Gündem

'Balbay ve Özkan'ın can güvenlikleri tehlikede'

Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ı ziyaret eden CHP milletvekilleri,''Bu şartlarda yaşayan gazetecilerin can güvenliği tehlike altındadır'' dedi.

05 Mart 2011 02:00

T24 - Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ı ziyaret eden CHP milletvekilleri,''Bu şartlarda yaşayan gazetecilerin can güvenliği tehlike altındadır'' dedi. 

Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan, ''Ergenekon'' davası sanıkları Tuncay Özkan, Mustafa Balbay ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile görüşen CHP milletvekilleri, izlenimlerini basınla paylaştı.  



CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlenen toplantıya, Silivri Cezaevi’ne giden CHP heyetindeki Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe, İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız ve Kırklareli Milletvekili Tansel Barış katıldı. 

Toplantıda konuşan Şahin Mengü, Özkan ve Balbay'ın tutukluluk hallerinin, ''tecrithane'' olarak nitelendirilebilecek şartlarda devam ettiğini söyleyerek, ''Bu iki gazeteci, cezaevinde suç işleyenlerin ya da AIDS gibi hastalıkları olan insanların tutulduğu, tecrit edildiği bir mekana konulmuşlardır'' dedi. 

Mengü, cezaevinde, iki gazetecinin yaşamları için gerekli insani şartların mevcut olmadığını ifade ederek, ''Odanın havalandırması, avlu gibi boşluğa bakan bir yerde ve 4 parmak açıklığındadır. Cezaevi idaresi 2 adet battaniye vermiştir. Balbay, bir battaniyeyi bu açıklığı kapatmak için kullanmaktadır. Özkan ise aynı şartlar yüzünden gece saat 04.00'e kadar soğuktan titrediğini ifade etmektedir'' diye konuştu. 

Balbay'ın kaldığı koğuşa 3 gün içinde 19 kez tamirat için gelindiğini aktaran Mengü, ''Bu şartlarda yaşayan gazetecilerin can güvenliği tehlike altındadır'' dedi. 

Mengü, iki gazetecinin koğuşuna 28 Şubat'ta gelen cezaevi yöneticilerinin, nakillerinin yapılacağını söylediğini belirterek, ''Bu gazeteciler neden nakil olacaklarını sorduklarında, 'Bu karar Ankara'dan geldi. Ne bakanlar ne cezaevi yönetimi bir şey yapabilir' cevabını almışlardır. Asıl yapılmak istenen, bu iki gazeteciyi birbirinden ayırıp, tecrit etmeye çalışmaktır'' ifadesini kullandı. 

Balbay'ın, Türk basınının olaylara daha geniş bir perspektiften bakması gerektiğini kendisine aktardığını söyleyen Mengü, ''Biz de artık siyasetçi olarak yaşananlara 'Ergenekon 1-2' olarak değil, 'Silivri davaları' olarak bakmaya mecburuz. Çünkü orada Türkiye'nin yazarlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı bilinçli, hedef tespiti yapılarak bir yıpratma ve itibarsızlaştırma hareketi yapılmaktadır'' dedi.

Mengü, Türkiye'de vahim şeyler olduğunu öne sürerek, şöyle devam etti: 

''28 Şubat günü o cezaevinde gardiyan ya da idarecilerden bir tanesi sağduyulu davranmasalardı, bugün o iki ismi görebilir miydik bilemiyorum. İsmini bile bilemedikleri, sadece alt dişleri olmadığını gördükleri bir müdür muavini, orada bulunan gardiyanlara 'Girişin' talimatını iki defa vermiştir. Devletin himayesine bırakılan bir insana 50 kişi saldıracaktır. Neden nakledildiklerini sorduklarında aldıkları cevap bu olmuştur.'' 

Cezaevindeki sağlıksız koşulların yanı sıra Balbay ve Özkan'ın bazı isteklerinin de reddedildiğini söyleyen Mengü, ''Balbay'ın yanında 2 bin civarında kitap var, ancak o kitapları 'Bunlar sana çok' diyerek kendisine vermiyorlar. Son günlerde ilk gazeteyi bizim sayemizde okudular'' dedi. 

Mengü, cezaevindeki koşulları TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna bildirdiklerini belirterek, ''İki tane tutuklu, 'Tecrit edildik' diye bağırıyor. Ancak Sayın Üskül ilgilenmeyeceğini söyledi. Kaldı ki, bu insanlar cezaevindeki bir kitaptan bile rahatsız durumdalar'' ifadesini kullandı.