Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması tartışmalarıyla ilgili olarak konuşan Ortodoksların ruhani lideri Patrik I. Bartholomeos, “Ayasofya eğer ibadete açılacaksa, kilise olarak açılmalıdır” dedi. Kültürel Mirası İzleme Platformu’nun,'Ayasofya müze olarak kalmalıdır" kampanyası ise devam ediyor.
Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması tartışmaları devam ediyor. Her yıl 29 Mayıs’ta anılan İstanbul’un fethinin yıldönümünde Ayasofya’nın statüsüyle ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. İslami kesimde bazı gruplar, Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması için imza kampanyaları ve toplu namaz eylemleri düzenliyor.
Agos gazetesinden Uygar Gültekin’e konuşan Fener Rum Patrikhanesi Ruhani lideri Patrik I. Bartholomeos , Ayasofya’nın müze olarak kalması gerektiğini söyledi. Patrik Bartholomeos, “Ayasofya eğer ibadete açılacaksa, kilise olarak açılmalıdır” dedi.
Bartholomeos, son günlerde yaşanan tartışmalar hakkında ne düşündüğü şeklinde sorumuza şu yanıtı verdi:
“Kanaatimizce Ayasofya müze olarak kalmalıdır, zira bu şekilde dünya medeniyetinde müstesna bir yeri olan bu muhteşem mimari eser, herkese açık olup ziyaret edilebilir. Müzeye çevrilmesinin Mustafa Kemal Atatürk’ün arzusu ve her taraftan kabul edilmiş olan kararı ile gerçekleştiği de unutulmamalıdır. Lakin müze statüsünün değiştirilmesi ve ibadet yeri olarak yeniden açılması düşünülüyorsa kilise olarak inşa edildiği unutulmamalı ve gene kilise olarak açılması icap eder. Aya Sofya’nın tarihi lakabı Mesihin Büyük Kilisesi manasını taşıyan ‘Meğali tou Hristou Ekklisia’dır ve bütün Hıristiyanlık dünyasında böyle tanınmaktadır.’’
Ayasofya’nın ibadete açılması tartışmalarına en önemli tepki, Kültürel Mirası İzleme Platformu’ndan geldi. Platform, “Ayasofya Müze Olarak Kalmalıdır” başlığıyla imza kampanyası başlattı. Prof. Dr. Edhem Eldem, Prof. Dr. Cemal Kafadar, Yrd. Doç. Dr. Vangelis Kechriotis, Doç. Dr. Ahmet Ersoy, Prof. Dr. Nevra Necipoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda akademisyen, “Ayasofya, İstanbul ve Türkiye'nin olduğu kadar Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Avrupa'nın başlıca ortak dini, kültürel, sanatsal ve siyasi simgeleri arasında yer almaktadır. Ayasofya'nın müze olarak bütün ziyaretçilerine eşit şekilde açık olması, bu emsalsiz anıtın evrensel değerini yansıtan ve çok katmanlı tarihinin herhangi bir dönemini dışlamadan kucaklayan barışçıl ve kapsayıcı bir davranıştır. Bu güzide eserin İstanbul ve dünya tarihinin ortak mirası olarak yaşatılabilmesi müze statüsünde kalmasına bağlıdır” çağrısında bulundular. Kampanyaya dünya çapında bini aşkın kişi imza atarak destek verdi.
Aydınlar tepkili
Murat Belge: "Bu aslında bir cami yapma meselesi değil, İslam’ın ne olacağına dair de bir tavır alma. Biraz mahalle çocuğu gibi ‘Aldım, fethettim, istersem cami yaparım’ gibi olgunlaşmamış bir ideolojinin siyaseti mi, yoksa dünya ile anlaşan, diyalog kuran bir İslam mı? Temel soru bu. Bu, intikam isteyen, büyüklük isteyen, karşısındakini susturmak isteyen bir şey. Tedaviye muhtaç bir insan tavrı gibi geliyor.”
Uğur Tanyeli: "Kiliseye dönüştürülen camiden çok, daha fazla camiye dönüştürülen kilise var. Ayasofya’yı dünyanın başka yerinde kiliseye dönüştürülen yapılar karşısında rehin tutmuyoruz. Ayasofya saygı gösterilmesi gereken bir yapı. Fetih hakkına dair konuşma 15. yüzyılda olağan olabilir ama 21. yüzyılda böyle konuşmak ciddi bir vahamete işaret ediyor."