T24 - Diyanet İşler Başkanı Ali Bardakoğlu, "din görevlilerinin devlet memurdan öte sivil memur olduğunu" söyledi. Bardakoğlu, “Din görevlileri, bütün sosyal hayata müdahale eden kanaat önderi olmalıdır” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Kocasinan İlçe Müftülük Binası temel atma törenine katıldı. Bardakoğlu, Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından bir konuşma yaptı.
Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın toplumun her kesimini kucaklayan, sosyal yaşantının içinde olan ve insanlara dini inançları konusunda yol gösteren bir kurum olduğunu ifade ederek, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tam anlamıyla resmi kurum olmadığını, din görevlisinin de devlet memurundan öte, halkla iç içe yaşayan sivil anlamda bir memuriyeti üstlendiğini bildirdi.
Bardakoğlu, ''Diyanet İşleri Başkanlığının sivil karakteri, bürokrat karakterinden daha öndedir. Camiler resmi kurum değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı da resmi kurum değildir. Zaten din ile devlet bürokrasisinin ayrı tutulmasının anlamı da bu olmalıdır'' diye konuştu.
Camilerin, ibadet yapmanın yanı sıra, sosyal hayatta da çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Bardakoğlu, şöyle devam etti:
''Camiler, gençlerin, çocukların, kadınların ve toplumdaki herkesin buluşacağı sosyal ve kültürel faaliyetlerin merkezi olmalı. Biz ülkemizde her gün 5 vakit ezan sesini duyuyoruz ve bu bizde bir alışkanlık haline gelmiş. Ancak yurtdışında bu durum öyle değil. Yurtdışındaki din kardeşlerimiz, ezan sesini bile özlüyorlar. O insanlar, bulabildikleri bir camiyi hem ibadet için hem de sosyal ve kültürel faaliyetleri için bir merkez haline getiriyorlar.
Cami dışı Din Hizmetleri adıyla bir proje başlattık. Bu proje ile din hizmetlerinin sadece namaz kılmak ya da oruç tutmak olmadığını, dinin bütün sosyal hayatı kapsadığını vermeye çalışıyoruz. Din görevlimiz sadece camide namaz kıldıran bir memur değildir. Toplumun bütün sosyal hayatına müdahale eden kanaat önderi olmalıdır. Bu projede de çok güzel örnekler yaşıyoruz.''
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak toplumdaki her siyasi görüşten, her dini inanıştan ve her etnik gruptan olan herkesi kucakladıklarını vurgulayan Bardakoğlu, ''Bizim için bir insanın Allah'ın kulu olması yeterli. Diyanet İşleri Başkanlığı, ülkemizdeki 72 milyonun başkanlığıdır. 12 Eylül'de bir referandum yapıldı ve öncesinde de tartışmalı bir süreç geride kaldı. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı bu süreçteki hiçbir tartışmaya girmedi. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün toplumu kucaklayan, bütün siyasi görüşlere ve bütün inançlara aynı saygıyı gösteren bir kurumdur'' dedi.
‘Türklerin Ali Cenaplığı'
Toplumdaki bütün insanları kucaklamanın ve sadece Allah'ın kulu olduklarını bilip sevmenin toplumsal barışı sağlayacağını kaydeden Bardakoğlu, ''Türkiye'de Hristiyanların kendi kiliselerinde ibadetlerini etmeleri, bizim ali cenaplığımızın bir örneğidir. Biz bunu, geleneğimizin bir parçası, dinimizin bir gereği olarak görüyoruz'' diye konuştu.
Bardakoğlu, insanların hangi dini inanışta olursa olsun ibadetlerini yapabilme özgürlüğü bulunması gerektiğini de belirterek, ''Dini özgürlüklerin gelişmesi ve genişlemesi, toplumsal barışın da kaynağıdır. Baskı sadece ve sadece ikiyüzlü insanların sayısını artırır. Baskı kurarak değil, insanları bağrımıza basarak toplumsal barışı sağlayabiliriz. 72 milyonun Diyanet İşleri Başkanlığı olmak demek, herkese gönül dünyamızı açmak, herkesi kucaklamak demektir'' dedi.