Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Ergenekon ve Balyoz davaları sürecine atıfla Gülen cemaatine özeleştiri yapmaları çağrısında bulunarak, "Siz özeleştiri yapmasanız da biz hukuksuzluğa hukuksuzluk demeye devam edeceğiz" dedi.
"Dünkü operasyon görüntülerini insani bulmuyoruz" diyen Balbay, "Sizler de bugün düzmece delillerle, özel olarak hazırlanmış iddianamelerle haksız yere suçlandığınızı iddia ediyorsunuz. Bu cümleleri geçmişte biz de çok kullandık. Bugün inandırıcı olabilmeniz için geçmişteki hukuksuzlukları da yeniden masaya yatırmanız, haberciliğinizle ilgili en azından özeleştiri yapmanız gerekli" ifadelerini kullandı.
Musatafa Balbay'ın Cumhuriyet gazetesinde "Polisten Polise Gece Yarısı Baskını!" başlığıyla yayımlanan (23 Temmuz 2014) yazısı şöyle:
Türkiye dün sabah Ergenekon, Balyoz operasyonlarını anımsatan bir güne uyandı. Onlarca ev basıldı, hemen tümü Emniyet görevlisi olan “zanlılar” kelepçelenerek Emniyet’e götürüldü. Kaçmasınlar diye etrafları sarıldı. Onları evlerinden uğurlayanlar sonucunu tam öngöremedikleri bir yaşam sürecine başladı.
Başta da vurguladığımız gibi Türkiye’de bu tür operasyonlar 2007 yılından bu yanadalga dalga yaşandı. Hem operasyonun şekli, hem suçlamaların ağırlığı altında ezilenpek çok kişi, yaşamını yitirdi, geri dönülmez hastalıklara yakalandı.
Türkiye’nin dün yaşadığı tablo hükümetin kendi içinde bir süredir devam eden“paralel” tartışmasının beklenen yansımalarından biriydi.
İlk bilgilere göre 17-25 Aralık sürecinde görev alan polislerin tümü iktidarın operasyon hedefinde.
Başbakan, tıpkı önceki dönemlerde olduğu gibi yargı sürecini izlediklerini söyledi.“Arkası gelir mi?” sorusuna ise “Görünen o, tabii tabii” karşılığını verdi.
Her şey gün gibi ortada. Başbakan’ın aylardır vurguladığı, işaretlerini verdiğioperasyon başlamış görünüyor.
***
Olağanüstü bir hukuksuzluk döneminden geçip yıllarca süren yargılama ve hapisliğinardından özgürlüğüne kavuşmuş kişiler olarak bizlerin kime yapılırsa yapılsın hukuksuzluğa hayır demesi görevdir, sorumluluktur.
Burada konunun iki ayağı var. Birinci sözümüz iktidarın parti kanadına. Eğer siz kendinize hukuksuzluk yapıldığını, 17-25 Aralık sürecinde size kumpas kurulduğunu,yargının bu amaçla kullanıldığını düşünüyor ve bu operasyonun kumpası kuranlarınaçığa çıkartılması olduğunu savunuyorsanız, bunu sadece kendi döneminizle sınırlı tutamazsınız. Türkiye’de benzer hukuksuzluklar, kumpaslar sadece size değil, askerden gazeteciye, akademisyenden öğrenciye, toplumun her kesimine yapıldı. Bu durumda Ergenekon ve Balyoz davalarını kurgulayanları da açığa çıkarmak, bununiçin çaba harcamak her şey bir yana iktidar olarak görevinizdir.
İkinci sözümüz iktidarın cemaat kanadına. Bugün sizlere yapılanları yayınorganlarınızdan izliyoruz. Sağlıklı bilgi akışı yok. Dünkü operasyon görüntülerini insani bulmuyoruz. Bir kişi mahkeme tarafından suçluluğu kesin olarak kanıtlanana dekmasumdur. Sizler de bugün düzmece delillerle, özel olarak hazırlanmış iddianamelerle haksız yere suçlandığınızı iddia ediyorsunuz. Bu cümleleri geçmişte biz de çok kullandık. Bugün inandırıcı olabilmeniz için geçmişteki hukuksuzlukları da yeniden masaya yatırmanız, haberciliğinizle ilgili en azından özeleştiri yapmanız gerekli.
Siz özeleştiri yapmasanız da biz hukuksuzluğa hukuksuzluk demeye devamedeceğiz. Ama sizin inandırıcı olabilmeniz için son 6-7 yıllık haberciliğinizi bir kez daha gözden geçirmeniz gerekli.
***
Operasyonların sonucu ne olacak? Aramayakalama kararı verilen 115 kişi tutuklanacak mı?
Hükümetin beklentisi tutuklanmaları, çünkü bunun altyapısı oluşturuldu. 28 Haziran’da yürürlüğe giren yeni yargı paketiyle AKP’nin yakın geçmişte reform diye sunduğu tutuklamalara bakan özgürlük hâkimleri kaldırıldı, onların yerine sulh ceza hâkimlikleri getirildi. 16 Temmuz’da da Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) büyük çoğunluğu İstanbul’da olmak üzere yeni sulh ceza hâkimleri atadı.
Bu hâkimler davalara bakmayacaklar, sadece operasyonlarda tutuklama olup olmamasına karar verecekler. 16 Temmuz’da bu atama yapılıyor, 22 Temmuz’da operasyon başlıyor. Atanan hâkimlerin çoğunluğu yakın geçmişte hükümeti mutlu eden kararları vermiş hâkimler. Bu durum gösteriyor ki, tıpkı Ergenekon, Balyoz davalarında olduğu gibi önce hakimler atandı!
Biz gelişmeleri izlemeye, herkes için hukuk demeye devam edeceğiz...