Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İsviçre'de yeni minare yapımına yasak getirilip getirilmemesi konusunda yapılan referandum sonucuna ilişkin olarak, ''İsviçre, Avrupa'nın ortasında bir açık hava hoşgörüsüzlük müzesi olmamalıdır'' dedi.
Egemen Bağış, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Toplantısı'na katılmak ve katılım müzakereleri çerçevesinde temaslarda bulunmak üzere İsveç'in başkenti Stockholm'e gitti.
Bağış, hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''İsviçre'de yeni minare yapımına yasak getirilip getirilmemesi konusunda yapılan referandumda seçmenin yüzde 57.5'inin yasağa destek vermesini din ve vicdan özgürlüğü ve Avrupa Birliği değerleri açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Bağış, şunları kaydetti:
''İsviçre, AB üyesi bir ülke değil. AB üyesi bir ülke olsaydı herhalde böyle bir netice olmazdı. AB'de herşeyin standardı vardır. Bu tür konularda belediye meclisleri sadece imar planları yaparlar. Bugün Avrupa'da, birçok AB üyesi ülkenin dışişleri, içişleri ve AB'den sorumlu bakanı bu konuda İsviçre'yi eleştiren demeçler verdi. Bunu Fransızlar da, İsveçliler de kınadı, yanlış olduğunu vurguladı. Gerçekten de İsviçre'nin aldığı karar, hoşgörüyle yakından ve uzaktan alakalı bir karar değildir. İsviçre'nin, bu hatadan bir an önce dönmesini ümit ediyorum. İsviçre, Avrupa'nın ortasında bir açık hava hoşgörüsüzlük müzesi olmamalıdır. En azından öyle kalmamalıdır. Bu hatadan bir an önce dönülmelidir ve zannediyorum ki İsviçre makamları da bu hatayı farkedecektir. Böyle bir konunun referanduma götürülmesi zaten kendi başına bir hatadır. Ama böyle bir neticenin arkasında durmaları da çok ciddi eleştiriye sebep olacaktır.''
Bağış, İstanbul ve Türkiye'nin birçok kentinin yüzyıllardır cami, kilise ve havralarla insanlığa huzur verdiğini vurgulayarak, ''Avrupa'da ne kadar bu tür ayrımcı çabalar olsa bile, biz Türkiye'de hoşgörüye, barış inşasına, farklı kültürler ve medeniyetler arasında ittifaklar kurmaya, birbiriyle geçinemeyen ülkeleri biraraya getirmeye, Türkiye'nin AB standartlarında çağdaş bir demokrasi olma çabalarına devam edeceğiz. Bundan da hiç kimsenin şüphesi olmasın'' dedi.
-''GELECEĞİ VARSA GÖRECEĞİ DE OLUR''-
''Hollanda'da İslam ve yabancı karşıtı tutumuyla tanınan ve 'Fitne' filmiyle de tepki çeken Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders'in ocak ayında Türkiye'yi ziyaret edecek temsilciler meclisi heyetinde yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' biçimindeki soru üzerine de Bağış, ''Bu şahsın bizim değerlerimize karşı çok ciddi hakaretler içeren söylemleri, filmleri ve demeçleri var. Kendisine ülkemize gelirse çok hoşnut olmayacağımızı her vesileyle hissettirdik. Geleceği varsa göreceği de olur. Ama göreceği kişiler de bizler olmayız, ondan da kimsenin endişesi olmasın'' yanıtı verdi.
Bağış, ''Hollandalı politikacının Türkiye'ye gelmek istemesi bir provokasyon olabilir mi?'' sorusuna karşılık ''Ona izin vermeyiz. Provokasyon yapıp da ülkemizin tadını tuzunu kaçırmasına da izin vermeyiz'' dedi.
Bağış ve beraberindeki heyet, daha sonra özel uçak ''ATA'' ile İsveç'e hareket etti.