Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ilkokul birinci sınıf velilerinin, öğrencilerin okuma yazma öğrenimi endişelerine ilişkin, "Bütün dünya için zor bir zaman. Bundan dolayı da zor zamanda bu tür bir işin üstesinden gelmek, her işte olduğu gibi avantajı ve dezavantajı, fırsatı ve krizi içinde barındırır. Emin olun çocukların okuma yazma öğrenmesi şu veya bu şekilde bizim rahatlıkla halledebileceğimiz bir konu" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Instagram hesabı üzerinden yaptığı canlı yayında ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin velileriyle bir araya geldi. Bir okuldan yaptığı yayınla velilere seslenen Selçuk, salgın dönemindeki işleyişe ilişkin velilerin endişelerini yanıtladı. Selçuk, Türkiye'de Koronavirüs salgınının başlangıcından beridir yaşanan gelişmelerin büyük bir ekip tarafından takip edildiğini söyledi.
“3 binden fazla denetim görevlimiz, okulları ziyaret ediyor”
Tüm okulların temizliği için ciddi tedbirler alındığını kaydeden Bakan Selçuk, meslek lisesi, halk eğitim merkezi ve bilim sanat merkezlerinin salgın döneminde ihtiyaç duyulan araç- gereç, cihaz, maske ve temizlik malzemesi gibi ürünlerin üretiminde ciddi katkı sağladığını söyledi. Sadece meslek liselerinde 50 milyondan fazla maske üretildiğini belirten Selçuk, "Kolonya, diğer temizlik malzemeleri, solunum cihazları gibi çok farklı araç- gereçler üretildi. Bu konuda rahatız. Bütün okullarımızda şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz: İl yöneticilerimizle, okul müdürlerimizle konuşuyoruz. Her bir okulumuzun ihtiyacını rahatlıkla karşılayabilecek durumdayız. Bütün okullarımızda denetimler devam ediyor. Bizim de 3 binden fazla denetim görevlimiz, okulları ziyaret ediyor. Bazı çizelgeler var, kontrol listeleri var. Eğitim kurumlarında hijyen koşullarının oluşturulmasına yönelik bir kontrol kılavuzumuz var" ifadelerini kullandı.
“Televizyondaki dersler, müfredatın tamamlanması için yeterli”
Okullarda haftada 2 gün yapılacak yüz yüze eğitime ilişkin konuşan Selçuk, "Tüm evlerimizde farklı durumlar var. Evde kronik hastası olanlar var. Bir takım sosyal durumlar söz konusu olabilir. Tam da bu nedenle dedik ki; 'İsteyen velilerimiz, çocuklarını okula gönderebilirler.' Ama diğer velilerimiz için de Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim bir fırsat vermemiz lazım. Müfredatın işlendiği ve tüm kademelerin, ilkokul için ayrı kanal, ortaokul için ayrı kanal, liseler için ayrı kanal, okul öncesi için ayrı bölümler. Bu tür hizmetin verildiği ülke sayısı dünyada 3'ü geçmiyor. Altını çizerek söylüyorum, bizim için televizyondaki dersler, bir öğrencinin okuldaki müfredatının tamamlanması için yeterli. Yüz yüze eğitim bunun için bir destektir. EBA internet bunun için destektir. Yani ekstra çalışmadır" açıklamasında bulundu.
Selçuk, internet ve bilgisayara erişimi olmayan öğrenci ve veliler için EBA Destek Merkezleri kurulduğunu ve son bir ay içinde kurulan EBA Destek Merkezi sayısının 7 bini geçtiğini söyledi. Selçuk, bu sayının çok kısa bir süre içinde 20 bine çıkacağını aktardı.
“Çocukların okuma yazma öğrenmesi rahatlıkla halledebileceğimiz bir konu”
Birinci sınıf öğrencilerinin okuma yazma öğrenme sürecine ilişkin velilerin endişeleri olduğunu kaydeden Bakan Selçuk, şöyle konuştu:
"Çocuklarımızın okuma yazma öğrenmesinde elbette endişeleriniz var. 'Uzaktan eğitimle nasıl olacak bu' diyebilirsiniz. Burada Milli Eğitim Bakanı olmanın yanı sıra Ziya Öğretmen olarak da bulunuyorum. Ve benim gördüğüm, bu zor zaman, sadece bizim için değil. Bütün dünya için zor bir zaman. Bundan dolayı da zor zamanda bu tür bir işin üstesinden gelmek, her işte olduğu gibi avantajı ve dezavantajı, fırsatı ve krizi içinde barındırır. Emin olun çocukların okuma yazma öğrenmesi şu veya bu şekilde bizim rahatlıkla halledebileceğimiz bir konu. Ama bunu büyük bir kaygı merkezi haline getirirsek, işte o zaman sıkıntı olur. Biz, eğitim psikolojisi ile uğraşanlar, psikologlar deriz ki; 'Çocuk bir zorluk yaşıyorsa bu onun belli becerileri kazanması için de bir fırsattır. Yani bir öğrenme fırsatıdır.' Çocuklarımızın böyle bir dönemde böyle bir konuda bu kadar dayanışmayla öğretmenlerin üzerine titrediği, anne babalarımızın daha dikkatli olduğu bir durumdan söz ediyorsak, çocuklarımızın da deneyimlerinin nasıl zenginleşeceğini, zor dönemde bu tür problemlerle nasıl baş edeceğini tecrübe etme fırsatları da olacak."