Gündem

Barış Terkoğlu:  Teğmen Çelebi, kısa sürede, kendi deyimiyle “Saray rejimi”nin ya da “iktidar çöplüğü”nün piyadesi oldu!

13 Ekim 2022 13:50

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Mehmet Ali Çelebi'nin AKP'ye katılmasına ilişkin olarak, "Memleket Partisi’nde vekillik şansı göremeyen, ardından bonservisi elindeki futbolcu gibi 11 partiyle görüşen Çelebi, AKP’de karar kıldı. Oysa çok değil, birkaç ay önce, AKP’ye geçeceğini söyleyenlere, “yalancı” diyordu. Teğmen Çelebi, kısa sürede, kendi deyimiyle “Saray rejimi”nin ya da “iktidar çöplüğü”nün piyadesi oldu!"  değerlendirmesini yaptı. 

Terkoğlu yazısında, "Sanmayın ki formasını giydiği yeni takımı çok farklı. Çelebi “abisinin attığı” AKP karşıtı mesajları silerken Süleyman Soylu da onun için yazdığı “şerefsiz FETÖ’cü” mesajını silmişti. Kısa süre önce, “satılık” suçlamalarıyla milletvekili transferini engelleyen tasarı hazırlayan AKP, onun için bu tasarıyı sümen altı etmişti. İnsan bir ağaç gibi. Aklı da kendisiyle olgunlaşır ya da çürür. 15 yaşında, 30’unda, 45’inde farklı farklı olur. Ancak ana göre görüş değiştirmek başka bir durumu ifade ediyor. Hasan Yalçın, “dönek” diye tanımlardı. Yalçın Küçük, “itirafçı”yı kullanıyordu. “İtirafçı kendini kusan adamdır” diyordu. İtirafçı, duruma göre fikir elbisesi giymekle kalmıyor. Fikirlerinde ısrar edenlere küfrediyor, geçmişiyle savaşıyor." ifadesini kullandı. 

Terkoğlu şunları kaydetti:

"Samimiyse, yeni partisine benliğiyle katıldıysa, bundan sonra Vahdettin’in vatanseverliğini anlatacak. FETÖ-AKP ortak kumpasıyla hapiste olan 28 Şubat davası generallerinin üstüne beton dökecek. Montrö’yü savunan amiralleri darbeci ilan edecek. “Kemalistlerle FETÖ’cüleri birbirine kırdırdık” diyen başkan yardımcısının koluna girip, “Ergenekon ve Balyoz sapına kadar gerçekti, FETÖ’cüler sulandırdı” diyen başkanvekiliyle siyaset yapacak. Kim bilir, geleceğin ekmeğini geçmişini satarak kazanan Çelebi’yi, bugün kumpas davalarına geri götürebilsek, karakteriyle ancak Osman Yıldırım’ın ya da Zekeriya Öz’ün koltuğunu doldurabileceğiz! Benerci kendini öldürerek aslında tarihin ona hazırladığı bir başka ölümden kurtulmuştu: “kendi kendini öldürmene rağmen benim ellerim senin kanlı delik şakağına dokunacaktır.”