ABD’de görülen, eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın tek sanık olarak yargılandığı davada iddia makamının tanığı olarak ifade veren ve Türkiye’deki üst düzey siyasetçiler ile yetkililere rüşvet verdiği yönünde açıklamalarda bulunan Reza Zarrab’ı “şarlatan” olarak nitelendiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ortada bir suç varsa yargılamanın ABD değil Türkiye’de yapılması gerektiğini söyledi.
Antalya’da partisinin belediye başkanlarına hitaben konuşan Bahçeli, "İranlı bir şarlatan üzerinden Türkiye'ye parmak sallayan, adeta sanık yapan ABD'yi kınıyoruz. Gayri ahlaki ve gayri meşru bir alçalma halidir. Ortada bir suç varsa, milletin kaynakları ona buna dağıtılmışsa bunun yargılamasının yapılacağı yer ABD değil Türkiye'dir. Türkiye bağımsız bir ülke değil midir? Kimlerle ticaret ilişkisine gireceğimizi kendimiz belirleriz. ABD'nin keyfine bakarak siyasi çıkarlarımızdan vazgeçemeyiz. Türkiye dış güçlerin izniyle kurulmadı” ifadelerini kullandı.
"Hangi taşı kaldırsak altından ABD çıkmıştır. Artık bu kadarı da fazladır” diyen Bahçeli, Türkiye’nin “müstemleke devleti olmadığının” altını çizdi. MHP liderinin konuşmasının satır başları şöyle:
-Belediyeler hayatın bizatihi içindedir. Bu itibarla toplumun en ücra hüclerine sirayet etmesi gereken belediyelerdir. İnsanların sorunlarına çözüm arayan kim olursa olsun başımızın üstünde yeri vardır. Bununla birlikte sorunlara sırtını dönmüş belediyelerde hayır yoktur. MHP üretken belediyecilik anlayışıyla Türk siyasetinde müstesna bir yeri vardır.
"Önümüzde ilk hedef Mart 2019 yerel seçimleridir"
-MHP'li belediyeler yurdun her yerinde hakkını vermiştir. Ancak bununla kalmamalı öne çıkmalıyız. Eğer yerelde aşı tutmuşsa, partimize geçer not verilmişse emin olun iktidarımızı kimse tutamaz. İlk siyaset sahası yerel yönetimlerdir. Önümüzde ilk hedef Mart 2019 yerel seçimleridir.
-Bu seçimler aynı zamanda Kasım 2019 genel seçimleri için de istikamet hakkında bir fikir verecektir. Şimdiden çalışmaları derinleştirmek, milletimizin kapısını çalmak gereklidir. Sanki yarın seçim varmış gibi hazır ve dakik olmak ertelenemez bir ihtiyaçtır.
-Önümüzdeki seçimlere çok iyi hazırlık yapacağız, seçimlerden alnımızın akıyla çıkacağız. Boşa geçecek zaman kalmamıştır. 2019 hem zorlu hem de çetin geçecektir. Sanki yarın seçim varmış gibi hazırlıklı olmak ertelenemez bir ihtiyaçtır. 2019'da yolu çok başaracağız, çaresi yok kazanacağız. Buna varım, buna hazırım diyen kim varsa yürüyüşümüz beraberdir. Birlirteliğimiz bakidir.
"Sebep ne olursa olsun gidenler pişmanlığın yarasını derinlere kadar hissedeceklerdir"
-1 Kasım seçiminden sonra partimiz boyunduruk altına alınmak istendi. Tökezlememiz ve siyasi tahliyemiz, tasfiyemiz hedeflendi. Kaynağı belli, kumanda yeri bilinen karanlık bir operasyonun tüm sonuçları üç aşağı beş yukarı yaşatıldı. Bu sürede aklı çelinmiş kardeşlerimiz oldu. Kendisini davadan büyük görenlere, üstte gösterenlere tahammülümüz hiç olmadı, hiç de olmayacaktır. Vefa bunlar için sadece bir semtin adıdır. Gidene niye gidiyorsun, gelene de neden geliyorsun demek bizim çizgimizde olmayan bir şeydir. Sebep ne olursa olsun kalanlar davamızın onurunu, gidenler ise ömür boyu yaşanacak pişmanlığın yarasını derinlere kadar hissedeceklerdir. Bir insanın kaftanına değil, kalbinin nasıl attığına bakarız.
-Koçi Bey diyor ki: Her yanlış karar zulümdür. Biz arkamıza değil önümüze bakıyoruz. Yanlış ve yalan davaları parlatmaya çalışanlar beyhude çabalıyor. Asıl dava hak, millet ve ülkü davasıdır. Davayı satanlarla işimiz yoktur. Yakamızdan düşmüşlerdir. Bizim kökümüz sağlam, gövdemiz canlıdır.
-MHP'li belediyeler göz doldururken, muhaliflerine taş çıkarırken bizlerin göğsünü kabartıyor. 3 seçimin nihayetinde 3 hilal layık olduğu demokratik mevkiye çıkacaktır. İç ve dış mihrakları birlikte şaşkına çevireceğiz.
"İranlı bir şarlatan..."
-Ülkenin ve davanın bekaasını titizlikle korumak, bize özgü bir marifettir. 2019 yılında dahi bir ittifak şuuruyla engelleri aşmak zarurettir. 2019'da üç hilal yarım asır sonra hak ettiği zirveye inşallah çıkacaktır. Yenilgimizi, eriyip gitmemizi bekleyenleri birlikte şaşkına çevirip hayal kırıklığına ulaştıracağız. CHP, HDP, PKK, EMEP, FETÖ ve diğer ihanet taşeronları ne yaparsa yapsınlar milli uyanışı durduramayacak. Sizlere talimatla tavsiyem odur ki, her insanımızın ayağına gidiniz, her insanımızı anlayınız. Anketler şöyle demiş alayını boş verin, vatandaşlarla buluşun.
-İranlı bir şarlatan üzerinden Türkiye'ye parmak sallayan, adeta sanık yapan ABD'yi kınıyoruz. Gayri ahlaki ve gayri meşru bir alçalma halidir. Ortada bir suç varsa, milletin kaynakları ona buna dağıtılmışsa bunun yargılamasının yapılacağı yer ABD değil Türkiye'dir. Türkiye bağımsız bir ülke değil midir? Kimlerle ticaret ilişkisine gireceğimizi kendimiz belirleriz. ABD'nin keyfine bakarak siyasi çıkarlarımızdan vazgeçemeyiz. Türkiye dış güçlerin izniyle kurulmadı.
"Hangi taşı kaldırsak altından ABD çıkmıştır; terör örgütlerini kışkırtmıştır"
-Rüşvetçi casusun yargılanacağı yer Türkiye'dir. İran'la ticaret yapmanın ayın ve sakıncalı bir yanı yoktur. ABD'nin keyfine bakarak siyasi ve ekonomik çıkarlarımızdan vazgeçemeyiz. ABD terör örgütleriyle koyun koyuna girerken Türkiye'ye mi sordu. ABD terör örgütlerini kışkırtmış, kanımızın dökülmesini seyretmiştir. Artık bu kadarı da fazladır.
-Şarlatan şeytanın Türkiye'ye iadesi, kesilecek hükme razı gelmesi başlıca isteğimizdir. Bu mahkeme ile nereye varılmak istenmektedir? Türkiye müstemleke bir devlet değildir.
Hangi taşı kaldırsak altından ABD çıkmıştır. Artık bu kadarı da fazladır.
"Trump skandal bir karar imza atmıştır"
-Bitti demekle bitmez, İsrail'im demekle bu tartı bu sikleti çekmek. Trump skandal bir karar imza atmıştır. ABD Başkanı bu hakkı nereden almıştır, dünyanın dengeleriyle oynamaya nasıl kalkışabilmiştir. Ortadoğu'daki istikrarsızlık daha da şiddetlenecektir. Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanımlanmasından sonra bölgede barıştan bahsedilemeyecektir. Evanjelist tezgah Trump'ın iradesine zincir vurmuştur. 3. intifada çağrısı yapılmıştır. Kudüs ilk kıblemizdir, Mirac'ımızın muazzez hatırasıdır. Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınması din savaşlarını tetikleyecektir. Türkiye Kudüs kararı geri çekilinceye kadar İsrail ile diplomatik ilişkilerini en düşük noktaya indirmelidir. İslam ülkeleri İsrail ile kurulmuş ilişkilerini gözden geçirmeli, irtibat ve diyaloglar askıya alınmalıdır."