Gündem

Bakan'dan yargıya: Ey savcı kardeşim, balyozla kafama vurma hakkın yok

Müezzinoğlu: Öyle bir savcı ki, TOKİ’yi de biliyor, bankacılığı da biliyor bütün uzmanlık alanları onda. İş adamlarımızın her şeyini o biliyor ve bir tek torbada bu ailenin kaderiyle oynuyorlar

12 Ocak 2014 21:48

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 17 Aralık Operasyonu ile ilgili olarak, yargıdaki tartışmalara değinerek, "Benim ağzımda çürük diş olabilir, dolgu olması gerekebilir. Hey savcı ve hakim kardeşim, diş hekimi arkadaşım, senin görevin bu dolguyu iyi yapmak çekmek. Ama beynime balyoz gibi vurarak beni öldürmeye hakkın yok. Sağlığımı, istikrarımı bozmaya hakkın yok" dedi.

Doğan Haber Ajansı’ndan Mehmet Yirun’un haberine göre, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, eşi Faize Müezzinoğlu ile birlikte Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine gitti. Bakan Müezzinoğlu’nu AKP Tekirdağ Milletvekili ve Çorlu Belediye Başkan Adayı Özlem Yemişçi, Kaymakam Hulusi Doğan, Çorlu Belediye Başkanı CHP’li Ünal Baysan karşıladı. Ziyaretlerine Çorlu Göçmenler Derneği’nden başlayan Müezzinoğlu, ardından Müstakil İşadamları ve Sanayiciler Derneği (MÜSİAD) Şubesi'ne geçti. Burada Türkiye’nin artık kendi ilacını üretecek seviyeye geldiğini kaydeden Müezzinoğlu şunları söyledi:

"Türkiye artık kendi ilacını üretmeli, kendi patentini üretmeli, kendi kanserle buluşunu dünyaya sunmalı. Kendi tıbbi teknolojisini üretebilen tıbbı teknolojide söz sahibi olan hem kendi ihtiyaçlarını karşılayan hem de bölgedeki ilaçlara pazar oluşturan dolayısıyla cari açığı değil, cari açığına katkı sağlayan bir ülke olmalıdır. Bundan rahatsız olanlar var. 2023 vizyonundan rahatsız olan, yurt dışındakileri anlıyorum da yurt içinde çanak tutanları anlamakta ve bunların bir kısmı kendisine 'halkçı', halktan yana diyor veya milliyetten yana 'milliyetçi' diyor. Lafla milliyetçilik olmaz. Gezi olaylarında polis müdahale ediyor, 'Polise aşırı yetki verildi. Bu ülkede demokrasi zedelendi' diyerek Merkel’e mektup yazan Kılıçdaroğlu’na şimdi diyorum; 10 gündür Hamburg’da Kültür Merkezine karşı halkın direnişi var. Polis yetkileri artırdı mı? Burası olağanüstü bölgede değil mi? Hadi bakalım yaz mektubu. Hadi görelim Merkel’e şikayet ediyordun. Aynı fotoğrafı izleyin bizim medya vermiyor. Almanya’da demokrasi, hukuk mu elden gitti? Diktatörlük mü oldu? Merkel’e 'Diktatör' diyebiliyor musun? Ama Türkiye’de dert demokrasi derdi değil."

 

'Hakimler, savcılar güvenilebilir olmalı'

 

Yargıdaki ve HSYK konusundaki tartışmalara da değinen Müezzinoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hakimlerin, savcılarımızın güvenilir olmasını isteyen biziz. HSYK’da bu anlamda en çok biz rahatsız olduğumuz için herkesin 'Hayır' dediğini, CHP, MHP, birçok sivil toplum kuruluşunun 'Hayır' dediği referandumu Anayasa değişikliğini biz yaptık. Niye? Milletin ümüğü sıkılmasın diye. Milletin kaderi ile birileri oynamasın diye. Bu ülke daha çok hukukun daha çok demokrasinin, daha çok ekonominin hesap edilebilir bir ekonomik gelişmenin istikrarın olması için. Ama birileri fırsatçılık yaparak ben yine burayı 'İstediğim gibi şekillendiririm, yine ben buradan birçok hesabı millet adına yaparım' diyor. Arkadaşlar öyle bir savcı ki, TOKİ’yi de o biliyor, bankacılığı da o biliyor bütün uzmanlık alanları onda. İş adamlarımızın her şeyini o biliyor ve bir tek torbada bu ailenin kaderiyle oynuyorlar. Benim ağzımda çürük diş olabilir, dolgu olması gerekebilir. Hey savcı ve hakim kardeşim, diş hekimi arkadaşım, senin görevin bu dolguyu iyi yapmak çekmek. Ama beynime balyoz gibi vurarak beni öldürmeye hakkın yok. Benim sağlımı, istikrarımı bozmaya hakkın yok. Çünkü sana bu hakkı kimse vermedi, veremez."