T24- Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun, Akdeniz Üniversitesi'nce (AÜ) bu yıl Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde ‘çevre’ başlığının açılması için gösterdiği üstün gayretlerden dolayı özel ödüle layık görülmesi, çevre örgütlerinin tepkisini çekti. Bakan Eroğlu'na verilen ödülü kınamak için facebook'ta sayfa da açıldı.
AÜ Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin (AKÇAM) her yıl düzenlenen Çevre Hizmet Ödülleri, 19 Nisan'da yapılan açıklamayla kamuoyuna duyuruldu. AKÇAM'ın açıkladığı ödül listesinde, kişi ve kurumların dışında verdiği özel ödülün, bu yıl AB'ye tam üyelik sürecinde ‘çevre’ başlığının açılması için gösterdiği üstün gayretlerden dolayı Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na verileceğinin belirtilmesi, çevre örgütlerinin tepkisine yol açtı. 11 Mayıs günü yapılacak ödül töreni öncesinde, sosyal paylaşım sitesi facebook'ta grup oluşturan çevreciler, verilen bu ödüle karşı kınama sayfası açtı.
Bakan Eroğlu'nun, Türkiye doğasının tarih boyunca karşılaştığı en büyük yıkımı gerçekleştiren insan olduğunu iddia eden Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, şöyle dedi:
“Bütün derelerimizi inşaat makinelerine açmış, çok sayıda gölün kurumasına neden olmuş, korunan alanları madencilere açmış, Anadolu kırsalını insansızlaştırmış ve ormanların yağmalanmasına sessiz kalmıştır. AKÇAM zaten daha önceki yıllarda doğayı katleden başka insanlara ödül vererek gerçek niyetini ortaya koymuştur. Bu ödülle merkez, adının içinde geçen hiçbir kelimeyle uyumlu hareket etmeyen bir yapı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu enstitüyü yönetenlerin Antalya çevresinde Bakan Eroğlu imzasıyla gerçekleştirilen dere katliamlarını yerinde görmelerini tavsiye ederim. O zaman yaptıkları hareketin ne kadar yüz kızartıcı olduğunu belki onlar da anlar.”
‘DERELER AFFETMEYECEK’
Akdeniz Üniversitesi'nin Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu’na ödül vererek sözcükleri kifayetsiz bıraktığını belirten Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz, şükran duygusuyla alay edildiğini ve bilimi de inkar ettiklerini söyledi. Bakan Eroğlu'nun Türkiye’nin 12 bin endemik türünü göz ardı ettiğini kaydeden Hediye Gündüz, şunları söyledi:
“HES’ler nedeniyle kesilecek milyonlarca ağacın ahını aldı. Ormanlara dökülecek tonlarca betonun altında kaldı. Alakır’da 170 bin insanı yok saydı. Yuvarlakçay’da 15 bin insanı tanımadı. Belek’e gözlerini kapattı. Kındıl Çeşme’yi es geçti. 5 gün boyunca yanan Manavgat ormanlarındaki ihmalini görmezlikten geldiği Orman Genel Müdürünü görevden almayarak yola devam etti. Çevre Bakanı'nı ve ona ödül veren Akdeniz Üniversitesi'ni, Türkiye’de 1700 HES'in adı geçtiği dereler affetmeyecek. Nükleer santrale gömülmek istenen Sinoplular, uçarak geldiği Sultan Sazlığı’nda su bulamayan flamingolar, İkizdere, Senoz, Çit Deresi, Loç Vadisi, Munzur, dört yanı inşaata dönen Artvin, sular şehri Saklıkent, Gökbük, Sülekler, Hasankeyf, Tortum, Yedisu, Macahel, Allianoi, Abant, Uzungöl, Çayeli Çataldere, Fındıklı dereleri, Palovit Vadisi, Çoruh, Giresun, Özgür akmak isteyen tüm dereler ve de ‘Derelerin Kardeşliği’ asla affetmeyecek.”
ÜNİVERSİTENİN TAVRI ETİK BULUNMADI
Akdeniz Üniversitesi’nin Bakan Eroğlu’na çevre ödülü vermesinin, üniversitelerin siyasal iktidardan bağımsızlığını tehdit ettiğini açıklayan Ekoloji Kolektifi avukat Fevzi Özlüer ise şunları söyledi:
“Bugün ülkemizde pek çok HES projesi plansız biçimde yürütülmekte ve buna karşı da yüzlerce dava bakanlığa karşı açılmaktadır. Bu davalarda da dosyalar üniversitelerdeki bilirkişilere gitmektedir. Özelikle Akdeniz bölgesinde pek çok HES, taşocağı gibi büyük projeler konusunda üniversitenin akademik ve nesnel, demokratik özerk tavrı göz önünde bulundurularak bu dava dosyaları Akdeniz Üniversitesi tüzel kişiliğine gönderilmektedir. Bu ödül ile üniversitenin bağımsız karar verme iradesi ortadan kaldırılacaktır. Bu nedenle tniversitenin, yurttaşa ve devlete karşı, en azından eşit uzaklıkta olması beklenir. Oysa bakana çevre ödülü vermek demek, üniversitelerin akademik kimliğine zarar verir. Bu üniversitenin tavrını etik bulmuyoruz.”
(Milliyet)