MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, devlet krizine varan yolsuzluk soruşturmasıdan faydalanmayacaklarını belirterek, "Bugünkü şartlarda yaşadığımız krizleri aşmanın yolu aklı ortak çalıştırmaktır. Ülkemizin buhranlı halinden memnun olmamız akla ihanettir. Yangından mal kaçırma gibi bir derdimiz yoktur. Kavgadan çıkar bekleme gibi bir gayretimiz yoktur olamayacaktır"dedi.
Bahçeli, partisinin ‘Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 9. dönem eğitim faaliyetlerini tamamlamasıyla dolayısıyla düzenlenen sertifika töreninde konuştu. Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
Manevi değerleri rehber edinmiş ruhen kavramış yüksek ahlaklı gençlere çok ihtiyacımız vardır. İçinde bulunduğumuz zamanın avantaj ve dezavantajlarından kendine sorumluluk çıkarmalıyız. Gelişmeleri milliyetçi cevherlerle donatacak bir geleceğe ihtiyacımız vardır
Eğitim bir milletin can damarıdır. Akıl ile duyumun önemini gözetmelidir. Akılsız duygu çıldırmaya zemin hazırlar. Akıl ve duygunun cesaretle, yolları kesişmedikten sonra huzur mümkün değildir.
Gönülleri kazanmamızın derin sırrını burada aramalıyız. Kutlu ecdadımızın hak yoluna halk yoluna sadakati milletimizi başarıdan başarıya uçurmuştur. Biz kalbi olmadan hasbi olunamayacağını muhterem ecdadımızdan öğrendik. Muhteşem bir maziden marazi bir hale kanatlanmak elbette ibretliktir. Tarihin gerisine düşmek böyle bir şeydir. Gönül insanı olmanın takdir topladığı toplumsal ilişkilerin el üstünde tutulduğu zamanlarda huzur vatandan eksik olmamıştır. Akıl kalpte bir nur gözdür. Bugünkü şartlarda yaşadığımız krizleri aşmanın yolu aklı ortak çalıştırmaktır.
Türkiye'nin saygınlığına hasar verilmiştir
Müşterek aklı harekete geçirmektir. Mantık ve makulde söz kesmek gerekmektedir. Önümüz sisli ve engebelerle doludur. Arzulara esir düşmüş, tehlikelerle bezenmiş iktidar zulmü Türkiye’yi felakete götürmektedir. Ülkemizin buhranlı halinden memnun olmamız akla ihanettir. Yangından mal kaçırma gibi bir derdimiz yoktur. Kavgadan çıkar bekleme gibi bir gayretimiz yoktur olamayacaktır.
Önce ülkem ve ben anlayışımızla ilerliyoruz. Adaletle ve akılla izah edilemeyen yanlışlıkları kederle izliyoruz. Milletimizin hakkını savunuyoruz. Bu krizi aşmak için kafa yoruyoruz. Geminin içindeki su gemiyi batırır demişlerdir. Rüşvet ve yolsuzluk suçlamaları iktidarı batırmıştır. Türkiye’nin saygınlığına da hasar verilmiştir. Ülkemizi düzlüğe çıkaracak birinci yol yolsuzluk iddialarının üzerine kararlılıklar gidilmelidir. Türkiye dehşet döngüsünden yara alsa da kurtulacaktır. Başbakan’ın önündeki en ciddi sorumluluk hukukun elini kolaylaştırmaktır. Milletimizin gözü açıktır, baldırı çıplakların oyunlarına hazırdır. Bacanaklara, kayınbiraderlere, iş adamlarına cepheden vuracaktır. AKP dip olan saygınlığını biraz diriltmek istiyorsa bu olayın üzerine gidilmelidir, üzerine düşeni yapmalıdır.
Sanki istilacı Vikingler tekrar sahneye çıkmış
Başbakan iddiaları dinlemeden komplo yalanlarını ortaya atmaktadır. İktidar ve yandaşları nefislerine uymuş paraya tamah etmiş ve günah işlemişlerdir. Kanunun kalaycıları billurlaşmıştır. Ne kadar çırpınsalar da iktidar büyüğünden küçüğüne iş üstünde basılmıştır.
Bunlar ki doğrulukla çatışmışlardır. Ne acıdır ki Türkiye’de her şey ayağa düşmüştür. Kanayan yaralar sürekli değişmektedir. Tarihsel ibremiz haram yiyenlerin, ne var ne yok götürenlerin elinde tersine çevrilmiştir. Türkiye rüşvet ve yolsuzluk dumanıyla içine kıvrılmaktadır. Zaten zayıf olan güven ve istikrar mayınlı bir alana kıstırılmıştır.
İktidarın suyu ısınmıştır. Suçlamaları yok sayarak vakit kazandığını zannetmiştir. Doğruluk hiçbir zaman kaybetmemiştir. Ayakkabı kutularındaki milyon dolarları komploya sığdırmayı başaramayacaklar. Ok yaydan çıkmıştır. Yandaş kalemler Türk milletini kandıramayacaktır. Hayırsever olarak lanse edilen iş adamlarının yağdırdığı rüşvetler bakanların ceplerine inmiştir. 700 bin dolarlık saatleri kolunda taşıyanlar bunun hesabını iki cihanda da veremeyeceklerdir. Bacanakların tren soyguncularıyla rüşvet ağı kurması asla izah edilemeyecektir. Zannedersiniz istilacı Vikingler tekrar sahneye çıkmış ve Türkiye’yi soymaya kalkmışlardır. Bunlar acı verici de olsa gerçektir. Adaletimiz iki paralık olmaktadır. Akıl ve mantık Türkiye’den elini ayağını çekmiştir. Enerji kaybetmekteyiz.
İktidar yanıp kavrulmaktadır. Türkiye’yi de uçuruma çekmektedir. İnsanlık zalimlerin, bağnazların ders alınması gereken sonlarını görmüştür. Firavun’un suda helak olması, Bir sineğin yok ettiği Nemrut, Nuh kavimlerinin yaşadıkları felaketler hafızalarda hala canlıdır
Fatih Sultan Mehmet, kadıya, tuzak kurdu iftirası atmamıştır
Hukuk kuralları toplumun düzenini sağlamıştır. Eğer ki kanunlar dinin emir ve yasakları insan vicdanında yer bulmazsa hırsız polis kovalamacası başlayacaktır. Vicdan bizlerin ahlaki davranışlarımız hakkında yaptığımız yargıdır. Türk milliyetçileri bu dönemin ahlak burçlarıdır. Yargılanan bir cihan padişahın suçlu bulunmasına ses çıkarmamasını iftiharla anmayacağız da neyi konuşacağız? Fatih Sultan Mehmet kadıya soruşturma açmamıştır, yaygara koparmamıştır. Ayakta bekletilmesinden dolayı yargılamamıştır, tuzak kurdu iftirası atmamıştır. Mahkemeyi zapt etmeye çalışmamıştır, kadının boynunu vurdurmamıştır. Kadının yetkisini gasp etmemiştir, orduya sefere çıkarmamıştır.
Ecdadımızın şerefli isimleri ağzına alarak kirletenlerin daha tasavvuflu hareket etmeleri önerimizdir. Zalimlerin tepe sultanı rüşvetçilerdir. Milletimiz faziletli yöneticileri neredeyse mumla aramaktadır. Rüşvet ve yolsuzluk kervanında yerini alanların bir bahanesi olamaz. Hırsızlıkla hukuk akreple yelkovan gibi olmuştur. Korunan ve korunan zümreler adalet terzisinden muaf gibi durmaktadır. Hukuka dayanarak hukuka uygun hareket etmek iktidarın sorumluluğu altındadır. Hakim, savcı ve mahkemelerin bağımsızlığı muhafaza edilmelidir.
Türk milleti psikolojik baskı altındadır. Bugünkü karanlığın failleri istiklalimizde gözleri olan zorbalardır. Yolsuzlukla boğuşan ve üzerini kapatmaya çalışan iktidara rahat nefes aldırmayacağız. Milletimizin hakkını savunacağız.