Türkiye ve Almanya arasındaki İncirlik anlaşmazlığı, BM’den Avrupa’ya yöneltilen eleştiri, Suriye ve Afganistan’daki durum ile Başbakan Merkel’in aldığı seçim yenilgisinin sonuçları bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorum konularını oluşturuyor.
İncirlik konusunda Türkiye ile yaşanan anlaşmazlığın giderileceğini ümit eden Almanya hükümeti, İncirlik Üssü için 58 milyon tutarında bir yatırım paketi hazırladı. Badische Neueste Nachrichten gazetesinin konuya ilişkin yorumu şöyle:
“Mozaik üstüne mozaik konularak bir resim ortaya çıkıyor ve bunun sadece bir mesajı var: Berlin ile Ankara aylarca süren soğuk dönemden sonra artık birbiriyle konuşuyor ve kırılıp dökülenleri parça parça toplamaya çalışıyorlar. Federal hükümetin Federal Meclis kararları ile hükümetin uygulamalarının iki ayrı şey olduğunu resmen açıklığa kavuşturması ve mesaj vermesi Erdoğan’ın beklediği şeydi. Çünkü bu açıklamadan sonra her şey tıkırında gitmeye başladı.”
BM'nin İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, İslam karşıtı ve sağcı söylemleri olan Batılı politikacıları, IŞİD ile aynı propaganda yöntemlerini kullanmakla suçladı. Berlin’de yayımlanan Die Tageszeitung’unyankı uyandıran bu eleştiriye ilişkin yorumunda şu görüşlere yer veriliyor:
“Avrupalılar şu sıralarda Arap ve İslam dünyasına baktıklarında orada dinci fanatikleri görüyor ve endişeleniyorlar. Şimdi ise Arap kökenli bir BM temsilcisi Avrupa’ya bakıyor ve o da endişeleniyor. Ona gücenmek mümkün mü? Çirkin Avrupa sadece popülist Wilders ve Le Pen demek değil. Mültecilerin denizin ortasında boğularak ölmesine izin veren, yabancı kökenli insanlara vatandaşlık hakkı vermeyen, siyahî insanlara sınırlarını kapatan ve yabancı kültürlerin üzerine ahlak polisini salan da Avrupa. Avrupa Donald Trump’a şaşırıyor ama o, aslında Avrupa’daki yeni normalliğin aşırı dozdaki bir karikatürü sadece. Bir zaman sonra Avrupa’nın sorunu çok sayıda mültecinin buraya akın etmesi değil, buraya hiç kimsenin gelmek istememesi olacak.”
Mainz’da yayımlanan Allgemeine Zeitung Suriye ve Afganistan’daki durumdan yola çıkarak Avrupa’da terör tehlikesinin artabileceği uyarısında bulunuyor:
“Batı her yerde dünya polisliğine soyunamaz; Rusya’nın desteğini alsa bile bunu yapamaz. Şu sıralarda Suriye ateş altında. Kaynakların az olması, savaş yorgunluğu, tüm bunlar anlaşılabilir, ama buna rağmen bir savaş bölgesinden ayrılmadan önce bunun sonuçlarının çok iyi tartılması gerekir. Afganistan konusunda bu şu anlama geliyor: Eğer bu ülke kaybedilecek olursa, o zaman Batı’da terör tehlikesi artacak, mülteci akını da daha büyüyecektir.”
Münchner Merkur gazetesi ise bir kez daha Başbakan Merkel’in lideri olduğu Hristiyan Demokrat Birlik partisinin (CDU) Mecklenburg-Vorpommern eyaletindeki yenilgisinin ardından kardeş parti Hristiyan Sosyal Birlik (CDU) lideri Horst Seehofer ile Merkel arasındaki çekişmeye değiniyor:
“Başbakan 2017 yılındaki seçime kadar düşüşe geçiş dinamiğini durdurabilecek mi? Eğer bugüne kadar izlediği mülteci politikalarından vazgeçmezse bu dinamiği durdurması mümkün olmaz. Hristiyan Sosyal Birlik (CDU) lideri Horst Seehofer’in ‘insanlar Berlin’in bu politikalarını artık istemiyor’ çıkışı, sadece Angela Merkel’i değişim yönünde etkilemek için söylenmiş sözler değil. Seehofer, eğer Merkel izlediği politikaları değiştirmeye yanaşmazsa onun siyaseten sonunu hazırlamaya çalışıyor. Tıpkı diğer taraftan Hristiyan Sosyal Birlik’in (CSU) Başbakan’a, mülteci politikalarıyla içten içe kardeş partisini bitirmeyi amaçladığı suçlamasını yönelttiği gibi.”