Ekonomi

Babacan: Türkiye'de kriz yok, 17 günde 4 milyar dolara yakın para geldi

Ali Babacan: Amerika'da ekonomide bir toparlanma görülüyor. Bu büyümenin istihadam açısından olumlu sonuçları olmasa da yine de olumlu bir toparlanma var

17 Şubat 2014 15:26

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'de kriz olmadığını, sadece piyasaların hareketlendiğini söyledi. Döviz girişinde artış olduğunu dile getiren Babacan, “27 Ocak'tan 13 Şubat akşamına kadar 3 milyar 900 milyon dolarlık döviz girişi oldu” dedi.

Babacan CNBC-e/NTV ortak yayınında Servet Yıldırım'ın sorularını yanıtladı. Bir ekonomik paket uygulamayı planlamadıklarını ifade eden Babacan, "Türkiye'den yoğun bir sermaye çıkışı olmadı. Yabancı döviz girşinde artış oldu. Mesela 27 Ocak'tan 13 Şubat akşamına kadar 3 milyar 900 milyon dolarlık bir döviz girişi oldu. Kurdaki sakinlik de dövizin girişiyle alakalı. Türkiye çok sağlam bir noktada" dedi.

İşte Babacan'ın açıklamalarından öne çıkan satırbaşları:

Amerika'da ekonomide bir toparlanma görülüyor. Bu büyümenin istihadam açısından olumlu sonuçları olmasa da yine de olumlu bir toparlanma var. Avrupa bölgesinde de durum fena değil gibi görünüyor. Avrupa'nın toparlanması Amerika'nın toparlanması kadar güçlü bir toparlanma gibi görünmüor.

Önümüzdeki dönem gelişmekte olan ülkeler için son 10 yıla göre gelecek 10 yılda büyüme oranları daha düşük olacak. Kurlarda yukarı doğru hareket oldu, bu sadece Türkiye'de olmadı, borsa düştü, faizler yükseldi, bütün gelişmekte olan ülkelerde oldu bunlar. Ama çok fazla sermaye çıkışı yok yine gelişmekte olan ülkelerde.

G20'de eleştiriler vardı. Amerika FED kararları alırken sadece kendi ekonomisini düşünüyor diye. Siz ne düşünüyorsunuz?

Her ülkenin öncelikle baktığı ulusal çıkarları, ulusal ekonomisi... Böyle mi olması gerekiyor? Hayır, zaten G20'nin amacı da bu. Amerikan Merkez Bankası gelişmekte olan ülkelerdeki istikarasızlığa şöyle bakıyor; o ülkelerdeki istikrarsızlık dönüp dolaşıp yine bize mi zarar verir diye endişe ediyorlar. Yani yine kendilerini merkeze koyuyorlar.

Belli miktarda çalkantı gayet normal, önemli olan kalıcı hasara sebep olmasın. Piyasada heyecan var ama kalıcı hasar yok çok şükür.

Bir paket beklentisi oluştu. 30 Mart'tan sonra ekonomiyle ilgili atılacak adımlar var mı?
Paketler hep krizlerle birlikte anılan yaklaşımlar. Türkiye'de bir kriz dönemi yok. Türkiye'de piyasanın hareketli olduğu zamanlar yaşadık. Reel sektör ya da finans sektörü için zaten atmamız gereken adımlar var ve bunların üzerinde çalışıyoruz. Çözüm paketi gibi bir durum yok ama seçim dönemi sebebiyle atılacak adımlar 1 ay 1.5 kadar gecikebilir.

Türkiye'den yoğun bir sermaye çıkışı olmadı. Yabancı döviz girşinde artış oldu. Mesela 27 Ocak'tan 13 Şubat akşamına kadar 3 milyar 900 milyon dolarlık bir döviz girişi oldu. Kurdaki sakinlik de dövizin girişiyle alakalı. Türkiye çok sağlam bir noktada.

Şirketler kur riskini iyi yönetti. Merkez Bankası dövizin 1 ayda yüzde 30 arttığı bir dönemde dahi Merkez Bankası doğru politikayla iyi bir performans gösterdi.

İşsizlik rakamlarıyla ilgili öngörünüz nedir?

Geçen aykiyle aynı, ama Eylül ayına göre 0.3'lük bir düşüş var. Geçen sene Kasım'da iş gücüne katılma oranı yüzde 50.8 imiş, şu anda 50.7. Bu yılın daha çok başındayız. Bu yılın büyümesiyle işsizlik çok ilintili olacak. Yüzde 4'lük bir büyüme olursa işsizlik oranı azalır, ama düşük olursa işsizlik oranı da artar. 2009'dan bu yana toplam 6 milyon istihdamımız arttı.

Aralık'ta beklediğimiz 1.8 milyar dalar altında bir ihracat gerçekleşti geçen sene. Ocak ayında da tüm ayların rekoru kırıldı ihracatta. Türkiye'nin 2014 büyümesi yüzde 4'ten daha çıkarsa cari açık da beklenenin çok dah altında çıkıyor. Büyüme düştükçe cari açık da düşebilecek. Cari dengede orta vadeli trendlere bakılmalı. Cari açığın sürdürülşebilir olması gerekir. AB üyelerinin görüşü, yüzde 4'ten fazla cari açık verilmesi doğru değil, yüzde 4'ten fazla olursa sürdürülebilir olmaz. 6lar 7'ler hoş rakamlar değil. Yapmamız gereken reformalara devam etmek"

 

'Kıbrıs'ta çözümden yanayız'

 

Kıbrıs'taki görüşmelerle ilgili konuşan Babacan, "Annan planından sonra ilk kez taraflar bu kadar birbirine yaklaştı" dedi ve "Biz Türkiye olarak sonuna kadar destekliyoruz, biz çözümden yanayız" dedi.

 

Fransa'nın blokajı yavaşladı

 

AB sürecinde Fransa'da Hollande'ın yönetime gelmesinin ardından Fransa'nın blokajının yavaşladığını belirten Babacan, "Son aylarda siyasette yaşananlara bakınca son iki faslın açılmasının önemi ortada" dedi. AB sürecinin Türkiye'deki reformlar için bir çapa oluşturduğunu söyleyen Babacan, "AB sürecini çektiğiniz zaman Türkiye siyasi reformlar açısından yönünü kaybedebilir" dedi.

 

17 günde 4 milyar dolara yakın para geldi

 

Para politikamızla birlikte kısa cvadeli sermaye Türkiye'den uzak durdu. Yatırımcılarrın çoğu zaten uzun vadeli yatırımcılardı. Onlar da hmen çıkmadı. 27 Ocak-13 Şubat arası Türkiye'ye 3.9 milyar dolar giriş oldu. Kurdaki sakinlik bu girişe bağlı.

İşsizlikte yukarı yönlü trend son iki ay kırıldı. Bu yıl büyüme yüzde 4 civarında olursa işsizlik yüzde 9.5'a düşebilir. Siyasette yaşananlar tüketime yansıyacak mı, bunun yanıtı büyümeyi etkiler.

Cari açıkta yıllık 6 milyar dolar sapma var. Sadece altın ticaretinde 3 milyar dolarlık sapma söz konusu. Bu bizim cari dengemizi etkiliyor. Bu yüzden altın hariç cari denge rakamımızı açıklıyoruz.

Avrupa Birliği sürdürülebilir cari açığı yüzde 4-5 seviyesinde kabul ediyor.

 

S&P'nin Türkiye görünümünü düşürmesi

 

S&P not incelemelerini Londra'dan kağıt üzerinde yapıyorlar. Hazine tarafından yetkisi iptal edilmiş bir kurum. Keşke gelip Türkiye'yi inceleseler, yerinde nabız tutsalar daha iyi olur. Kendi kararlarıdır tabii. Diğer iki kredi derecelendirme kuruluşu kredi notunun içinde siyasi riskin olduğunu belirtmişti. Seçime kadar olan dönem önemlidir. Seçimden sonra ortaya çıkacak tablo önemlidir. Seçimlerde iyi bir sonuç aldığımızda siyasi risk olmadığı görülecek.