Demokratikleşme paketine ilişkin konuşan, İstanbul Roman Kültürü ve Sanatları Derneği Başkanı ve müzisyen Balık Ayhan, paketten, Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kurulması kararının çıkmasını olumlu karşıladıklarını belirterek, "Bu enstitü bizim için ekmek ve su kadar önemli...Buradan Roman çocuklarımız için de pozitif ayrımcılık isteyeceğiz" dedi.
“Hayata 3-0 mağlup başlıyoruz” sözleri ile Romanların yaşadıkları zorlukları anlatan Balık Ayhan, TBMM'de Romanların temsil edilmesi gerektiğini "Biz de Meclis kürsüsünden konuşalım, bizim de orada temsilcilerimiz olsun" sözleri ile ifade etti.
Balık Ayhan, Roman mahallelerine uygulamaya konan kentsel dönüşüm projeleri ile ilgili olarak "Biz yerinde iyileştirmeden yanayız. Neden? Düne kadar Sulukule’deki evler kaç paraydı, kaç paraya satıldı; şimdi kaç para buna bakmak lazım. Bizim için büyük ikramiye yerinde iyileştirme olacaktır. Yani evlerimiz satın alınmak yerine onların karşılığında aynı yerde ev verilmeli" dedi.
Balık Ayhan'ın, Milliyet gazetesinden Burcu Ünal'a verdiği söyleşi şöyle:
Demokratikleşme Paketi’nde Roman açılımına dair maddeler de yer alıyordu. “Roman Dil ve Kültür Enstitüsü” kurulmasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demokratikleşme Paketi’nde Romanlara da enstitü çıktı. Bu enstitü projesi Romanların dilini, kültürünü öğrenmesi açısından önemli. Bu enstitü bizim için ekmek ve su kadar önemli... Buradan Roman çocuklarımız için de pozitif ayrımcılık isteyeceğiz. Enstitüde dilini, tarihini, kültürünü öğrenip yurtdışında tanıtsın; çocuklarımızdan öğretmenler çıksın; devletimizden maaş alarak Roman çocuklarını hayata kazandıralım.
‘Biz de Meclis’te konuşalım’
Bu bir nevi sizin için çifte bayram olacak o zaman...
Bu bir çifte bayram evet ama bunu Roman tabanı tam kavramış değil. Enstitü projesini, yani getirilerinin ne olacağını tabana anlatmak lazım. Şimdi biz festival falan yapmayalım artık. Bundan sonra çocuklarımızın eğitimi ile ilgilenelim. Dernek başkanları da bu olayı çok iyi kavrasın, anlatsın.
Ama herhalde Romanların tek istediği bir enstitü değildi.
‘Acılarımızla Eğleniyoruz’ adında bir kitap yazıyorum. Çok acılar çektik, göbek atarak terapi yapıyoruz ama biz artık terapi yapmak istemiyoruz. Biz de Meclis kürsüsünden konuşalım, bizim de orada temsilcilerimiz olsun. Hala insanlar arasında Romanlara karşı önyargılar var, dışlanma var. Bir iş görüşmesine gidiyorsun önce renginden ilk golü yiyorsun, sonra ‘Nerelisin’ diyorlar ‘Kasımpaşa’ diyorsun 2. gol, bir de eğitimini soruyorlar oradan da bir gol yiyorsun. Zaten hayata 3-0 mağlup başlıyorsun. Hala önyargılar var... Mesela en başta ‘Çingene hesabı yapmayalım’ deniyor. ‘Bırak şu çingeneyi’ diyor arkandan... Diyaloglarla bu toplumsal algıyı düzeltmemiz lazım.
‘Kızıma amcalık yapsın’
Sizin bir Roman olarak çocuğunuzun geleceğine dair endişeleriniz neler? Onun için nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?
Benim de kızım Şans, liseyi yeni bitirdi, 18 yaşında... Belki benim kızımı bile bu enstitüye sokturacağım. Bununla ilgili Sayın Başbakan’dan da babalık isteyeceğim, amcalık isteyeceğim. Amca olduğunu belli edecek benim kızıma... Kızım için bir ayrıcalık istediğim için değil ama bu süreçte bazı isimlerin, kişilerin rol model olması gerekiyor. Balık Ayhan’ın kızı neden olmasın?
Pakette sadece enstitü yoktu, bir de Sulukule ile kentsel dönüşüm kapsamında Roman vatandaşlar için başlayan TOKİ konutu inşaatlarının devam edileceği de açıklandı. Siz TOKİ konutlarında yaşamaya ve bu dönüşüme nasıl bakıyorsunuz?
Sulukule’de çok büyük yanlışlar yapıldı. Halk da yerel yönetimler de bilinçsizdi. Ben de Kasımpaşa Hacıhüsrev çocuğuyum. Biz yerinde iyileştirmeden yanayız. Neden? Düne kadar Sulukule’deki evler kaç paraydı, kaç paraya satıldı; şimdi kaç para buna bakmak lazım. Bizim için büyük ikramiye yerinde iyileştirme olacaktır. Yani evlerimiz satın alınmak yerine onların karşılığında aynı yerde ev verilmeli...
‘Şimdi susuyorlar ama...’
Birçok tanınmış Roman tüm bu gelişmeler sonrasında sessiz kalmayı tercih etti.
Ben biliyorsunuz bir aday adaylığı süreci yaşadım. O süreç sonrasında Romanlar beni dışladı. Ama olsun... Ben yine onların kardeşleri olarak seslerini duyurmak için sanatımı bırakmış, bu işlerle ilgileniyorum. Roman olan ünlü arkadaşlarımız, bir iki cümle de olsa çıkıp, “Biz de böyle düşünüyoruz” demeliler. Roman olan akademisyen kardeşlerimiz de var. Ne zamana kadar kaçacaksın? Gün gelecek karşılaşacağız. Enstitü başlıyor. O zaman göreceğiz bakalım kimler orada öğretmen olmak isteyecek.