-BABACAN: HER SENARYOYA HAZIRLIKLI OLMALIYIZ ESKİŞEHİR (A.A) - 31.08.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''Dünyada ikinci bir krizden bahsediliyor. Bunun ihtimalini 'yüzde 1' diyen de var, 'yüzde 60-70' diyen de var. Biz hesap, kitap yaparken 'artık bir şey olmaz her şey düzeldi' diye yapamayız. 'Her şey çok kötü olacak bir kriz daha vuracak' diye de yapamayız. Ne yapmalıyız? Her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olmalıyız'' dedi. Bakan Babacan, Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan'ı ziyaretinde yaptığı açıklamada, 2009'un dünya için zor bir yıl olduğunu, dünya son 100 yılın en büyük ekonomik krizini yaşadığını belirterek, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa küresel ekonomik daralmanın yaşandığını vurguladı. 1929 krizinden sonra finans sisteminin ilk kez bu kadar derin ve geniş çapta etkilendiğini gördüklerini anlatan Babacan, şöyle konuştu: ''Özellikle son yıllarda finans sektörü ile ilgili bir başı boşluk bir düzensizlik... Finans krizi olarak başlattı bu krizi daha sonra da ekonomik kriz olarak... Özellikle ekonomide yavaşlama, işsizliğin çoğalması olarak pek çok ülkeyi etkiledi. Dünyada geçen yıl dibi bulan dünya ekonomisi geçen sene ile mukayese edildiğinde bu sene biraz daha iyi. Hangi açıdan iyi sadece büyüme rakamı açısından baktığımızda iyi. Halbuki bankacılık sistemi ile ilgili sorunlar hala orada duruyor. Batmakta olan yüzlerce bankaya o ülkenin hazinesi ya da merkez bankası olağanüstü miktarlarda destek verdiler, kaynak aktardılar ve o şekilde bu bankalar şu anda bir bakıma yüzdürülüyorlar, ayakta tutuluyorlar. Bugün itibariyle, 'tamam her şey normale döndü, artık işler normal, şu hazinelerin, merkez bankalarının bankalara verdiği destekleri geri çekelim', dense yarın sabaha kepenk açamayacak yüzlerce banka çıkar dünyada, mümkün değil. Kimsenin yüzüne bakacak durumları yok.'' Bakan Babacan, bu olağanüstü tedbirlerle bu bankaların şu anda yüzdürüldüğünü, batmalarına izin verilmediğini, ancak sorunun temelinin hala orada durduğunu ifade ederek, ''Batak alacaklar orada duruyor. Ne oluyor? Bazen bankaların bilançosunda duruyor, bazen merkez bankaları (ver o batak alacağı, ben sonra çaresine bakarım, al sana para) diyor. Bugün ABD Merkez Bankası'nın bile şu anda yaptığı o. Hiç görülmemiş şeyler bunlar. Bankaların portföyündeki batak alacaklarını kendisi üsleniyor 'al sana para' diyor'' diye konuştu. ''Parayı nereden buluyor? Eğer banknotsa biraz kağıt biraz mürekkep ki oda artık az kullanılıyor'' diyen Babacan, şöyle devam etti: ''Elektronik para çok. Şimdi kağıt, mürekkep, maliyeti dahi yok. Parayı bilgisayar ekranında üretiyorlar. Yaptıkları çok açık ifadeyle bu. Avrupa Merkez Bankası'nın yaptığı çok farklı değil. Şu anda Fransa'nın, Almanya'nın en büyük bankaları Avrupa Merkez Bankası'nın açtığı olağanüstü likidite tedbirleriyle ayakta duruyor. Bunun normale dönmesi yıllar alacak. Bu işin faturası yıllarca ödenecek. Öncelikle o gerçeği görmemiz gerekiyor. Bu krizle birlikte ortaya çıkan bir başka problem de gelişmiş ülkelerin borç sorunu, yani borç stoku. Şu andaki mevcut rakamlar milli gelire oran olarak baktığımızda tarihte ancak bir dünya savaşı çıktığında olmuş. ABD'nin borcu milli gelire oranla bakıldığında yüzde 100'e doğru gidiyor ve artmaya devam ediyor. O ülkelerin borcunun sigorta ettirildiği piyasaya baktığımızda bugün İtalya'nın borcunu sigorta ettirmek istediğimizde 100 liraya 2 lira 24 kuruş risk pirimi ödüyorsunuz. Bunlar iki, üç gün önceki rakamlar. Bu rakam Türkiye için 1 lira 70 kuruş.'' Babacan, ''Türkiye'nin dünyada yeni bir başarı öyküsü olarak anıldığına'' dikkati çekerek, ''Haftada en az 3-5 uluslararası yayında Türkiye'nin başarılarından bahsediliyor. Bu nasıl oldu? Güvenle. Her şeyin başı ekonomi yönetiminde güven, güven, güven. Güven olduktan sonra her şey kolaylaşıyor'' dedi.