Gündem

Bardakoğlu: Utanç verici taciz savunulamaz

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu: Cinsel taciz çirkin ve utanç verici bir davranış. Savunulmaya kalkışılması ise daha vahim bir durumdur.

05 Kasım 2008 02:00

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, kız çocuklarının cinsel taciz ve istismara maruz bırakılmasının hiçbir zaman kabul edilemeyeceğini belirterek, "Böyle çirkin ve utanç verici bir davranışın, dini kültüre referansla savunulmaya kalkışılması ise daha vahim bir durumdur" dedi.

Bardakoğlu, yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak dinin sevgisini herkese ulaştıran bir anlayış ortaya koymaya, İslam’ı caminin dört duvarından çıkarmaya çalıştıklarını söyledi.

Üçüncü-beşinci asırda yazılan kitapların pasajları arasına sıkışıp kalınmaması, 21. yüzyıla uygun bir dindarlık profili çizilmesi gerektiğini vurgulayan Bardakdoğlu, "Üçüncü-beşinci asırda yazılan din kitaplarından işimize gelen pasajları kendi çıkarımız için kullanmamalıyız" görüşünü ifade etti.

Van’da gerçekleştirdikleri il müftüleri toplantısında, ikinci evliliklerin kadın ve çocukların haklarını korumadığı için dinen sakıncalar taşıdığı ve kız çocuklarının erken yaşta zorla ve istemediği kişilerle evlendirilmesinin doğru olmadığı yönünde karar aldıklarını hatırlatan Bardakoğlu, bunun, İslam Dünyası için son derece önemli bir adım olduğuna dikkati çekti.

‘Tacizde bulunanı hepimiz kınamalıyız’

Son dönemlerde toplum vicdanını yaralayan bazı ayıp ve çirkin davranışlara zaman zaman dini açıdan gerekçeler üretildiğini ve dinin haksız yere bu yanlışlıklara alet edildiğini belirten Bardakoğlu, şöyle konuştu:
"Kız çocuklarının cinsel taciz ve istismara maruz bırakılması hiçbir zaman kabul edilemez. Böyle çirkin ve utanç verici bir davranışın, dini kültüre referansla ve ondan argümanlar üretilerek savunulmaya kalkışılması ise daha vahim bir durumdur.
İffetli, namuslu olmak, insan malına ve namusuna göz dikmemek herkesin insanlık borcudur ve bu alanlardaki hata sadece dindarlara değil, hiç kimseye yakışmayan büyük bir ayıptır. İnsanlar kendisini nasıl adlandırırsa adlandırsın, kamu vicdanını rahatsız eden böyle bir davranışı yapanı hiç kimsenin savunmaması, arka çıkmaması, küçük çocuklara cinsel tacizde bulunanları hepimizin ortaklaşa ayıplaması, kınaması gerektiği gibi, bu mağdur çocuklara da hepimizin sahip çıkması gerekiyor.

Utanılacak bir davranışta bulunanların kimliği, dini, yanı, tarafı önemli değil, bu yanlışı topyekun kınayabilmemiz önemli. Temel insani ve ahlaki kurallara, değerlere aykırı davranan, toplumun ortak vicdanını yaralayan bir davranış, herkes tarafından kınanması gereken, hiç kimse tarafından sevindirici bir örnek veya fırsat olarak da görülmemesi gereken bir durumdur. Bu itibarla son günlerde yaşanan bazı olayları hep birlikte kınamalı ve bunu bir din ve dindarlık tartışmasına çevirmemeliyiz."

Vakit gazetesi önünde CHP'den protesto  

Bir günde 5 cinayet, 2.5 tecavüz yaşanıyor

‘Kamuoyunun tepki ve öfkesine yürekten katılıyorum’

Kız çocuklarının cinsel taciz ve istismara maruz kalmaları karşısında kamuoyunun gösterdiği ortak tepki ve öfkeye yürekten katıldığını vurgulayan Bardakoğlu, bunu, toplumda sağduyunun yerleşmesi adına önemli bir gelişme olarak gördüğünü kaydetti.

Önce kendimizden başlamalıyız’

Günümüz toplumlarının en önemli sıkıntılarından birinin ahlaki çözülme olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, herkesin ötekinin ahlaklı, adaletli ve hoşgörülü olmasını beklediğini ancak kendisinin ne kadar ahlaklı, hoşgörülü ve adaletli davrandığını sorgulamadığını söyledi.
Bardakoğlu, "Halbuki ahlaki değerleri uygulayacaksak kendimizden ve hemen önümüzdeki işten başlamalıyız. ’önümdeki işi dilediğimiz gibi yapayım da sonra ve diğer işlerde ahlaklı olayım’ demek şeytanın bizi içine çektiği büyük tuzaktır ve ahlakı hep uzakta kılacaktır" diye
konuştu.

Ahlaki değerlerin sadece konuşulmasının bir anlam ifade etmediğini belirten Bardakoğlu, bu değerlerin yaşam tarzı haline getirilmesi gerektiğini kaydetti.

Dindarlığı belli söylemlere, belli zaman dilimlerine, belli hareketlere hapsetmenin doğru olmadığına dikkati çeken Bardakoğlu, bu şekilde dini ödevlerini yerine getirdiğini sananların, diğer alanlarda rahat ve kontrolsüz davrandıklarını ifade etti.