-Babacan'dan MB'ye destek ANKARA (A.A) - 24.08.2011 - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''Merkez Bankamızın hem kur konusundaki sinyali hem de döviz piyasasıyla ilgili atmış olduğu adımlara biz tam destek veriyoruz'' dedi. Babacan, CNN Türk televizyonunda katıldığı programda soruları yanıtladı. Amerika yönetiminin, Avrupa hükümetlerinin ne yapacaklarına bağlı olarak önümüzdeki aylarda seyrin görüleceğini ifade eden Babacan, bu dönemde eylül ayının son derece önemli olacağını, çünkü eylül ayında G-20 Bakanlar Toplantısı, Dünya Bankası ve IMF yıllık toplantılarının olacağını, BM Genel Kurulu vesilesiyle dünya liderlerinin Newyork'da buluşacaklarını dile getirdi. Babacan, ''Eylül ayında durum biraz daha netleşebilir diye düşünüyorum. Tabi bizim her türlü senaryoya karşı hazır olmamız gerekiyor'' dedi. Hükümet olarak ''Türkiye çık hızlı büyüyor bu hızlı büyümenin getirdiği bir cari açık yan etkisi var bunu biraz frenleyelim biraz daha makul seviyede biraz daha sürdürülebilir bir büyüme elde edelim'' diye çalışırken son 1-2 aydır dünya tablosunun oldukça değiştiğini, bir resesyon riskinin belirdiğini kaydeden Babacan, uyguladıkları politikaların o senaryoyu da dikkate alan bir politika olduğunu bildirdi. Babacan, ''Her türlü opsiyona hazırlıklı olmamız lazım'' dedi. Ali Babacan, ''Şu anda biz hiç dokunmasak dahi mevcut olan tedbirlerle zaten cari açık bir düşüş trendine girecek. Biz bu seneyi 70 milyar doların biraz üzerinde bir cari açıkla kapatacağız.'' diye konuştu. - Kıdem tazminatı - Babacan, son günlerde basında yer alan zam haberlerine ilişkin, ''Zam için şu an için verilmiş herhangi bir karar yok. Çünkü önümüzdeki dönemde Türkiye'nin rekabet gücünü de düşünmemiz lazım'' dedi. İstihdam Paketi ve Kıdem Tazminatına da ilişkin Babacan, İstihdam Paketinde hedeflerinin konuyu Eylül ayı içerisinde olgunlaştırıp, TBMM açıldığında göndermek olduğunu belirterek, ancak bunun sosyal taraflarının da çok iyi istişare edilmesi gerektiğini söyledi. Kıdem Tazminatı Fonu'yla da ilgili çalışmaların sürdüğünü belirten Babacan, ''Mümkün olduğunca çalışanların haklarını koruyacak ama iş verenlerin üzerindeki yükleri de öngörülebilir hale getirecek şekilde bir denge bulmaya çalışacağız. Şu anki sistemin artık sürdürülebilir bir sistem olmadığı çok açık ortada. Çalışanlarımızın sadece yüzde 8'i kıdem tazminatını alabiliyor. Çünkü şu an bizim sendikalarımız, kamuda ve özelde çalışanların çok küçük bir kesimini temsil ediyorlar. Dolayısıyla orada belki bir sorun yok ama Türkiye geneline baktığımızda biz sendikasız çalışanlarımızın da işsizlerimizin de hakkını korumak zorundayız'' diye konuştu.