Ekonomi

Bankalar uslanmadı

Küresel finansal krizde kurtarma paketleri ile ayakta kalan bankalar, felaketten ders almamış görüyor.

29 Eylül 2009 03:00

Küresel finansal krizde kurtarma paketleri ile ayakta kalan bankalar, krizin çıkmasında başrolü oynayan türev ürünlerin yarattığı felaketten ders almamış görüyor.

ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre, ülkede ticari faaliyette bulunan bankalar, 2009'un ikinci çeyreğinde taşıdığı riskler ile bilinen türev ürün işlemlerinden 5.2 milyar dolar kâr elde etti. Bu oran geçenin senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 225'lik bir artışı gösteriyor.

ABD finans sektöründe yaşanan bu gelişmeye yer veren Huffington Post gazetesi haberinde, 1,100'den daha fazla bankanın şu anda türev ürünleri işlemleri gerçekleştirdiğini ve bunun geçen seneyle kıyaslandığında yüzde 14 oranında bir artış olduğunu söyledi.

Haberde, bankacılık düzenleme kuruluşu Döviz Kontrolörlüğü Kurumu'nun (OCC) bildirdiğine göre ülkede türev işlemleri piyasasının yüzde 94 oranında dört büyük banka olan JPMorgan Chase, Goldman Sachs, Bank of America ve Citibank kontrolünde olduğu da belirtildi.

Risk 555 milyar dolar

Türev ürünlerin bankacılık sistemi üzerinde yarattığı riskin şu ana kadar geçen yıla kıyasla yüzde 37 artarak, 555 milyar dolar değerinde olduğu belirtildi.

OCC kredi ve piyasa riski kontrolörü yardımcısı Kathryn E. Dick'nin türev ürün miktarı ile ilgili yaptığı açıklamaya yer veren haberde, "Hangi standarda göre değerlendirilse bu [kredi] oranları çok yüksek" denildi. 

Vadeli işlemler, ileri tarihli işlemler (forward), opsiyon ve swap şeklinde sunulan karmaşık finansal enstrümanlar, bağlı oldukları yatırımlar veya döviz kurları, vadeli petrol fiyatları ve faiz oranları üzerinden değerlemeye tabi tutuluyor.

Bu yatırım enstrümanları, değerlemeyi gerçekleştiren varlıklardan birinde yaşanan değer kaybının azaltılması amacıyla tasarlanıyor.

Düzenlenmeler olmaksızın toplamda 600 trilyon doları bulan bir piyasada işlem gören bu enstrümanlar, mortgage piyasasındaki karmaşık yatırım ürünlerinin çöküşüylebaşlayan krizin derinleşmesinin ana sebebi olarak gösteriliyordu.