Devlet Bakanı Mehmet Aydın, "Bilime ambargo koymak, Darwin'e sansür koymak akla gelecek bir şey olamaz" dedi
Devlet Bakanı Mehmet Aydın: TÜBİTAK Bilim Teknik Dergisi'ndeki sansür iddialarına, "Sansür konusu TÜBİTAK'ın işi değil. Bilime ambargo koymak Darwin'e sansür koymak akla gelecek bir şey olamaz, TÜBİTAK'ın görevi de işi de bu değil" dedi.
Bakan Aydın Darwin'i, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi'ne kapak yapan yayın yönetmeni Dr. Çiğdem Atakuman'ın görevinden alınmadığını açıkladı.
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik Dergisi'nin bu ayki kapağında değişiklik yapılmasına ilişkin olarak, "TÜBİTAK, bilimin önündeki bütün kapıları açmak için vardır, bilime sansür koymak için değil" dedi.
Bakan Aydın, "Ege Bölgesi TÜBİTAK Ar-Ge Günü" toplantısında gazetecilerin, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi'nin kapağının değiştirilmesine ilişkin sorularını yanıtladı.
Konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmadığını dile getiren Aydın, yetkililerden aldığı bilgileri gazetecilerle paylaştı.
Bakan Aydın, bilime ambargo ve sansür koymanın, "Darwin'e sansür koymanın" akla gelecek bir şey olmadığını, Darwin'in kitaplarının zaten bütün kütüphanelerde bulunduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Darwin'i bu ülkede, ilme, bilime, evrime, özellikle türlerin kaynağına meraklı olup da bilmeyen insan yok. Bu kadar tanınan bir kaynağa, bilim adamına sansür koyamazsınız. Öyle bir şey olmaz. Zaten TÜBİTAK'ın görevi de bu değildir, işi de bu değildir. Tam tersine bilime, ne kadar kendisi yanlış yapmış olursa olsun hizmet eden kim varsa, bilim adamı sıfatını almaya hak kazanmışsa, onun görüşlerinin anlatılmasıdır."
Konuyla ilgili olarak basını eleştirmek istemediğini ifade eden Bakan Aydın, "Bir gazetenin başlığını gördüm, bir gazetede de onunla ilgili yazı gördüm. Ama anlamını hissettim öyle diyeyim..." diye konuştu.
Bakan Aydın, bu durumdan kimsenin bir ideoloji okumaya kalkmaması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye'de artık bilim belli bir noktaya gelmiştir. Bu bilimi ideolojik açıdan ele almak veya bilimi dini açıdan ele almak, kimsenin bir amacı olamaz. Bilim bilimdir, inanç inançtır. Bunlar kendi kulvarlarında yürüdükleri sürece zaten birbirlerine yararlı olurlar. O yönüyle oradan eğer olumsuzluk çıkarmak isteyenler varsa, oradan bir politika üretmek isteyenler varsa, bence bir şey çıkmaz. Boşuna yorulmasınlar."
'Karar verme mekanizmasında usule uymama var'
Aydın, bir derginin, bir gazetenin çıkarılmasında belli bir hiyerarşi olduğunu, özerk bir kurum olan TÜBİTAK'taki bütün işlerin ilgili bilim kurulları aracılığıyla yapıldığını anlattı.
TÜBİTAK'a kendisi dahil, dışarıdan hiç kimsenin müdahale edemeyeceğini kaydeden Aydın, şunları kaydetti:
"Çünkü bu siyasetle ilgili bir karar değildir, bu bilimsel bir karardır. Dolayısıyla o süreçlerden geçmeyen bir durumla karşı karşıyayız. Yani normal bilim kurulları karar vermişler, Darwin'le ilgili olsun, Darwin'in resmi başta olsun ve Darwin'le ilgili özel yazılar olsun gibi bir süreçten geçmemiş bu. Dolayısıyla evvela orada bir yetki çatışması var, bir karar verme mekanizmasında usule uymama gibi bir durum var. İçinde değildim, zaten olamam da. Benim işim de değil. Bana verilen bilgi bu."
Dergiyi bugün gördüğünü, 14. ve 15. sayfalarda Darwin'in bütün kitaplarıyla ilgili tanıtım yazıları olduğunu belirten Bakan Aydın, "Sansür olsaydı öncelikle o yazılar olmazdı. Şuna inanıyorum, TÜBİTAK bilimin önündeki bütün kapıları açmak için vardır, bilime sansür koymak için değil. Marx da olur, Darwin de olur... Bilimde hata yapmak, doğru yapmak kadar normaldir" dedi.
Darwin'in ortaya attığı bir teoriye ambargo koymanın, TÜBİTAK'ın aklının köşesinden geçmeyeceğini belirten Aydın, "Türlerin seçimiyle, insan soyuyla ilgili o bilgileri pek çoğumuz zaten yolda yürürken bazen doğru, bazen yanlış öğrenmiş oluyoruz. Dolayısıyla benim o tarafa çekilecek bir yorumu haklı görmem mümkün değil" diye konuştu.
Bakan Aydın, teknik eksikliklerle ilgili neler olduğunun gelecek günlerde netleşeceğini, derginin genel yayın yönetmeninin görevden alınmadığını kaydederek şöyle devam etti:
"Ben de sizin gibi bilmediğim için arkadaşın gözünün içine bakıyorum. 'Öyle bir şey yok' diyor. Ama değişmiş olsa bile, yani diyelim ki bir amir-memur ilişkisi, iş beraber yürütülememiş, sizde o kadar olur ki... Orası da nihayet bir yayındır."