Dünya

BABACAN: TÜRKİYE'YE YÖNELİK DEZENFORMASYON VAR WASHINGTON (A.A)

20 Ekim 2010 03:07

-BABACAN: TÜRKİYE'YE YÖNELİK DEZENFORMASYON VAR WASHINGTON (A.A) - 19.10.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, özellikle son aylarda Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili olarak "yoğun bir dezenformasyon yapıldığını gördüklerini" belirterek, "Bu aralar Türkiye'yi olduğundan farklı göstermeye çalışan, Türkiye'nin uyguladığı politikaları aslında başka amaçlara hizmet etmeye çalışıyor gibi göstermeye çalışan kasıtlı bir çaba maalesef görüyoruz, böyle bir dezenformasyon süreci var" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aralık ayındaki Washington ziyareti sırasında, ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesi sonrasında temelleri atılan "ABD-Türkiye Ekonomik, Ticari ve Stratejik İşbirliği Çerçevesi"nin koordinatör bakanlar düzeyindeki toplantısı Washington'da yapıldı.  Toplantıda, Türkiye'yi koordinatör bakanlar olan Babacan ve Çağlayan, ABD'yi ise Ticaret Bakanı Gary Locke ile Ticaret Temsilcisi Ron Kirk temsil etti.  Babacan ve Çağlayan, toplantının ardından Türkiye'nin Washington büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenledi.  Gündemin çok geniş konuları kapsadığını dile getiren Babacan, şimdiye kadar ki Türkiye ile ABD arasında oluşturulan tüm ekonomik yapıların da bu yapının şemsiyesi altında toplandığına işaret etti.  Babacan, toplantıda, Türkiye'nin başta tarım ürünleri olmak üzere farklı ihraç ürünlerini ABD'ye satabilmesi ve Türk işadamlarının daha rahat vize alabilmesine yönelik sorunları dile getirdiklerini, ABD'nin de GDO'lu ürünlere yönelik Türkiye'deki uygulamaların ABD'nin ihracatına ilişkin sorunları gündeme taşıdığını belirtti. Bakanlar düzeyindeki ikinci toplantının gelecek yıl sonbaharda Türkiye'de olacağını, ancak diğer yetkililer, kurumlar ve teknisyenlerin irtibat ve çalışmalarının süreceğini vurgulayan Babacan, yapının her iki ülkelerin liderlerinin talimatıyla, bakanlar düzeyinde oluşturulması ve güçlü bir siyasi sahiplenmeyle konuların üzerinde durulacak olmasının önemine işaret etti. -"YENİ BİR SAYFA"- Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da bu konunun, siyasi ve askeri işbirliğinin ticaretle taçlandırılması, iki ülke ilişkilerinde "yeni bir sayfanın başlangıcı" anlamına geldiğini söyledi. Çağlayan, "Çözüm, sonuç odaklı bir çalışma performansı göstereceğimiz kanaatindeyim. Sadece toplantılar yapılıp konuşulacak değil, sorunların tespit edilip, üzerine gidildiği ve belli amaçlar dahilinde çalışılacak bir ortam sağlanıyor" diye konuştu. Toplantıda, ABD tarafının ilaç üretimi ve GDO'lu ürünler konusundaki sorunları ilettiğini, kendilerinin de siyah incir, nar gibi bazı tarım ihracat ürünlerine uzun yıllar süren ambargoları konuştuğunu kaydeden Çağlayan, siyah incir gibi Türkiye'nin dünyaya sattığı ürünün ABD'de yıllarca engellenmesinin prestij olarak da sorun olduğunu dile getirdi. Çağlayan, toplantıda karşı tarafın bu konuyla süratle ilgileneceğini belirttiğini ifade etti. Çağlayan, Türk işadamlarına yönelik vize sorunlarıyla ilgili olarak da "ABD korumacılığa karşı olduğunu söylüyor ama Türk işadamına uygulanan vize, başlı başına bir korumacılık unsurudur, ticarette teknik engeldir ve haksız bir rekabet uygulamasıdır. Bizim Türk iş adamları vizeden dolayı maça başlarken bir-sıfır mağlup başlıyor" dedi. Bu konu üzerinde de çalışmalar yapılacağını söyleyen bakan Çağlayan, toplantıda, ABD tarafında da olumlu izlenimler edindiklerini belirterek, stratejik işbirliği çerçevesinin "bugüne kadar yapılanların en iyisi" olduğunu söyledi. -"TEK TARAFLI AŞK"- Bakan Çağlayan, Türkiye ile ABD arasındaki ticaretin istenen düzeyde olmadığını hatırlatarak, Türkiye'nin ABD'ye ihracatı 8 yılda değişmezken, ithalatın 3 katı armasını "tek taraflı, platonik bir aşk" olarak tanımladı. Bunun dengelenmesi gerektiğini bildiren Çağlayan, artık ABD'yi New York, California, Teksas, Illinois, Florida ve Georgia olmak üzere 6 eyalete bazında değerlendireceklerini ve buralara daha fazla ağırlık vereceklerini anlattı. Çağlayan, stratejik işbirliği çerçevesi kapsamında kurulacak Türk-Amerikan İş Konseyi'nin de önemli roller oynayacağını söyledi. Konsey için ABD tarafının 8 isim belirlediğini, Türkiye'nin tespit edeceği 12 ismin gelecek hafta içinde belli olacağını ve ABD'ye bildirileceğini belirten Çağlayan, iş konseyinin ilk toplantısının kasım-aralık ayında yapılmasının planlandığını kaydetti. -"İRAN İLE TİCARET KONUŞULMADI"- Babacan, bir soru üzerine, toplantıda İran ile ticaret konusunun görüşülmediğini söyledi. Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarının yerinin ayrı olduğunu, ABD'nin tek taraflı kararlarına Türk şirketlerinin kendilerinin bakıp karar vermesi gerektiğini belirten Babacan, şunları kaydetti: "ABD'nin tek taraflı kararları bizi Türkiye Cumhuriyeti devletleri olarak bağlamaz. İran'la iş yapan bankalarımız, şirketlerimiz bakacaklar, bakıp kararlarını kendisi verecek. Onların serbestçe karar verip kendi yollarını çizmeleri gerektiğini düşünüyorum. Burada bir paranoyaya, yersiz korkuya gerek yok bankalarımız, şirketlerimiz için. Mutlaka konuyu detaylı incelesinler, ona göre karar versinler. Bugün gündeme gelmedi, bu toplantıda gündeme gelmesi de yanlış. Çünkü ABD'nin tek taraflı aldığı kararı ikili ortamda tartışmaya açmak yanlış." -"TÜRKİYE'YE YÖNELİK DEZENFORMASYON VAR"- Babacan, bir başka soru üzerine, özellikle son aylarda Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili olarak "yoğun bir dezenformasyon yapıldığını gördüklerini" söyledi. Dış politika gündeminde bazı kritik konuların bulunduğunu, bunların çoğunluğunun ABD'nin dış politika gündemiyle uyuştuğunu ama hepsinin uyumlu olmasının söz konusu olamayacağını belirten Babacan, şunları kaydetti: "Türkiye, kuşkusuz ABD ile müttefik, dost bir ülkede, pek çok konuda ortaklığımız, ortak anlayış anlayışımız vardır, ama bu demek değildir ki yüzde 100 her konuda beraber, aynı hareket edeceğiz. Hangi ilişki olursa olsun, ilişkide ihtilaf yoksa o ilişkide sağlıklı olmayan bir şey olduğunu gösterir. İhtilaf yoksa demektir ki bir tarafın diğer tarafa baskısı, sindirmesi söz konusudur. İtilaf her sağlıklı ilişkinin tabiatında vardır ama önemli olan ihtilafı ortaya koyup, neyse konular açıkça, dostça konuşabilmek, çözüm üretebilmektir. Bizim özellikle enformasyon konusunda çok çok dikkat etmemiz gerekiyor, Türkiye'yi doğru anlatma konusuna çok çok dikkat etmemiz gerekiyor. Türkiye'nin Irak ve Afganistan'a katkısı çok çok önemli. Bizim dış politika çizgisinde barış, istikrar adına yaptığımız pek çok şey, aslında Amerika'nın dış politika ve dış çıkarlarına da çok aykırı olmayan şeyler. Dolayısıyla bu aralar Türkiye'yi olduğundan farklı göstermeye çalışan, Türkiye'nin uyguladığı politikaları aslında başka amaçlara hizmet etmeye çalışıyor gibi göstermeye çalışan kasıtlı bir çaba maalesef görüyoruz, böyle bir dezenformasyon süreci var. Mavi Marmara olsun, İran olsun, bütün bunların sonucunda maalesef böyle bir kasıt var. Masum olduğunu düşünmüyorum bu çalışmaların. Bizim de üzerimize düşen kendimizi bol bol ve doğru şekilde anlatmak, Türkiye'nin doğru algılanmasını sağlamak. Bu da kendiliğinden olmayacak, çok çalışacağız."