Gündem

Bahçeli'den Yusuf Yerkel'e 'aşağılık' tepkisi

Bahçeli: Gençler, sokaklarda TOMA’yla cebelleşmek yerine sandıkta nasıl bir ülkede yaşamak istediklerini ispat etmek zorunda

20 Mayıs 2014 14:14

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Başbakan gençlerden korkmamalıdır. Onların haklı eleştirilerine kulak tıkamamalıdır. Gezi Parkı’ndan bu yana kâbus görmeyi bırakmalı her gösteriyi kendisine komplo olarak görmemelidir” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Bahçeli’nin konuşmasının satırbaşları şöyle:

Altını çizerek söylüyorum ki 19 Mayıs aşağılanan küçümsenen milli ruhun, milli ahlakın dirilişidir. 19 Mayıs teslimiyetçi hükümetlere karşı milli bilinci uyanışıdır.

Gençliğin örnek aldığı kişiler arasında dizi film karakterlerinin olması bizim için üzücü bir durumdur.

Gençler arasındaki suç oranının artması Başbakan’ı düşündürmelidir. Başbakan gençlerden korkmamalıdır. Onların haklı eleştirilerine kulak tıkamamalıdır. Gezi Parkı’ndan bu yana kâbus görmeyi bırakmalı her gösteriyi kendisine komplo olarak görmemelidir.

Türk gençliği demokratik yollardan iktidar değiştirecek ehliyete sahiptir. Gençlerimizi duygularını ipotek ettirmemelidir.

Sokaklarda TOMA’yla cebelleşmek yerine sandıkta nasıl bir ülkede yaşamak istediklerini ispat etmek zorundadırlar.

Ayakkabı kutuları karşısında Türk gençliği sessiz kalmamalıdır. Sandıkta ve özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde tarihi vazifesini ifade etmektedir. Türk gençliği mizahın, tebessümün tarafındadır.

Ceberrut Başbakanı'nın 12 yıllık serüvenini mahkeme koridorlarında sonlandırmak Türk gençlerine düşüyor.

13 Mayıs günü sadece Soma değil 77 milyon tüm Türkiye ağlamıştır.

Acımızı tarif etmek için kelimeler kifayetsizdir. Yüce Allah bu ve benzeri acıları bir daha bize yaşatmasın diye dua ediyorum.

Daha az üşüyelim, daha çok ısınalım diye fedakarca çalışan maden işçilerimizin hakkını ödeyebilmemiz gerçekten de kolay değildir. Saklamaya, gizlemeye, ört bas etmeye kimse kalkışmasın. Maden işçilerinin hayatı çilelidir. Soma faciası her şeyi gün yüzüne çıkarmıştır.

Kömür hala en önemli enerji kaynağı olmayı sürdürmektedir. Halen iş kazalarının olması ve dünyada ilk sırada olmamız uygarlıkla bağdaşmamaktadır.

Şimdi zaman yasımızı tutmakla birlikte Soma’daki facianın asıl sebeplerini detaylarıyla ortaya çıkarma ve sorumluların ceza almasını sağlama zamanıdır.

 

‘Bakan olumlu, olgun ve sabırlıydı’

 

Enerji ve Tabi kaynaklar Bakanı olayın başından bu yana olumlu, olgun, sabırlı, çatışmadan uzak tutumunu sürdürmüştür. STK’lara, uzman ekiplere kamu görevlilerine buradan teşekkür ediyorum.

Soma’daki maden rödovans usulüyle söz konusu şirkete verilmiştir. Bu şirket de ihalesiz olarak devlete kömür satmıştır. Hükümet oldukça tartışmalı ve kuşkulu bir uygulamanın tarafı olmuştur.

Sırf siyasete kömür torbasıyla yön vermek, muhtaç vatandaşlarımızın aklını çelmek  için mevzuata aykırı işlemlere alenen imza atılmıştır. Toprak altındaki işçilere ek külfetler yüklenmiştir.

Bize göre madendeki kaza cinayettir. Denetim eksikliklerinin had safhada olduğu anlaşılmaktadır.

Maden teftişlerde her şey normal çıkmıştır o halde 301 işçimizin ölümü nasıl izah edilecektir.

301 canımızın kaybında kimlerin doğrudan ya da dolaylım parmağı varsa ortaya çıkarılmalıdır.

Başbakan ve hükümet de yandaş medya aracılığıyla sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmamalıdır. Depremden sonra iki bakanımız görev yapmıştı.

17 Ağustos ve 17 Kasım 1999’da iki büyük deprem felaketiyle karşılaştık. Yeni kurulan bir hükümet olarak 7 bakanımız hemen konuyla sorumlu olarak yakından ilgilendi.

Soma’da gördüğüm zaman aklıma gelen iki kardeşimizden biri Sağlık Bakanı Osman Durmuş, biri de Bayındırlık Bakanı Koray Aydın aynı enerji bakanı gibi gecesini gündüzüne katarak görev yapmıştır.

Bu iki değerli kardeşime benzer şekilde hareket eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nı tebrik ettiğimi açıkça Soma’da ifade etmiştim.

Yedi bakanımızla birlikte gecesini gündüzüne katmış iki arkadaşıma MHP olarak yeniden teşekkür ediyorum.

Başbakan Erdoğan’ın “bunun fıtratında bu var” demesi acımasız bir şahsiyetin zırvasıdır. Bu nasıl bir fıtrattır ki sürekli olarak madencilerimizi bulmaktadır. Başbakan’ın fıtratında hortumlayarak zenginleşmek, madencinin fıtratında toprak altında kalarak can vermek vardır.

Başbakan’ın fıtratında önüne gelene tokat atmak, suçsuz günahsız vatandaşlarımıza galiz küfürler savurmak, madencinin fıtratında madenlerde ölmek vardır.

Başbakan’ın fıtratında aşağılık müşavirlerinin yerde kıvranan vatandaşlara tekme atması madencinin fıtratında banka borçları içinde kıvranmak vardır. Bu nasıl bir fıtrattır.

 

Ringe çıkan boksörler gibi 

 

Başbakan Erdoğan Soma’ya gitmiş ve terör estirmiştir.  Neredeyse ringe çıkan boksörler gibi gardını almıştır. Başbakan’da anlayış, tolerans kalmamıştır. Hükümet ve yandaşları utanmasa Soma'daki faciayı bile paralele yapıya mal edecektir. Başbakan manen bitmiş kalben tükenmiştir. Önüne konsa Titanic’ten örnek verirdi. Allah’tan Başbakan 14. yy’da Avrupa’yı inim nimi inleten veba salgınından bahsetmemiştir. 

Başbakan eğer önüne koyulsaydı Başbakan buzdağına batarak çarpan Titanic’te ölen binlerce kişiden bile örnekler verebilirdi. Nasıl olsa saçmalamak serbest ve maliyetsizdir. Yüreğimizi ateşe veren maden yıkımını batı ülkelerinde 19. yy’da görülen örneklerle karşılaştırmak hezeyan ötesidir. Zamanda yolculuk yapayım derken yanlış butona basmış ve duvara toslamıştır. Başbakan’ın fıtrat dediğine gelişmiş ülkeler cinayet demektedir.

Tedbir olmadan tevekkül olmayacaktır. MHP Soma’daki olayın bir daha yaşanmaması için yapılacak çalışmalara her türlü desteği verecektir.