Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Gelecek sene her iki taraf kendi aralarında anlaşacaklar ve anlaştıkları rakamlar üzerinden biz konuşacağız. Her iki tarafın masada sonuna kadar kaldığı, çünkü asgari ücret devletin anlaştığı rakam değil, aslında asgari ücret işveren ve işçinin anlaştığı bizim de kolaylaştırıcı olarak masada bulunduğumuz bir ücret seviyesi” dedi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 27’nci Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Burada konuşan Selçuk, çalışma hayatının sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için çalışanlar, işverenler ve kamu yönetimi arasındaki diyalog ve istişare süreçlerinin hayati bir öneme sahip olduğunu belirtti.
İşçi, işveren ve kamu kesiminin hep birlikte çalışması gerektiğine işaret eden Bakan Selçuk, “Çalışma hayatının iyileştirilmesi için çalışma barışının sağlanması için ve istihdamın arttırılması için kayıtlı istihdamın, sosyal güvence ortamlarının artırılması için hep beraber çalışmamız gerekiyor. Bu noktada, ‘sosyal diyalog’ kavramı devreye giriyor. Sosyal diyaloğu ‘ekonomik ve sosyal politikalar açısından ortak çıkarları kapsayan konularda devlet, işveren ve çalışan temsilcileri arasında iki veya üç taraflı olarak gerçekleşen her türlü müzakere, danışma veya bilgi paylaşımı’ olarak tanımlarsak, bu aslında bizim kadim geleneğimizde olan istişare kültürünün devamı aslında. Başta birey olarak, aile ve toplum daireleri olarak biz tepkisel hareket etmeyi değil, farklı görüşleri dinlemeyi, başkalarının fikirlerini almayı ve her daim masada kalmayı önemsemiş bir gelenekten geliyoruz” diye konuştu.
"100'ün altında çalışanı olan iş yerleri yüzde 99 oranında"
Aralık ayı boyunca, Asgari Ücret Tespit Komisyonu olarak, 2020 yılında geçerli olacak asgari ücreti tespit etmek için dört toplantı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Selçuk, “2020 yılı için geçerli asgari ücret brüt 2 bin 943 lira, net 2 bin 324 lira 70 kuruş olarak belirlendi. Böylece net asgari ücret geçen yıla oranla beklenen enflasyonun merkez bankasının ekim raporuna göre 12 fakat biz daha da aşağıda olmasını bekliyoruz dolayısıyla 3-4 puan üzerinde gerçekleşmiş oldu. İş yeri sayımızda 100’ün altında çalışanı olan iş yeri sayılarımız yüzde 99’u temsil ediyor iş yerlerimizin. 100 kişiyi aşan iş yeri sayımız yüzde 1 civarında. Yüzde 100’ün üzerindeki iş yeri sayılarımız bizim sigortalı sayılarımızın yüzde 34’ü. Yüzde 66 sigortalı sayılarımız yüz kişiden az çalışanı olan işletmelerde çalışmakta. Diğer bir dağılıma baktığımız zaman da 10’dan küçük 10’dan büyük ayrımı yaptığımızda da 10 ölçeğinin altındaki iş yeri sayısı yüzde 87’si yukarısı da yüzde 13’e tekabül ediyor. Sigortalı sayısı olarak da 10’dan küçük işletmelerin toplamdaki sayısı yüzde 30’larda. Bu sayıların dengesi asgari ücret belirlemede temel kriterlerimizden” şeklinde konuştu.
"İşçi ve işveren tarafı bana söz verdi"
Selçuk, işçi ve işveren tarafının kendisine söz verdiğini belirterek, “Gelecek sene her iki taraf kendi aralarında anlaşacaklar ve anlaştıkları rakamlar üzerinden biz konuşacağız. Her iki tarafın masada sonuna kadar kaldığı, çünkü asgari ücret devletin anlaştığı rakam değil, aslında asgari ücret işveren ve işçinin anlaştığı bizim de kolaylaştırıcı olarak masada bulunduğumuz bir ücret seviyesi. Gelecek sene tüm umudumuz o kilitlerin karşılıklı olarak beraber açıldığı bir ortamı geçen sene olduğu gibi gelecek sene de taşıyabilmek” dedi.
"Kadın istihdamını Avrupa’da en çok artıran ülke olduk"
2002’den bu yana çalışma mevzuatında yeniklikler yaptıklarını vurgulayan Selçuk, “2020’ye girmeye hazırlandığımız şu günlerde Türkiye, 2002 Türkiye'sine göre çok daha ileri bir noktada. 2002’de 12 milyon olan aktif sigortalı sayımız 2019 Eylül ayı itibarıyla 22 milyonun üstüne çıktı. Kayıt dışı istihdam oranını yüzde 52'lerden yüzde 36'lara indirdik. Kadın istihdamını Avrupa’da en çok artıran ülke olduk. Genç istihdamında önemli mesafe kaydettik. Geçtiğimiz günlerde açıklanan Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Raporu'na göre de ülkemiz ilk defa ‘çok yüksek gelişmişlik seviyesine sahip ülke’ kategorisine girdi. 2019 verilerine göre asgari ücrette hep bir satın alma gücünden bahsediliyor ama 2002’de 15. sıradayken biz 2019’a geldiğimiz zaman satın alma gücü paritesine göre asgari ücretimizi de 10. sıraya yükseltmiş durumdayız AB ülkelerine göre. Sosyal diyaloğun, üçlü iş birliğinin bu sonuca büyük katkısı olduğunu ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.