17 Kasım 2015 12:50
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Kasım seçimi sonuçlarına ilişkin olarak, "Bir başarı almadık ama mağlup da olmadık" dedi. "Dünya’nın neresinde siyasi tutumlar bu kadar keskin değişmiştir?" diye soran Bahçeli, "AKP’nin oy oranı ile Türkiye huzur mu bulmuştur, işsizlik mi bitmiştir, yolsuzluk mu bitmiştir? 4 ay 23 günde AKP neyi başarmıştır da iktidar olmayı başarmıştır?" eleştirisini yöneltti. "Bizde teslim edilecek, işgale bırakılacak silinmesi seyredilecek bir parti yoktur" diyen Bahçeli, "Bizim saray lejyonerlerine bozkurt görünümlü AK trollere devredilecek bir partimiz de yok" ifadesini kullandı.
Bahçeli, Manisa'da paralel yapı iddiasıyla yürütülen operasyonlar kapsamında başörtülü kadınların kelepçelenerek gözaltına alınmasını da hatırlatarak, "Türkiye, medya özgürlüğü, kişi hak ve güvenliği liginde küme düşmüştür. Başörtülü kadınlara kelepçe vurulan ülkenin ismi Türkiye’dir. Sonra dönüp başörtüsünün toplumda olumlu algılandığını söyleyen ve başı açıkları tahkir eden valilerin görev yaptığı ülkenin ismi Türkiye’dir” dedi.
Bahçeli, 1 Kasım seçimi sonrası ilk kez düzenlenen partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli'nin açıklamaları özetle şöyle:
MHP, milli gönüllerde, cesur yüreklerdedir. MHP, tertemiz vicdanlarda, çağlayan gibi akan milletlerdedir. Korkacağımızı kaçacağımızı iç kargaşaya kapılacağımızı planlıyorlardı ama havasını aldılar. Bizi tanımıyorlar, hissiyat ve irademizi anlamıyorlar, anlamak da istemiyorlar. MHP’ye operasyon düzenleyenler fitne kafilesindedir. Bedeli ne olursa olsun, kara kampanya mücitlerine boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Yalancıların, münafık ve müşfik emellerin tezgâhlarına tamam demeyiz geçiş vermeyiz. Şu güne kadar inanmadığımız hiçbir ilişki ve itibarın içinde olmadık. Hiçbir teklifin taraftarlığına heves etmedik. İlkelerimizle bağdaşmayan hiçbir düşünce eylemin kıyısında köşesinde yer almadık. Yalnızca mevki elde etmek için taviz limanına demir atmadık. Önce milletim ve devletim dedik. Fedakârlık yaptık, siyasette istismara en ufak yer vermedik. Yozlaşma akıntısına kapılmadık; bizim yerimiz doğrudur, yönümüz, sözümüz, tavrımız doğrudur.
Haram lokmayı kursaklarına indirmiş, yalanı rehber edinmiş sonra da dinden bahsetmiş sahte Müslümanlara, kimliksiz din tacirlerine yüzümüzü döndük. Belki zorlandık belki hırpalandık belki anormal saldırılara uğradık, yine de hakkımızı yedirmedik, yolumuzdan dönmedik. Bu millet çınarı gerekirse durularak, arınarak budanarak büyüyecek. Ülkü sevdasından ödün vermeden iktidara ulaşacaktır. Bu uğurda üstlendiğimiz sorumluluğu A’dan Z’ye aynı işe neyecanla mücadeleyi sürdüreceğine inanıyorum.
Bizim Allah'tan başka korkacağımız, kuldan başka utanacağımız hiçbir şey yoktur. Olmamıştır olmayacaktır. Değerli arkadaşlarım, Türkiye 5 ayda 2 genel seçim yaşamıştır.
7 Haziran'da sandıktan çıkan milli irade, Erdoğan'ın başını çektiği demokrasi muhalifleri tarafından yok sayılmıştır. Türk milleti 7 Haziran’da bütün siyasi aktörlere mesaj vermiştir; aziz milletimiz seçimini yapmış, düzlüğe çıkabilmemiz için görevini yerine getirmiştir. Erdoğan 7 Haziran’ı sindiremedi. AKP, Türkiye’yi hiddet ve şiddet duygusuna hapsetti. AKP’nin neden odluğu kayıp ve felaketlerden hesap sorulabilmesi için fırsat olmuştu. Erdoğan’ın telaşı, Davutoğlu’nun uykularını kaçıran ak görünümlü kara ... kişilerin hiddeti bu yüzdendi.
9 Temmuz'da görev alan Davutoğlu, tekrar seçimin ağlarını ördü, şartlarını olgunlaştırdı. CHP figüranlık yaptı, nitekim Davutoğlu’nun Erdoğan’dan aldığı talimat da böyleydi. AKP hükümet kurma isteği hiç olmamıştır, 1 Kasım’da 7 Haziran’ın tekrarı zorla yapılmıştır. AKP tek başına iktidara yetecek Meclis çocunluğuna ulaşmıştır. Kesin sonuçlar bildiğiniz gibi YSK tarafından 12 Kasım günü açıklanmıştır. Seçilen vekillerin, yemin merasimi bugün gerçekleştirlecek, MHP, 7 Haziran’da 7 milyon 500 bin oy sayısı 80 milletvekiliyle TBMM’de temsil edilme hakkı kazandı. 1 Kasım’da gerilediğimiz açık bir gerçektir, 5 milyon 694 bin oy sayısı ve 40 milletvekiliyle, TBMM’de milletimizin verdiği muhalefet görevini yapacağız.
Yanımızda kaya gibi duran partimize desteklerini esirgemeyen aziz vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. 1 Kasım’da bir başarı almadık ama mağlup da olmadık.
Geçtiğimiz hafta 2 ayrı oturum halinde MYK üyeleri ve il başkanlarımızla düzenlediğimiz toplantılarımızda seçim sonuçlarını masaya yatırdık. Açıkça söylemek istiyorum ki 7 Haziran’da 1 Kasım’da çıkartacağımız sonuçlar vardır. Milli siyasi mesajları da daha iyi tahsil etmek durumundayız.
1 Kasım’da yapılan genel seçiminin diğer seçimlere kıyasla önemli özellikleri ve farkları vardır.
1 kasım seçimi olağanüstü şartlarda yapılmıştır, demokrasinin tüm kuralları çiğnenmiştir. Öncelikli soru şudur; 7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadar MHP ne yapmamıştır da bu kadar oy kaybetmiştir? Cevabını aradığımız bir diğer soru da AKP ne yaptı da bu kadar oy kazandı?
7 Haziran’da bizi destekleyen, 1 Kasım’da bizden kopan kardeşlerimizi saygıyla karşılıyoruz. Ancak Türkiye’de ne değişmiştir? Türkiyeyi rezil etmiş AKP’nin tek başına iktidar olmasının sosyolojik değerlendirmelerini anlamak lzım.
Dünya’nın neresinde siyasi tutumlar bu kadar keskin değişmiştir? AKP’nin oy oranı ile Türkiye huzur mu bulmuştur, işsizlik mi bitmiştir, yolsuzluk mu bitmiştir? 4 ay 23 günde AKP neyi başarmıştır da iktidar olmaayı başarmıştır?
AKP ülkenin geleceği ile oynarken, Türklüğün sırtına bıçak saplarken AKP yine kazanmıştır. Anadolu’da bayrağa sarılı şehit tabutları herkesin bağırlarını yaktı. Suruç’ta Ankara’da 134 vatandaşımızın canını aldı. AKP’nin pazarlığa oturduğu PKK kan akıttı.
Sözde özel yönetimler ilan edildi, mayınlar döşendi, asker ve polisler canlı hedef haline getirildi. 7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadar yaşanmayan rezillik kalmadı. Diyarbakır Silvan’da 12 gün boyunca sokağa çıkma yasağı uygulandı. Orayı Kobani’ye çevirmeye çalışan provakasyonlar görülmüştür.
Türk askeri tutsak düşmemiş, hayırdır beyler? Düşman vatanı ele geçirdi de bu faciayı aziz millet bilmiyor mu? Askere söven sayan PKK’lı yaratıklar Diyarbakırda’dır, askerlerimizi işgalci gibi gösterenlere, bunu sineye çeken köksüzlere yazıklar olsun. Yedikleri içtikleri haram olsun.
Erdoğan Anltaya'da yapılan G20 zirvesinde gülücükler saçan mağrur adam pozu verirken Türkiye elimizden kayıp gitmektedir.
Davutoğlu’nun ortada gözükmesine izin vermeyen Erdoğan’ın Türkiye’den haberi yoktur, Davutoğlu sanki kış uykusuna dalmıştır.
Neymiş? 1 Kasım’da tek başına iktidara gelmenin sebebi samimiyetmiş, millet kazançlı çıkmış, yandaş kalemler 1 Kasım’a öyle anlamlar yüklemiş ki duyan herkes pes doğrusu dedi. Vicdan terazizinde tartın şu sözleri.
MHP, Türk milletinin eseridir. MHP, şehit ve gazileriyle yükselmiş, milliyetçi ülkücülerin şeref simgesidir. Onun bunun oyun olmayacağı kadar kutlu, zavallılara rehin edilemeyecek kadar kutsaldır. Bizde teslim edilecek, işgale bırakılacak silinmesi seyredilecek bir parti yoktur. Bizim saray lejyonerlerine bozkurt görünümlü AK trollere devredilecek bir partimiz de yok.
1 Kasım’da saklandıkları deliklerden çıkıp MHP bilirkişisi kesilen, iç ve dış odaklara tahammülümüz olmayacaktır. Kimse kaçak güreşmesin, kimse 3 maymunu oynamasın.
1 Kasım’da projelenen bizim kaybetmemizdi, bunun için her yol denendi. Şunun altını çizmek isterim ki MHP’nin bozguna uğraması bölünmenin yolunu tam olarak açacaktır. Çözüm sürecinin tekrar çıkarılması tekrar konuşulmaya başlanmıştır.
Bunların alayı Türklerin içine sızdırılmış ak misyonerlerdir. Fitne fesat yuvalarının değirmenine su taşımanız beyhude bir çabadır.
Sen de daha az çal, sen de daha az soy, fakirliği bitirmek için aktif ol diyemiyor. Milyarlarca lira saraya para yatırıyor, yetmiyor şimdi de Yıldız Sarayı'nı mesken tutuyor.
Ben yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu? sözlerinin altına biz de mi imza atsaydık, söyler misiniz bana ne yapsaydık, ne deseydik?
Devletin hazinesini için küpünüzü daha da mı doldurun deseydik.
Varsın oyumuz düşsün, dimdik duralım! Varsın bir kısım oy veren kardeşimizin bizden uzaklaşsın, 3 hilale oy basan 5 milyon korkusuz yürek var, zalimlerin kuşatmasını kevgire çevirelim. Bunların dışında bize empoze edilen senaryolara itibarımız yok. Silah gibi söz kullanan döneklere, arkamızda bşaka irade olduğunu söyleyen tükenmişlere, eyvalalhımız görülmeyecektir! Mhp, aman dilemez, baş vermeyiz, boyun eğmeyiz!
1 Kasım'da kazananın kim olduğu bellidir. Kaybeden Türkiye’dir bunun sonuçlarına kısa zamanda şahit olacağız. Türk milleti korku tüneline alınmıştır iki seçim arasında. Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun rengine brünmesi, Ankara saldırısının kendilerine yaradığını söyleyen bir başbakanı. Tarafsızlığı tamamen kaybeden, inandırıcılığını elden çıkaran, hukuk katliamcısı Erdoğan 400 milletvekili verilseydi terör olmazdı diyecek kadar düşmüştür. 1 Kasım dürüst demokratik olmamıştır. Akp tek başına iktidar olmamış olsaydı emin olun 3. defa sandık yolu açılacaktı.
Paris’te olanlara tabii ki üzülelim, duyarlı olalaım. İnsaım diyen herkesin vazifesidir bu. Bağdat, Kerkük, Rakka, Ankara’da katledilen kurbanlara da aynı vicdanla yaklaşalım. Teröre karşı ortak paydada buluşalım. Düne kadar PKK’ya sunulan geniş imkanları gözden geçirip insanlığın safında yer alacağını ümit ediyorum. Bu saldırının bir ders vermesini ümit ediyorum. Silah tutan elleri koruyanları bundan er ya da geç olumsuz etkilenecektir.
G20’ye terör damgayı vurdu. G20 ülkelerinin terörizmle mücadele konusunda önemli bir duruş ortaya koyuldu. Terörün bu seviyeye gelmesi noktasında bazı ülke liderlerinin hatırı sayılır payı vardır.
Bu kanlı çeteye silahları kimler verdi? Kimler görevlendirdi? Silah fabrikası mı var bu örgütün? Yüreklice verilecek cevapları tüm insanlık bekliyor bu sorulara. Timsah gözyaşlarına gerek yoktur. ABD ısrarla YPG’ye silah yardımında bulunmaktadır. Kandil’de PKK’nın yuvalanması göz yuman yetkililerin Antalya’da büyük laf etmeleri tutarlı değildir. Şayet teröre karşı ortak duruş sergilenecekse G20 ülkelerinin samimiyet testinden geçmeleri lazım. Ülkelerine dönünce nerede kalmıştık deyip terörle koyun koyuna yatanlara karnımız toktur.
Dileğim başta Erdoğan olmak üzere, diğer ülke liderlerinin de bu gerçeği idrak etmeleri, utanmaladır. Paris’te ölenle Ankara’da ölen arasında bir fark yoktur. Zira maktulün kimliği değil, katilin eşgalini sorgulamak asıldır.
Türkiye, medya özgürlüğü, kişi hak ve güvenliği liginde küme düşmüştür. Başörtülü kadınlara kelepçe vurulan ülkenin ismi Türkiye’dir. Sonra dönüp başörtüsünün toplumda olumlu algılandığını söyleyen ve başı açıkları tahkir eden valilerin görev yaptığı ülkenin ismi Türkiye’dir. TV’lere zorla baskın düzenlenen , okullara paralel operasyonları yapılan, dün dediğini bugün yalanlayan yöneticilerin bulunduğu ülke Türkiyedir. 1 Kasım’da kazanan PKK, Dolmabahçe ihaneti, İmralı canisi, Türk düşmanları, Türkiye’nin başına çuval getirmek isteyenlerdir.
Bu cinnet dolu karanlık yıllar daha fazla devam edemeyecektir. AKP kazandığını düşünürken ahleken vicdanan ve esasen kaybetmiştir. Gün gelecek bunu herkes görecek. Türkiye’nin bahtı mutlaka açılacaktır. Bu şeref MHP’nin olacaktır. 15 16 kasım tarihlerinde düzenlenen g20 zirvesi tamamlandı,
G20 Pariste'ki saldırının gölgesinde toplanmıştır. Fransa en acı katliamıyla karşılaşmıştır. Çok sayıda kişi de yaralanmıştır. Fransa’ya taziyelerimi bildiriyorum.
Fransa’nın terörün bu yüzüyle ilk defa tanıştığını söylemek aceleci olacaktır. Masum canlara sadece Paris'te kıyılmamıştır. PKK’nın Fransa’da beslenip Türkiye’de kan döktüğü, cinayet işlediği bilinmektedir.
© Tüm hakları saklıdır.