Gündem

Babacan: Reformda en geri kaldığımız alan yargı

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yargının belki de reform konusunda en geride kaldıkları alan olduğunu söyledi.

19 Ocak 2012 02:00

T24-Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yargının belki de reform konusunda en geride kaldıkları alan olduğunu belirterek, ''Gün geçmiyor ki bir başka yeni bir haberle, bir başka yeni yargı kararıyla uyanmıyoruz. Toplumun her kesiminde ciddi tepkiler oluşuyor. Kamu vicdanında yer bulmayan, insanların bir türlü ikna olmadığı, aklında ya da kalbinde içine sindiremediği tablolar yaşıyoruz. Mutlaka çözmemiz gerekiyor'' dedi.


Babacan, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) 42. Olağan Genel Kurul Toplantısında yaptığı konuşmada, 2011 yılının her açıdan hareketli bir yıl olduğunu, Türkiye'nin son 9 yıldır elde ettiği başarıların, bundan sonraki dönemle ilgili ortaya konulan ciddi reform gündeminin sadece Türkiye açısından değil içinde bulunulan coğrafya açısından da önemli olduğunu söyledi.


Yeni bir birim kurduklarını ve bu birimin reform sürecinde olan ülkelerin kendi reform çabalarına destek olacağını belirten Babacan, şu anda Tunus, Libya ve Mısır ile çok yakından çalıştıklarını, geçiş süreçlerinde onların kendi siyasi ve ekonomik reformlarına destek verdiklerini anlattı.
Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin zor bir dönemden geçtiğine işaret eden Babacan, komşularla ilgili sıkıntılı bazı konular bulunduğunu, özellikle Arap baharı yaşayan, parlamenter demokratik sistemlere geçme çabası yaşayan ülkelerdeki bu süreci çok sıhhatli süreç olarak gördüklerini vurguladı.


Her geçiş döneminin sıkıntıları, maliyetleri, sancılarının mutlaka olacağını ifade eden Babacan, ancak Türkiye'yi kuşatan bölgenin daha istikrarlı bir bölge olması isteniyorsa bu dönüşüme destek verilmesi ve mümkün olduğunca olaysız, kansız, düzenli bir şekilde geçiş dönemleri konusunda söz konusu ülkelerin destekçisi olmak gerektiğini belirtti.


Ali Babacan, bütün bölgede artık sınırların hudutların anlamsızlaşmasını, insanların, sermayenin, ürünlerin, hizmetlerin ve enerjinin artık ülkeden ülkeye rahatça hareket edebildiği coğrafya istediklerini, bunu sadece Kuzey Afrika ve Ortadoğu için değil, Balkanlar ve Kafkaslar için de arzu ettiklerini, kazan-kazan sonuçların elde edileceğini vurguladı.


Bölgede topyekun kalkınmayı gerçekleştirebileceklerini kaydeden Babacan, ''Suriye'deki olaylar öncesi aslında Türkiye-Suriye-Ürdün-Lübnan'ı tek bir ekonomik bölge yapmak amacıyla yeni bir yapı kurmuştuk. Suriye'deki olaylar belki bunu bir süre askıya almamıza sebep oldu. Ama en kısa zamanda Suriye'de görünürlük, öngörülebilirlik oluştuğu anda o projeye devam edeceğiz ve onu genişleteceğiz. Bundan hem Türkiye hem pek çok ülke kazanacak'' dedi.


-''Yargı, hep tartışılır konu''-


Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'nin bugünkü gündem maddelerine baktıklarında yargının hep tartışılır bir konu olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

''Ancak 2010 yılındaki anayasa değişiklik paketine kadar bizim maalesef yargı konusundaki adımlarımız sınırlı kaldı. Yargı alanında gerçekleştirmek istediklerimizin pek çoğu bizzat yargı tarafından engellendi. Ancak 2010 anayasa değişikliğinden sonradır ki yargı konusunda reformun kapısı açılmış oldu. Bu konuda kararlı adımlarla mutlaka Türkiye'yi çok daha yüksek standartlara ulaştırmamız gerekiyor. Türkiye, gerçek anlamda bir hukuk devleti olmadıktan sonra ne birinci sınıf demokrasi olabilir, ne de hedeflediğimiz dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinden birisi olabilir. Keyfiliğin olmadığı, 'illa onu tanıyorum, bunu tanıyorum onun için yatırım yapıyorum' demediği insanların, 'bu ülke bir hukuk devletidir, o ülkenin sistemine, yargısına, kurallarına güvendiğim için o ülkeye yatırım yapıyorum' diyebileceği bir hale Türkiye gelmedikçe ne demokrasimiz, ne ekonomimiz arzu ettiğimiz noktaya ulaşamayacaktır.''



Hem siyasi, hem ekonomik reformlar yaptıklarına değinen Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


''Ancak yargı, belki de reform konusunda en geride kaldığımız alan oldu. Gün geçmiyor ki bir başka yeni bir haberle, bir başka yeni yargı kararıyla uyanmıyoruz. Toplumun her kesiminde ciddi tepkiler oluşuyor. Kamu vicdanında yer bulmayan, insanların bir türlü ikna olmadığı, aklında ya da kalbinde içine sindiremediği tablolar yaşıyoruz. Mutlaka çözmemiz gerekiyor. Bu konuda bizim hükümet olarak kararlılığımız tam. Kuşkusuz her reformda olduğu gibi, bu konuda da sancılar olacaktır. Mevcut düzenin bozulmasından rahatsız olanlar kuşkusuz olacaktır. Ama şunu açıkça ifade etmek istiyorum ki bu konudaki kararlılığımız tam. Süre lazım, zaman lazım. Ama ne yapacağımızı da gayet iyi biliyoruz. O konuda da adımlar atmaya başladık ve devam ediyoruz.''