlara kavuşmuş olacak. Artı İsrail’le uzun zamandan beri var olan anlaşmazlıklar da, diplomatik sorunlar da bir ölçüde normalleşmiş olacak. Bundan sonra kavgalarla değil, dostluklarla bölgede kalkınmayı hedef alacağız. Sadece İsrail’le sınırlı kalmayacak, bölgedeki ülkeler de kalıcı olarak sürdüreceğiz.

"Otellerimizde yer yok, insanlar sahillerde kaldı"

Terörle mücadele konusunda hassasiyetimizi sürdüreceğiz. Rusya’da uçak düşmesiyle başlayan kriz 6 ay sonra sona ermiş, Türk ve Rus halkının ortak beklentisi doğrultusunda normale dönmüştür. Birçok alanda karşılıklı işbirlikleri başlamıştır. Yollarımız, havaalanlarımız doldu, taştı. Çünkü Ramazan Bayramı biraz uzatıldı, 9 güne çıktı böylece iç turizm önemli ölçüde gelişti. Otellerimizde yer bulamadı, insanlar sahillerde, kamp çadırlarında kaldı. Bu dayanışmadır. Bu zorluklarda milletimizin durumdan vazife çıkararak yüzleri güldürecek işler yaptığının göstergesidir. Benzer bir şey Kurban Bayramı’nda da olacak. Kurban Bayramı’nda bayramın evveli bayramla birleşiyor ve böylece bir uzun tatil daha yapacaksınız.

Hepinize  yapacağınız bu güzel çalışmalardan dolayı şimdiden teşekkür ediyorum. 

"Dostluklar kuruluyor"

Dün bir arkadaşımız söyledi, çok ilgimi çekti. Acil servislere bayramda vatandaşlar gidiyorlarmış. Ne için gidiyorlarmış biliyor musunuz? Kız bakmaya gidiyorlarmış.Artık hastaneler o kadar şirin hale geldi ki, vatandaşlar oğullarını, kızlarını evlendirmek için acil servislere gidiyorlar, oralara yuvalar kurmak için ziyaretler yapıyorlar. Acil servisler artık sadece sağlık hizmeti vermiyor, yuva kurmak için de hizmet veriyor. İşte geldiğimiz nokta bu.

Artık özel hastaneler dahil, acil ve yoğun bakım gereken hastalardan ücret alınmıyor. Hava ambulans sistemini Türkiye’de kurduk. Eskiden filmlerde seyrederdik. Bir hasta dağın başında helikopterle alınıyor.

"5 bin 500 ambulansımız var" 

2008’de 30227 naklini hava yoluyla gerçekleştirdik. İşte büyük Türkiye bu. Boş laflarla olmuyor. Vatandaşa hizmetle oluyor. 2002’de bütün Türkiye’de 612 tane ambulansımız var. Nereye gidecek? Şimdi 5.500 ambulansımız var. 

Doktor konuşur, yüzümüze bakmaz. Fırsat bulup anlatmaya başlarsın. Türkiye nereden nereye geldi. Bunlar unutulur. Gençler bilmez. Ama onların büyükleri Türkiye’nin nereden nereye geldiğini, ne anlama geldiğini 7 Haziran’da gördüler, başımıza bu da mı gelecekti diye, 1 Kasım’da tekrar iş başına, durmak yok, yola devam. Diyetisyen, psikolog, sosyal çalışmacı, gibi yardımcı sağlık personeliyle artık destekliyoruz. Herkesin bir kaydı var. Sağlıkla ilgili bir geçmişi var. 

" Ey milletim, daha da güzel olacak"

Millete hizmet eden devlet, AK Parti döneminde meydana geldi. Organ nakli bekleyen hastalar için ulusal organ nakli birliği oluşturduk. 2002’de dikkat edin, 745 olan organ nakli 4 bin 552’ye ulaştı. İlaç politikamızda engelleri teker teker kaldırdık. Herkesin ilaca erişimini kolaylaştırmak için mobil eczane uygulamasını başlattık. Paradan 6 sıfır atmadan bir antibiyotik almak için 63 milyon ödüyoruz. Şimdiki parayla 63 lira. Şimdi 9 lira ödüyoruz. Ne kadar soymuşlar bu milleti, ne kadar görüyorsunuz değil mi? Ey milletim, daha da güzel olacak. Şimdi artık yerli ve milli ilaç sanayisini geliştirecek adımları da hızlandırıyoruz. Bütün bunlar özet.

"Sade hizmet vermenin yolunu açıyoruz"

Vatandaşa sade bir yönetimle daha etkin hizmet vermenin yolunu açıyoruz. Bildiğiniz gibi önceki gün Sayın Cumhurbaşkanımız Varşova’da yapılan NATO liderler zirvesine katıldı ve orada ülkemizi, bölgemizi ilgilendiren 3 mesaj verdi. Biri, Suriye meselesinin çözümsüz kalması dünya barışı için en büyük tehdittir. Suriye krizi, başta DEAŞ terör örgütlerinin eylemi için zemin oluşturuyor.

"Yağma yok, her şey kayıtlarda"

 Ana muhalefet partisi “Siz DEAŞ’la şöyle yaptınız, böyle yaptınız?” Kimin DEAŞ’a, PKK’ya müzahir olduğu 2013’teki oylamada belli. Yağma yok. Her şey kayıtlarda. 


"Dünyanın haberi yoktu"

 

Dünyanın DEAŞ’tan haberi yokken, 2011’de Türkiye dünyaya başa bela olacak bir örgütün geldiğini duyurdu. Brüksel saldırısını yapanları Türkiye’de yakalayıp saldırıdan bir yıl önce gönderen de Türkiye’dir.  

Yabancı düşmanlığı, İslamofobya, aşırı ırkçılık bugün Avrupa’nın da ABD’nin de başının belası. Senin teröristin kötüdür, benim teröristim iyidir anlayışı en büyük zararı sizin başınıza açacak. NATO ülkeleri artık, Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, artık çok daha duyarlı hareket etmelidir. Türkiye’nin terörle mücadelesinde NATO üyesi olarak destek alma hakkı vardır.