Gündem

Babacan: Maden ocağının içine girmiş gibi yurt odaları görüyoruz

"Türkiye'nin bir an önce israfı bırakıp, bir an önce gençler için öğrenciler için ne kadar imkânı varsa bunları seferber etmesi lazım"

23 Eylül 2021 11:47

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan,  "Maden ocağının içine girmiş gibi yurt odaları görüyoruz maalesef. Gerçekten içler acısı bir durum. Türkiye’ye bu yakışmıyor. İçimizi yaralıyor. Bir an önce israfı bırakıp, bir an önce gençler için öğrenciler için ne kadar imkanı varsa bunları seferber etmesi lazım. Çok israf var gerçekten, çok lüks harcama var” dedi.

Zonguldak'ta indiği maden ocağından hükûmete seslendi. Babacan New York'ta açılan Türkevi ile ilgili ise "Ülkemiz için bir prestijdir" ifadesini kullandı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Zonguldak’ta özel bir maden ocağını ziyaret etti. Babacan şu ifadeleri kullandı: 

“Maden ocağının içine girmiş gibi yurt odaları görüyoruz”

Şu anda sosyal medyada dolaşan yurt görüntülerine, yurt odalarına baktığımız zaman; aslında neredeyse böyle küçük mekânlardan bir maden ocağının içine girmiş gibi yurt odaları görüyoruz maalesef. Çok yüksek rakamlara bunlar kiralanıyor gerçekten şu an öğrencilerimiz en önemli sorun alanı özellikle üniversite öğrencilerimizin, yurt. Türkiye’de zaten geçen yıldan bu yıla kiralarda çok ciddi bir artış var. Kira piyasası çok çok artmış durumda. Kaç öğrenci gezdiğimiz illerde yanımıza yaklaştı ve dediler ki, biz üniversiteyi kazandık fakat ailemizin bizi o şehre gönderecek parası yok. Yurt, ya da daire tutacak imkânımız yok. Harçlık verecek bize ailelerimizin imkanı yok. Dolayısıyla üniversite sınavını kazandığı halde maddi imkansızlıklar sebebiyle, yurt fiyatlarının yüksek olması, hayat şartlarının zor olması sebebiyle okula gidemeyecek çok sayıda öğrencimiz olacak bu sene, öyle görünüyor.

"Türkiye'nin bir an önce israfı bırakıp, bir an önce gençler için öğrenciler için ne kadar imkânı varsa bunları seferber etmesi lazım"

Gerçekten içler acısı bir durum. Türkiye’ye bu yakışmıyor. Türkiye 84 milyon nüfusuyla gurur duyması gereken bir ülke, genç nüfusuyla gurur duyması gereken bir ülke ama üniversiteyi kazanan, hem de büyük şehirlerde bu puanları tuttura tuttura kazanan gençlerimizin sadece maddi imkansızlıklar ya da yurt sorunu sebebiyle okuyamaması, okula gitmekten vazgeçmesi ya da çok ağır şartlarda hayatlarına devam etmeleri gerçekten bizi çok çok üzüyor. İçimizi yaralıyor. Bir an önce israfı bırakıp, bir an önce gençler için öğrenciler için ne kadar imkanı varsa bunları seferber etmesi lazım. Çok israf var gerçekten, çok lüks harcama var. Bu kadar israf ve lüks harcama varken bunlardan kısılıp, tasarruf edilip mutlaka en önemli konu olan eğitime ve öğrencilerimize bu kaynakların yönlendirilmesi lazım.”

Amerika’da açılan Türkevi, prestijli konumda bir bina, dışişleri bakanıyken o binaya katkım olmuştu

Amerika’da açılan Türkevi konusunda da görüşlerini açıklayan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bu konuda da şöyle konuştu:

“Amerika’da açılan Türkiye’nin tabi konum olarak Birleşmiş Milletler Binasının tam karşısında prestijli konumda bir bina, benim de dışişleri bakanıyken o binaya katkım olmuştu. O binanın inşaat hakkı sınırlıyken yandaki bir restoranı benim dışişleri dönemimde satın almıştık, Türkiye Cumhuriyeti olarak ve o restoranın çok ciddi bir imar hakkı vardı. O restoranda beraber, ilave imar hakkıyla beraber orada güzel bir eser meydana geldi. Tabi maliyeti nedir, kaça mal ettiler bilmiyorum. Onun zamanı geldiği zaman onların hepsine bakılır ama ülkemiz için bir prestijdir. Birleşmiş Milletler Binasının tam karşısında bir Türkevi'nin olması, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bir mülkün olması bütün dünya açısından kıymetlidir."

"Lüks uçaklar, 100 konvoyluk araçlar; yani kendi milletimize gösteriş anlamına gelecek harcamalar son derece yanlış"

"Eğer ülkenin itibarından bahsediyorsak, bu bir itibar projesidir bana göre ama içerideki lüks harcama, bu şatafat adeta kendi milletimize karşı gösteriş; külliyelerle, lüks uçaklar, 100 konvoyluk araçlar… Yani kendi milletimize gösteriş anlamına gelecek harcamalar son derece yanlış. Kimi kime anlatıyorsunuz? Kimin parasıyla kime hava atıyorsunuz? Ama yurt dışında yapılan böyle bir eser ülkemiz için bir itibardır. Desteklediğimiz bir projedir.”

Her sektörü kendi yerinde bizzat yerinde görmek tanımak lazım”

“Bugün Zonguldak’tayız. Taşkömürü maden ocağındayız. Ülkemizin gerçekten çok önemli, çok kıymetli hazinelerinin bir tanesinin içindeyiz şu anda. Türkiye; doğal kaynaklar, madenler özellikle kömür madeni açısından gerçekten çok zengin bir ülke. Bu kaynaklarımızı ne kadar verimli değerlendirebilirsek, ne kadar çok kullanabilirsek ülkemizin ekonomisi için o kadar faydalıdır.  

Şunu unutmayalım ki, toprağın altından çıkarttığımız her bir kilo maden, eşittir o kadar miktar ithalatın azaltılmasıdır. Ülke ekonomisi açısından, ülkemizin genel makro dengeleri açısından en önemli sektörlerden birisinde şu anda tam da içerisindeyiz. Kömür ocağındayız. Taş kömürü ocağındayız.

Tabi zor bir meslek. Gönül vermek gerekiyor. Hem bu işi yapan firmanın sahipleri, ortakları birkaç nesildir bu işi yapıyor. Hem de burada ayaküstü konuştuğumuz sohbet ettiğimiz bütün maden çalışanlarımız, hepsi birkaç nesildir bu işi yapıyor. Bu ancak gönül vermekle mümkün. Dededen oğula, oğuldan toruna geçen bir birikimle ancak olur.

Madencilerimiz bizim çok kıymetli. Bu işi yapan hem işletmecilerimiz hem de bu işte çalışanlarımızın hayatlarını kolaylaştıracak, mutlaka adımların atılması gerekiyor. Türkiye’de maden işletmeciliği ile ilgili izinler, lisanslar gerçekten zor bir alan. Karışık bir alan. Çok açık yürüyen bir alan değil. Yatırımcılarımızla konuştuğumuz zaman her zaman sorunları, şikâyetleri dile getiriyorlar.

Ama öte yandan çalışanlar açısından, iş sağlığı ve güvenliği açısından da gerçekten çok çok dikkat edilmesi gereken bir alan. İş sağlığı ve güvenliği açısından asla en ufak bir tedbirsizlik olmaması gerekiyor. Her şeyi kuralına, kitabına mutlaka uygun yapmak gerekiyor."

TIKLAYIN - Barınma krizini parklara taşıyan üniversiteliler anlattı: Polis aileleri aramaya başladı; ‘geleceksizlik’ Türkiye’de gençlerin normali hâline geldi