Gündem

'Balbay, Örnek'in teyidi'

Görmüş'e göre Balbay'a atfedilen günlükler ile Özden Örnek'e ait olduğu ileri sürülen darbe günlükleri birbiriyle örtüşüyor.

23 Mart 2009 02:00

'Darbe günlükleri'ni yayınlamasının ardından kapatılan Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş'e göre ilk kez Tempo24'te yayımlanan ve Mustafa Balbay'a atfedilen günlüklerle Özden Örnek'e ait olduğu ileri sürülen günlükler birbiriyle örtüşüyor. Görmüş, sabah gazetesine verdiği röportajda şunları söylüyor.


Mustafa Balbay'a ait olduğu söylenen günlükleri Özden Örnek'in günlükleriyle birlikte okuyunca ne çıkıyor?

En önemli birkaç noktadan özetlersek; her iki günlük de, 2003-2004 döneminin en heveskâr darbecisinin Şener Eruygur olduğunu, bütün kuvvet komutanlarının darbeye "Evet" dediğini ve bu darbenin dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün direnmesi sayesinde engellenebildiğini, "Sarıkız" kod adlı darbe girişiminden vazgeçilmesinin ardından, sivil toplumun ve medyanın ön planda olacağı yeni bir müdahale konseptinin geliştirildiğini, şimdiki Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 2003-2004'te darbecilerden uzak durmaya çalıştığını ve bu nedenle "kariyerist" damgası yediğini açıkça ortaya koyuyor. 

Balbay'ın günlükleri Özden Örnek'in günlüklerinin teyidi mi?

Okur okumaz aklıma gelen ilk şey, bunların darbe günlüklerini bir kez daha teyit ettiği oldu.

Günlüklerde darbeyi isteyen isimlerle Balbay'ın görüştüğü isimler örtüşüyor mu?

Her iki günlükte de darbeyi isteyen, bu konuyu ısrarla gündeme getiren kişinin dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur olduğu görülüyor. Ayrıca, dört kuvvet komutanının dördü de bir dönem boyunca yönetime el koyma kararlılığında. Ama daha sonra bu kararlılık kırılıyor.

Özden Örnek'in günlüklerinde Mustafa Balbay var mı?

Balbay'ın adı bir kez, şöyle geçiyor: "5 Aralık 2003... Akşamüstü Cumhuriyet gazetesinden Balbay aradı. 'Başbakan'a zor anlar yaşatmışsınız doğru mu' dedi. Ben de 'Hayır' dedim."

Peki, darbe toplantılarına katılan gazetecilere dair bilgiler var mı?

Darbe günlüklerinde çok sayıda gazetecinin adı, Özden Örnek'e ziyaret çerçevesinde geçiyor. Mesela Tuncay Özkan, Mehmet Yılmaz, Mehmet Ali Kışlalı, Fikret Bila, Coşkun Kırca ve Can Ataklı'yı hatırlatabilirim. Bunların hiçbirinde, Mustafa Balbay'a verilen "Darbe yapmaya hazırlanıyoruz, kararlıyız" mesajının verildiğini söyleyemeyiz. Çünkü bu mesaj, bu netlikte ancak 'en muteber'lere verilebilir. Balbay'ın günlüklerinde de zaten komutanlar sık sık "Bir tek siz ve sizin gazeteniz Cumhuriyet var" diyerek, 'en muteber'i işaret ediyorlar.

Gazetecilerden neler isteniyor, ne konuşuluyor?

Örnek'in günlüklerinde en fazla, medyayı kendi yanlarına çekmek için yapılmış uyarılardan söz edebiliriz. Anladığım kadarıyla, medyaya çeki düzen vermek için Özden Örnek'in yakın temasta olduğu gazetecilerle Eruygur'un yakın temasta olduğu gazeteciler farklı. Belki bir işbölümü söz konusu olabilir. Örnek'in günlüklerinde çeşitli yayın gruplarında çalışmış, herkesle arasının iyi olduğu söylenen Mustafa Özkan öne çıkıyor. Örnek'in günlüklerinde bir de Doğan Grubu'nun müdahaleye katkısının sağlanması çabaları öne çıkıyor.

Balbay, ilk gözaltıda basın kartını gazetecilere gösterip "İçeriye bu kimliğimle girdim, gazeteci kimliğimle çıkıyorum" demişti...

Balbay o sözleri ettiğinde, sanırım bilgisayarından sildiği günlüklere ilk gözaltı döneminde ulaşılamamış olmasının verdiği güvenle konuşuyordu. Çünkü o günlükleri yazdığı kamuoyunca bilinen biri insanların gözünün içine bakarak öyle söylemezdi.

Günlüklerde bir orgeneral, hem "Bu medya ile darbe olmaz" hem de darbeyi gerçekleştirebilmeleri için "Medya çok önemli" diyor...

Türkiye'de hiçbir askeri darbe medya olmaksızın başarıya ulaşamaz. 28 Şubat, mükemmel bir asker-medya organizasyonu. Ama "Sarıkız" darbe girişiminin "başarı şansı olmadığı" gerekçesiyle rafa kaldırılmasının nedenlerinden biri de medyanın desteğinin olmaması.

İki günlükte de bir anlamda hedef, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök. Darbenin önünü kesen isim mi? Nasıl direnebiliyor?

Balbay'ın günlüklerinde, Şener Eruygur'un önüne "Ayışığı" darbe girişiminin, Örnek'in önüne de mal varlığı konulduğu söyleniyor. Nokta'da yayımladığımız Darbe Günlükleri'nde ise Hilmi Özkök'ün darbe planlayan komutanları izlediğini, ne yaptıklarına dair bilgi sahibi olduğunu onlara hissettirdiğini çıkartıyoruz. Bu, dört komutan üzerinde her zaman bir 'Demokles'in kılıcı' etkisi yaratıyor. Hatırlarsak, Balbay'ın günlüklerinde de, Özkök'ün tasfiyesi yönündeki tavsiye, Şener Eruygur tarafından, "Ya o bizi gönderirse" diye endişeyle karşılanıyor. 

Özden Örnek'in günlüklerini yayınlama sürecinde, ısrarla darbe girişimcilerinin yargılanmasının önünün açılmasına vurgu yapıyordunuz. Ergenekon davasının ikinci iddianamesinde sizin yayınladığınız darbe günlükleri de yer alıyor. Bunu bekliyor muydunuz?

Bir nokta yanlış anlaşılıyor. Unutmayalım, Özden Örnek'in ifadesine tanık sıfatıyla başvurulacak. Benim bundan şunu anlıyorum; savcılar hâlâ 2003-2004 darbe girişimlerini sorgulamanın kendi işleri olmadığı yorumunu yapıyor. Çünkü savcılara göre, söz konusu olan muvazzaf generaller olduğu için, onların yargılanması askeri mahkemenin işidir. Avukat Ümit Kardaş, bu yorumun doğru olmadığını yazdı. Eski Askeri Yargıtay Başkanı Nursafa Pandar da 2003-2004 darbe girişimlerini soruşturma ve yargılama görevinin sivil yargıda olduğunu açıkladı. Anladığım kadarıyla savcılar, Örnek'ten alacakları bilgilerle, Eruygur ve Tolon'un muvazzaflık dönemlerindeki kararlı darbeciliklerini, emeklilik dönemlerindeki darbeciliklerinin bir kanıtı olarak kullanmak niyetindeler...

Özden Örnek'in günlüklerinin iddianamede yer alması ona ait olduğunun kanıtı diyebilir miyiz?

Hakkımda açılan "hakaret" ve "iftira" davasının son duruşmasından önce Ergenekon davası savcısı Zekeriya Öz tanık olarak ifademe başvurmuş ve o gün talebi üzerine kendisine günlüklerin bir dijital kopyasını vermiştim. Basında, Öz'ün bunları emniyet kriminal laboratuvarında incelettiği ve o metinlerin Özden Örnek'in bilgisayarından çıktığının rapor altına alındığına dair haberler okuduk. Ben ve avukatlarım son duruşmada bu raporun savcılık ya da emniyetten istenmesi talebinde bulunduk. Fakat mahkeme, Örnek'in avukatının itirazını kabul ederek raporun istenmesi talebimizi kabul etmedi. Şimdi günlüklerle ilgili olarak Örnek'in tanıklığına başvurulacak olması; en azından savcının bunların Örnek'e ait olduğu konusunda fazla bir şüphesinin bulunmadığını gösteriyor.

Sizin günlükleri yayınlamanızla ilgili yargılama süreci tamamen bitti mi?

Temyize götürdük. Duruşma gününün bize iletilmesini bekliyoruz. 

Beraat ettiniz. Neden temyize götürüyorsunuz?

Çünkü ben, "Alper Görmüş gazetecilik görevini yapmıştır"la tatmin olmadım. Talebim başka. Hukuk beni şöyle beraat ettirsin; "Günlükler doğrudur, dolayısıyla hakaret ve iftira yoktur."

Her şeyin doğru olduğu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Özden Örnek, neden size dava açtı?

Çünkü mecburdu, aksi takdirde kamuoyu en baştan "Doğruymuş demek" sonucuna varacaktı. Dava sayesinde kamuoyunun zihni uzun süre bulanık tutuldu.