Oda TV soruşturması kapsamında yargılanan gazeteci Barış Terkoğlu, İstanbul C.Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı Cumali Karakütük’e “müşteki” sıfatı ile ifade verdi. Terkoğlu, Oda TV soruşturması aşamasında evlerinde yapılan aramalarda ele geçirildiği iddia edilen dijitallerin virüs yolu ile bilgisayara gönderilmiş olduğunu, buna ilişkin rapor düzenleyen polis memurlarının kasıtlı hareket ettiğini belirterek şikâyetçi oldu. Şikâyet dilekçesinde yer alan isimler hakkında kamu davası açılmasını talep etti.
Terkoğlu ifadesinde şunları anlattı:
“Ben hala ODATV davası olarak bilinen dosya üzerinden İstanbul 18.Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık sıfatı ile yargılanmaktayım. Soruşturmanın başlangıcı sırasında Erenköy’deki adresimde arama gerçekleştirildi. Ancak herhangi bir dijital veriye rastlanmadı. Daha doğrusu benim hakkımda dava açılmasına neden olan delil olarak Oda TV merkezinde Müyesser Yıldız ve Barış Pehlivan’ın adreslerinden elde edilen dijital dosyalar dayanak yapıldı. Yargılama sırasında ileri sürmüş olmasam da, bahse konu dijitallerde benim adımın geçmediğini ifade etmek isterim. Benim suçlanmama gerekçe olarak gösterilen olaylar şunlardır;
Haber yapmak amacıyla Mustafa Balbay’a yazdığım mektubun kendisinin sorularıma yanıtlarını yazdığı biçimi ile bana göndermiş ve bunun bende bulunmuş olmasının yanı sıra Zir Vadisi ile ilgili yaptığım bir haber yazısına bilgisayarımda rastlanmasıdır.
Diğer taraftan teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin bir takım isimlerin yüklenmiş olması olayı ile ilgili olarak onun vekili ile yaptığım haber amaçlı görüşmede aleyhime delil olarak gösterilmiştir. Özetle Ergenekon sanıkları ile bağlantılı olduğum ya da bu davayı itibarsızlaştırdığım iddia edildi. Burada 2008 tarihinde adliye ve emniyet mensuplarının iftar yemeğinde çekilmiş resimlerini yayınlamamız da etkili olmuştur diye düşünüyorum. Oda TV davası dediğim dijtal notlara dayandığı ve sanıklar hakkında delil olarak gösterildi. Bunun yanında belirttiğim üç adreste yapılan aramalarda bilgisayarda rastlanan bir takım notlarda Ergenekon Davası’nın itibarsızlaştırılmasına yönelik biçiminde değerlendirildi ve bu hususta bana yüklendi. Tutuklanmama ve devamına bu dijital veriler esas alındığı için onlar ile ilgili rapor düzenleyen polis memurlarından şikayetçiyim. Çünkü şikâyet edilenler gerçeğe aykırı rapor düzenlemiştir. Yargılama sırasında düzenlenen TÜBİTAK raporunda ifade edildiği gibi, veriler aramaya konu bilgisayarlara virüs yoluyla yüklenmiştir ve şüpheliler bu hususu gizlemişlerdir. Zaten soruşturmaya uğramama neden olabilecek hiçbir somut olgu da mevcut değildir. Bağlantılı olarak belirtilen diğer dosyalarda da aynı isimler rapor düzenlemiştir ve aynı şekilde durumlar gizlenmiştir. Soruşturma makamları da aynı şüphelilerden rapor alma konusunda ısrarcı davranmışlardır. Soruşturma evresinde gerçeğe aykırı rapor düzenleyerek mağduriyetime neden olan isimlerini belirttiğimiz polis memurları ile onlarla irtibatlı diğer kamu görevlilerinden şikayetçiyim. Bununla ilgili yazılı beyanımı sunuyorum. Okunmasını ve dosyaya eklenmesini talep ediyorum. Haklarında kamu davası açılmasını istiyorum.”